CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu taşıyan parti otobüsü Karacabey’in anacaddesinde yavaş bir şekilde ilerlerken, otobüsün hoparlöründen ortalığa yayılan yüksek volümlü ses “12 Eylül’de her hayır oyunda Türkiye için çok hayır vardır diyor sakin güç Kemal Kılıçdaroğlu” anonsunu yapıyor.

“Hayırda hayır vardır” mesajı, CHP parti otobüsünün resmi anonslarında olduğu gibi Kılıçdaroğlu’nun hemen hemen her meydanda, her ortamda halka hitaben yaptığı konuşmaların da ana temalarından biri oluşturuyor.

Kılıçdaroğlu, ekonomik sorunlar, geçim sıkıntısı, işsizlik, yolsuzluklar, “iktidar sahiplerinin ve ailelerinin zenginleşmesi” ve bu konuda hükümetten hesap soracağı gibi favori temalarını işledikten sonra konuyu her seferinde 12 Eylül’de yapılacak Anayasa referandumuna getiriyor. CHP lideri, bu noktada “Evet mi, hayır mı” şeklinde soru yanıtlar üzerinden vatandaşa referandumda hangi oyu atacağını soruyor. Mitingler, meydandan kuvvetli bir “Hayır” yanıtının çıkmasıyla son buluyor her seferinde. CHP Lideri, referandumdan konuşurken paketin içeriğine çok az giriyor ve Anayasa değişikliğini yolsuzluk dosyasının bir yan teması şeklinde, hükümetin yolsuzluklarının hesabını vermemek ve kendini gelecekte koruyabilmek için bugünden başvurduğu bir önlem olarak takdim ediyor: “Bunlar yolsuzluk yaptılar. Halkın iktidara geleceğini görünce, çoğunluk bizdeyken Anayasa Mahkemesi’ne, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’na bizim adamlarımızı koyalım dediler.”

Anayasa paketinin içeriğine girdiği sınırlı noktalarda da en ağır eleştirileri YÖK’ün ve dokunulmazlıkların kaldırılmamış olması noktasında getiriyor: “Bu meydana gelip konuşursa, siz benim sorduğumu söyleyin. Sayın Başbakan sen dokunulmazlıkları neden kaldırmıyorsun, senin korktuğun nedir? Temiz siyaseti iktidara getirmek sizin ellerinizde.”

‘Referandum AKP’yi dizginlemek için fırsat’

Kılıçdaroğlu, bu çerçevede referandumu iktidardan hesap sorulması için bir fırsat olarak gösteriyor: “Kul hakkı yiyenden, hesap soracağız. Kul hakkı yiyenin, bu toplumda da siyasette de yeri yoktur, onları mutlaka al aşağı etmek zorundayız. 12 Eylül’de sandıkta oylarınız ‘hayır’lı olsun, eğer bunu yaparsak, ilk dersi vermiş olacağız. Ondan sonra seçim gelecek, ikinci dersi vereceğiz.”

CHP Lideri, önceki gün Bursa’nın ilçelerini dolaşırken verdiği bir çay molası sırasında yaptığımız sohbette, referandumu “AKP iktidarının dizginlenmesi için önemli bir fırsat olarak gördüğünü” saklamıyor. Ancak bu stratejiye yöneldiği zaman, CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturmasının üzerinden tam 4 ay bile geçmeden girdiği ilk büyük siyasi sınavında kendisini de ciddi bir riske sokmuş olmuyor mu? “Evet riskli...” diye söze giriyor Kılıçdaroğlu, ardından “Ama karşı taraf için de bu risk var. Biz bunu iyi anlatmalıyız. Ben referandumda hayır oyu çıkmasını yüksek bir ihtimal olarak görüyorum” diye ekliyor.

Mitinglerindeki sahnelere bakılırsa, Kılıçdaroğlu, bu aşamada en azından kendisini sempati duyan insanlarda ve parti tabanında referandumda ‘Hayır’ beklentisine kuvvetli bir destek alıyor. Bu kesimlerde Anayasa’ya hayır oyu, iktidar partisine karşı duruşun bir ifadesi olarak tescil edilmiş gibi gözüküyor.

Kılıçdaroğlu, 12 Eylül tarihine kadar her hafta sonunu Türkiye’yi dolaşarak geçirecek. Genel başkan seçildiği 22 Mayıs’tan 12 Eylül’e kadar geçen sürede tam 73 ili dolaşmış olacak. Kılıçdaroğlu “Referandum olmasaydı da gidecektik zaten” diyor. 4 aydan da kısa bir süre içinde 81 ilden 73’üne ayak basmak bir siyasi lider için hiç de fena bir performans sayılmaz. (İzlenimler Sedat Ergin KARACABEY / BURSA / HÜRRİYET)