AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Başbakan ile Orgeneral Büyükanıt işbirliği yaptı' iddiasına sert yanıt verdi: "Bu iddiaya ölüler güler."

Ak Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, partisinin genel mekrezinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun iddialarına yanıt verdi. Kılıçdaroğlu konuk olduğu bir televizyon kanalında “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın işbirliği yaptığını” iddia etmişti. 27 Nisan e-muhtırasının AK Parti’yi mağdur göstermek ve tekrar iktidara getirmek için düzenlendiğini savunan Kılıçdaroğlu, AK Parti Hükümeti’nin Büyükanıt’a ödül olarak da zırhlı araç tahsis ettiğini ileri sürmüştü. Bu iddiaları kesin bir dille reddeden Hüseyin Çelik, şunları söyledi:

ABESLE İŞTİGAL

Bugüne kadar emekli olan tüm Genelkurmay Başkanlarına zırhlı araç tahsis edilmiş veya satın alınmıştır. Bu durum Sayın Büyükanıt’a mahsus bir uygulama değildir. Ayrıca Başbakanlık tarafından ve Başbakanlığın bütçesiyle, hükümetin özel bir tercihiyle yapılmışbir satın alma da söz konusu değildir. Genelkurmay Başkanlığı kendi bütçesi ve inisiyatifi ile araç almıştır. Bu vesileyle Sayın Büyükünat’ın hükümet tarafından ödüllendirildiği iddiası, kelimenin tam anlamıyla abesle iştigaldir.

PES DOĞRUSU

Sayın Kılıçdaroğlu daha da ileriye giderek, bu tabi çok daha trajikomiktir, 27 Nisan bildirisinin AK Parti’yi yeniden iktidara getirmek için kurgulandığını, Sayın Başbakan ile Sayın Büyükanıt’ın çıkar işbirliği yaptığını iddia etmektedir.

Siz bu iddiayı nasıl karşılıyorsunuz bilmiyorum ama ben sadece “Pes doğrusu” diyorum. Bu zavallı iddiaya göre Sayın Başbakan ile Sayın Büyükanıt pazarlığa oturmuşlar, Sayın Başbakan, Sayın Büyükanıt’a demiş olmalı ki “Ver bir muhtıra, biz yeniden iktidara gelelim. Siz de kapın zırhlı arabayı. Öyle mi? Bu iddiaya sağlar değil ehl-i kubur yani ölüler güler. Sayın Kılıçdaroğlu gerçekten siz kendi iddianızı ciddiye alıyor musunuz?

KENDİ PARTİSİ DE Mİ BU İŞE ORTAK?

Bu mantığa göre 367 saçmalığını ortaya atan Sayın Sabih Kanadoğlu, buna mal görmüş mağribi gibi sarılıp, Meclis Genel Kurulu’na girmeyerek Cumhurbaşkanı seçimini engelleyen ve bu meseleyi Anayasa Mahkemesine taşıyan Sayın Kılıçdaroğlu’nun partisi CHP, malum ve meşhur 367 kararını veren Anayasa Mahkemesi de AK Parti’nin yeniden iktidar gelmesi için tıpkı Sayın Büyükanıt gibi Ak Parti ile çıkar işbirliği yapmış demektir. Bu mantık bunu gerektirir. Buna ne dersiniz Sayın Kılıçdaroğlu? Sizin partiniz böyle bir ihanetin faili nasıl oldu? Sizce Balyozcular, Sarıkızcılar, Ayışığıcılar, Poyrazköycüler ve Ergenekoncular da AK Parti ile gizli bir ittifak içinde olabilirler mi? Bu ne komplo dehası ve bu ne zavallı mantık?

"VATANA İHANET" İDDİASI

Sayın Kılıçdaroğlu’nun çok kaba ve nahoş bir yakıştırması ve ithamı da 2003 yılında Sayın Babacan’ın ABD ile imzaladığı bir anlaşma ile ilgilidir. Sayın Başbakan’ı ülkesine ihanet etmekle suçlayan Sayın Kılıçdaroğlu ile partisi yıllardır söz konusu anlaşmayı adeta ağızlarına sakız haline getirmişlerdir.

22 Eylül 2003 tarihinde Sayın Ali Babacan Ekonomiden Sorumlu Devlet Başkanı sıfatıyla ABD’lilerle, Türkiye’nin Irak’ın işgaliyle doğan ekonomik zararlarının telafi edilebilmesi için 8,5 milyar dolar krediye çevrilebilir, 1 milyar dolarlık bir hibe için anlaşma imzalamışlardır. Bu anlaşmada Türkiye kendisini hiçbir siyasi kayıt ile sınırlandırmamış. Bunun altını çiziyorum.

Kuzey Irak’a gerekli hallerde asla girmeme taahhüdüdünde bulunmamıştır. Ancak ABD tarafı Türkiye’nin Irak’a tek taraflı müdahalede bulunmasını, ödemenin geri kalanını askıya alma sebebi sayacağını ifade etmiştir. Bunu şuna benzetebilirsiniz. Kıbrıs Barış Harekatı’ndan önce Türkiye ABD’den silah ve mühimmat alıyordu. Kıbrıs’a yapılan bir müdahelede ABD’nin ambargo koyacağı belliydi ve bu ifade edilmekteydi. Nitekim yaptılar. Ama bu bizim Kıbrıs Barış Harekatı’nı yapmayacağımız anlamına gelmiyordu. Meseleyi buna benzetebilirsiniz.

Türkiye’de ekonomik şartların hızla iyileşmesi üzerine, yapılan yeniden değerlendirmede 8.5 milyar dolarlık kredi veya 1 milyar dolarlık hibeye gerek olmadığı sonucuna varlımış ve anlaşma TBMM’ye onay için gönderilmemiş, Dışışleri Bakanlıkları arasındaki nota ile anlaşma iptal edilmiştir. Meselenin aslı özü budur. DHA


Editör: TE Bilisim