Hafta başında çok önemli iki röportaj yayınlandı..

Fethullah Gülen cemaatinin yol haritasına yönelik önemli ipuçları veriyordu..

Türkiye gözaltı depremiyle sarsılınca dikkatler bir anda Ergenekon çetesine çevrildi..

Darbe hazırlığı iddiası ön plana çıktı..

İster istemez biz de bu konuya daldık..

Ama Fethullah Gülen’e yakınlığı ile bilinen bu iki yazarın söylediklerini ıskalamamak lazım..

Siyasetin nasıl şekilleneceği konusunda kafa yoranlar için önemli işaretler taşıyor..

Zaman Gazetesi Yazarı Ali Bulaç’tan başlayalım..

“Hocaefendi’yle (Fethullah Gülen) ilgili alınan bu karar (beraat) yargıya olan güveni çok daha artırmıştır. (...) Anayasa Mahkemesi AK Parti’nin kapatılması yönünde bir karar verirse genel olarak yargıya yönelik eleştirilerde bir azalma olur mu? Tabii olabilir. (...) Yargıya olan tepkiler az olur.”


*

Bu sözlerden şu sonuç çıkıyor..

AKP kapatılırsa Gülen cemaati desteğini çekecek, gerekirse yollarını ayıracak..

Veya sessiz kalacak, tarafsız bir tutum alacak..

Yargı kararına tepki göstermeyecekler.. Eğer AKP’liler partimiz kapatılıyor diye büyük bir mücadele başlatırsa, özellikle yargıyı hedef alırlarsa, yanlarında Fethullah Gülen cemaatinden kimseyi bulamayacaklar..

Çünkü Gülen cemaati kapatma davası sürecini yargı darbesi diye yorumlamıyor..

Benim anladığım bu..

Neden mi?

Ali Bulaç’ın bu sözleri ile yine Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce’nin açıklamalarını yan yana koyduğumuzda büyük manzara ortaya çıkıyor..

Gülerce, içinde bulunduğumuz süreçten AKP’yi sorumlu tutuyor..

AKP’ye sütten çıkmış ak kaşık gibi bakmıyor..

Tam tersine, suçluyor..

Diyor ki;

“Kamuda çalışanlar türban takmasın dersem kendimle çelişmiş olurum, ancak karşı taraf buna tepki gösteriyorsa ısrar etmenin de anlamı yok. Ülke yönetmek toplumsal mutabakatın aranmasıyla kolaylaşan bir şeydir. Mutabakat olmadan yine yönetirsiniz, ama kaş yararsınız, göz çıkartırsınız.”

Bunları Fethullah Gülen’e çok yakın bir ismin söylemesi ilginç değil mi?

Şu sözlerin altını çizelim..

Türban konusunda ısrar etmenin anlamı yoktu..

Mutabakat olmadan yönetirseniz kaş yararsınız, göz çıkartırsınız..

AKP’nin yaptığı aynen bu.. Kaş yardı, göz çıkardı..

Gülerce, AKP’nin yaptığı hataları da tek tek sıralamış..

Mesela; “imam hatip ve türban konusunda bir hassasiyet olduğuna göre dönüp dolaşıp bu mevzuları gündeme sokmamalıydı.

Yeni anayasa yapılırken daha kucaklayıcı olunmalıydı.

Alevilerin cemevleriyle ilgili taleplerine müspet yanıt verilmeliydi.

Başbakan 22 Temmuz akşamı laik kesime yönelik balkondan yaptığı konuşmanın gerisini getirmeliydi” diyor..


*

Gördüğünüz gibi Gülen cemaati ülkenin, siyasetin süreklendiği kaos ortamında faturayı AKP’ye çıkarmış..

AKP’yi hatalı buluyor.. İpleri gerdiğini düşünüyor..

Bu iki demeç de..

AKP ile Fethullah Gülen cemaatinin yol ayrımına geldiğine işaret etmiyor mu?

Demek ki Fethullah Gülen de AKP’nin ülkeyi iyi yönetmediğini, hata üstüne hata yaptığını düşünüyor..

Mehmet Tezkan
[email protected]