Azerbaycan’ın Yeni Müsavat gazetesinde Nazim Sabiroğlu, “Erdoğan’ın nisan pazarlığı” başlıklı yazısında AKP hükûmetinin Ermenistan ile sınırı açmaya hazırlanmasının sebebini sorguladı.
Sabiroğlu, “Ermenistan sınırını açarak ve Erivan’a güzel sözler söyleyerek Türkiye, maddi hiçbir şey kazanmayacak. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin parayla davranmasını iyi bilen hükûmeti bunları iyi biliyordur. Ancak ortada başka bir şeyler, daha iyi kazançlar var. Bu, Türkiye’nin AB’ye kabulüyse çok seviniriz. Ancak Ermenilerin dostu olan ülkeler, özellikle Fransa, yıllardır Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkıyor. Şimdi iki-üç ziyaretle ne değişir ki?
Peki ne? Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti’ni düşmanla dostluğa sevk eden ne? ABD’den, Türkiye’de ‘ebedî iktidar’olma onayı mı aldı? Neden olmasın!” diye yazdı!

***

AKP’nin ABD ve AB’ye tavizler vererek kurulduğunu bütün dünya biliyor! Hatta parti programını bile CFR’nin gönderdiğini belgesiyle ispat ettiğimiz ortadadır. Tam 8 yıldır, Erdoğan, bu konuda bir açıklama yapmadı, yapamadı!
AKP’nin kuruluş gününden yakın zamana kadar ana politikasının “Ankara’nın şerrinden Brüksel’in şefaatine sığınmak” olduğunu da kendi yöneticileri söylemişti.
AKP şimdi de iktidarını devam ettirmek için ABD ve AB’ye her konuda taviz vermesi gerektiğini öngörüyor olabilir. Yoksa, Trabzon’da Amerikalılar kullansın diye askeri üs kurmak veya işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çıkmayan Ermenistan ile sınır açma pazarlığı yapmak, Ortadoğu’da Amerikan taşeronluğunun kamufle edilmiş adı olan neoosmanlıcılığı benimsemek hangi gerekçeyle izah edilebilir?
Azerbaycanlı gazeteci Nazim Sabiroğlu’nun sorusu, bütün bu gelişmelerle birlikte düşünülürse önem kazanıyor:
“AKP, ABD’den, Türkiye’de ‘ebedî iktidar’ olma onayı mı aldı?”

***

Yoksa, “Biz lise tahsilliyiz” diyen o iki Rizeli genç “Son Osmanlı Padişahı 1. Recep Tayyip Erdoğan” pankartını, bu ebedi iktidarı, seçim öncesinde halka empoze etmek isteyenlerin oyununa mı geldi?
Yoksa, Davos tiyatrosundan sonra, birileri “Erdoğan’ı ‘Üçüncü Abdülhamit’ diye karşılayın” tarzında AKP’lilere talimat mı verdi?
Yoksa, Yenişafak’ta yazan Akif Emre’nin “Ismarlama Osmanlı haritası” başlıklı yazısında belirttiği gibi daha düne kadar Türkiye’yi parça parça gösteren haritalar yayımlayan Amerikalılar, bugün “Yeni Osmanlı haritası” diye büyük imparatorluk haritalarını niçin gündeme getirsin?
Emre, AKP tabanını uyarıyor:
“Özellikle muhafazakâr ve İslâmcı geçmişiyle bilinen kesimin bu sahte gerçekliğe ram olma riski çok yüksek!”
Sadece AKP tabanı değil, MHP tabanı da bu Osmanlı haritasına olumlu bakabilir, ram olabilir!
Fakat, “Osmanlı medeniyetinin içini boşaltıp, Osmanlı’nın anlamından bihaber, hatta o anlama taban tabana zıt bir dünya görüşü adına Arapları yönetmek, bölgesel güç olmak vaatleri” söz konusu ise bunu kabul edecek iktidarın gerçekten Amerikan yönetiminden ebedi iktidar sözü almış olması gerekir.
“Yok böyle bir talep” denilemez. Talep vardır. Ebedi iktidar karşılığında Amerika’nın Ortadoğu’daki maşası olmak ise Türkiye’nin sonu demektir.

***

Türkler, tarihte hep kendi hedefini kendi belirlemiş bir millettir. Bugün, milleti yönetenler ebedi iktidar karşılığında Amerikan projelerine evet diyorlar ama bu at bu yükü sırtında taşımaz. Tayyip Erdoğan’ı sırtından atan Cihan adlı at gibi üstünden atar!
Milliyetçiler, İslamcılar, sosyalistler, liberaller bu defa sahte Osmanlı haritasına, ısmarlama neosmanlıcılığa karşı ortak tavır almak zorundadır.

Arslan Bulut
Yeniçağ