Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ekici Kahramanmaraş’ta düzenlediği basın toplantısında, basın mensuplarının sorularını cevapladı.

AKP’NİN kapatılması konusu üzerine yapılan bir soru üzerine Ekici, “Şimdi, kapatma davasının açılışını doğru bulmuyoruz. Yani bu kapatma davasının Cumhuriyet Başsavcısı tarafından açılmasını doğru bulmuyoruz. Özellikle Anayasa’da yapılan değişiklikleri yani Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan değişiklikleri yani 10. ve 42. maddelerde yapılan değişiklikleri iptal kararını siyasi buluyoruz. Bunlar birbiriyle bağlantılı olduğu için söylüyorum. Hukuka saygı göstermekle birlikte hukuk kararlarına karşı çıkmak adına değil ama benimsediğimizi, benimsemediğimizi ortaya koymak adına bu kararların, alınan kararların kapatma davasına olan etkilerini de dikkate alarak söylüyorum. Siyasi partilerin yani iktidarda olan partilerin bir kapatma davasına tabi tutulması üzücüdür. Bu iki anlamdadır; bir, en başta söylediğim 340 milletvekiline rağmen Türkiye’nin dengelerini iyi okuyamayan, Türkiye’nin gerçeklerini iyi okuyamayan ve dolayısıyla yönetemeyen bir iktidar olması münasebetiyle AKP nezdinde bir de siyasetin siyasette meydana gelebilecek değişikliklerde ve değişikliklerin zorlama ve siyasi unsurlar dışı enstrümanlar kullanarak değil bizzat siyaset tarafından ve halk eliyle kapılması gerektiğine inandığımız için bu kapatma davasını çok uygun bulmadığımızı sayın genel başkanın ağzından da birçok kere ifade ettik. Yani dünyanın her yerinde parti kapatılır her yerinde partilerin kapandığı demokratik rejimler vardır ama iktidar partisinin böyle bir davaya muhatap kalmasını üzücü buluyoruz. Peki bundan sonra ne olur? Bundan sonra işte burada iki şey önemlidir, birisi AKP yöneticilerinin göstereceği firasettir. Firaset lafının üstüne basa basa söylüyorum. Kapatmayı gerekçe göstererek Türkiye’de sosyal ve siyasi çılgınlıklara sebep olacak politika geliştirmeden 340 milletvekilleri olmuş olması münasebetiyle yani TBMM’de çoğunluk olmaları münasebetiyle demokrasimizin içine düşürüldüğü bu durumdan nasıl çıkacağımızın sorusunun ilk muhatabı iktidar partisidir. Dolayısıyla sayın Başbakan ve iktidar partisi mensupları bu konuda son derece sorumlu davranmalıdırlar ama sürecin tamamına baktığınızda bu sorumluluk duygusunun ötesinde bu problemi aşmak yerine halkı ajite etmeye dönük provakatif politikaları geliştiriyorlar işte bundan vazgeçmeleri lazım. İlk yapmaları gereken iş budur yani o AKP’nin geleneksel acındırma siyaseti işte Müslüman Cumhurbaşkanı’nı seçtirmediler bize gördünüz mü? Diye çok söylenmiştir. Bu Kahramanmaraş’ta da söylenmiştir tahmin ediyorum. Bu tür provakatif halkı ajite eden, halkın duygularını ajite ederek oy kazanma esasına dönük politikalardan vazgeçmeleri lazım. Mesela sayın Başbakan velevki diye başlayan cümlelerden vazgeçmesi lazım.”

MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ekici, AKP güdümlü medya organları içinse “Sayın Başbakan ve özellikle AKP güdümündeki medya organlarından Türk Devleti’nin kurumlarına dönük saldırıdan vazgeçmelidir. Halkı demokratik hayat noktasında mesela Anayasa Mahkemesi’ne yapılan saldırı Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına katılmadığımızı beyan etmiş bir insan olarak söylüyorum. Hukuk kararına katılmamak, benimsememek başka bir şeydir, saygı göstermek başka bir şeydir. Yani Anayasa Mahkemesi’nin aldığı bir kararı benimsemeye bilirsiniz ama ona uymak zorundasınız” dedi.

“Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili son günlerde medyada çıkan haberle ilgili düşüncesinin sorulması üzerine Ekici, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu ülke için lüzumunu ve gerekliliğini asla tartışmıyoruz. Bunu bilmek için kain olmaya gerek yok. Bizim bu coğrafyada yaşayabilmemizin tek şartı vardır yani olmazsa olmaz şartlarından birisi güçlü bir silahlı kuvvetlerine sahip olmaktır. Yoksa bizi bu coğrafyada yaşatmazlar. Tarihte bunun örnekleri ile doludur. İlk çağdan bugüne baktığınızda tarih tamamı ile bunun örnekleri ile doludur. Özellikle Cumhuriyet tarihi ve Osmanlı tarihine baktığınızda bunu net görürsünüz. Türk Silahlı Kuvvetleri ülkenin en milli kurumlarında biridir. Ama global süreç ben ona sertçe bir süreç söyleyeyim emperyalist süreç TSK’nin coğrafyamızdaki emperyalist süreçlere olan karşı duruşunu kaldıramıyor. Rejime, cumhuriyete ve milli devlet ilkesine olan bağlılığını kaldıramıyor. Onun için bu kurumun yıpratılması gerekiyor. Onun için TSK’ya dönük psikolojik hareketler ve operasyonlar dışarıdan yapıla gelmiştir. Bunların bir sürü örneği vardır, bunları biliyoruz. Mesela Yaşar Büyükanıt’a dönük o Şemdilli davasından başlayan sürecin dış kaynaklı olduğu konusundan zerre kadar kuşkum yok. Tabi burada TSK’nın da dikkat etmesi gereken husus var. En son Taraf Gazetesi’nin ortaya çıkardığını söylediği beyan. Eğer Genelkurmay Başkanlığı’nda böyle bir çalışma varsa bunun sonuçlarını görmeliyiz. TSK bu tür çalışmalar yapmamalıdır” dedi.

Seçim ile ilgili sorulan soruya da yanıt veren Ekici, “Erken seçim olabilir. Türkiye’de üç şey olabilir bence, mahalli idareler seçimi ile birlikte veya baskın anlamında erken seçim olabilir. Eğer kapatma davası gerçekleşirse ara seçimde olabilir. Yani mahalli idare seçimi ile ara seçimde olabilir veya ara seçim yapılarak mevcut parlamento yapısıyla devam edilebilir ama bu konuda henüz Türkiye’de bilgi sahibi bir adam olduğu kanaatinde değilim” dedi. (Ajans 46 - www.kanal46.com)
Editör: TE Bilisim