Önümüzdeki yıl yapılacak olan genel seçimler için sıcak havada siyaset de büsbütün ısınırken, geçtiğimiz günlerde bağımsız milletvekili adayı olduğunu açıklayan Talat Pekin’den sonra gözler bu kez de adaylığı gündemde olan kentin renkli siması Veli Yaşar Yaman’a çevrildi.

Gündemin ağırlıklı konularından olan “genel seçimlerde kim milletvekili adayı olacak?” sorusuna cevap alabilmek için, adaylığı gündeme gelen, ancak Talat Pekin’den yana adaylıktan çekildiği söylenen Veli Yaşar Yaman ile geçen günlerde Batıpark Çay Bahçesinde buluştuk ve kamuoyunun merak ettiği soruların cevabını almak istedik.

Kahramanmaraş kamuoyunun yakından tanıdığı bir isim olan Yener Atlı ile M. Sait Yardımcı’nın Kara Lise’den arkadaşları olan Veli Yaşar Yaman, öncelikle kamuoyuna yanlış aksettirilen adaylığı hususuna açıklık getirip, ne Talat Pekin lehine adaylıktan çekildiğini, ne milletvekili adayı olmayı düşündüğünü dile getirerek, asıl niyetinin başarılı bulmadığı AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yerine başbakan olmak olduğunu söyledi.

1964 doğumlu, bekâr ve aslen Önsen beldesinden olup, Akçakoyunlu mahallesinde oturan, imam hatip kökenli Yaman, gücü elinde bulunduran Saadet Partisi’nin bir sonraki seçimde iktidar olacağını da belirtirken, başbakan olduğunda Talat Pekin’i maliye bakanı yapacağını, böylelikle dış ülkelerden para transferi ile ülke ekonomisinin düzlüğe çıkacağını ve dış borçların biteceğini vurguladı.

“Milletvekili olacak mısınız?” diye sorduğumuzda, kararlı bir şekilde; “Milletvekili olmak kararım vardı, istiyordum. Ancak vücut sağlığım sebebiyle adaylıktan çekildim. Bu arada, Talat Pekin ya da Ali Bilir’in milletvekili adaylığı beni ilgilendirmiyor, çok da ciddiye almıyorum!” deyince, meraklı bakışlar bu kez sorunun güzergâhını değiştirdi; “Peki, siyaset gündeminizden çıktı mı?”

Bakın ne cevap verdi; “Dedim ya, sağlığım elvermiyor. Ancak benim asıl niyetim başbakan olmak, ülkeyi yönetmek” diyerek sözünü tamamlamak isterken, bu kez DHA temsilcisi Mustafa Şirin soruyu yöneltti; “Peki, başbakan R.Tayyip Erdoğan’ı nasıl değerlendiriyor, başarılı buluyor musun?” dediğinde, yine iddialı ve kararlı bir ifadeyle; “Başbakan Erdoğan dış güçlerin güdümüne girdi, onların talimatı ile hareket ediyor. Ben başbakan olursam, boyunduruk altına girmem” deyince, ortamda bulunan herkesin ağzından, “Yaaaaa, vay be!” sözcükleri döküldü.

TALAT MALİYE BAKANI OLURSA
EKONOMİ DÜZELİR, KRİZ BİTER!


Konu yine döndü dolaştı Talat Pekin’in milletvekili adaylığına geldi. Pekin için ne düşünüyordu, başbakan olduğunda Pekin’i bakan yapacak mıydı? Bu sorunun cevabını almak istedik.

O da bize şunları söyledi: “Pekin beni aradı, aday olduğunu açıkladı. Ben de hayırlı olsun temennisinde bulundum. Ortalıkta yaygın olan şayia var, onun lehine adaylıktan çekildiğim… Bu külliyen yalan. Dedim ya, vücut sağlığım sebebiyle aday değilim. Ancak seçmenlerim, hayranlarım, vatandaşlar ısrar ederlerse de, yok demem. Çünkü üzerimde yoğun bir baskı var, aday olmam için. Başbakan olursam zaten, Pekin’i maliye bakanı yaparım. Böylece dış ülkelerden para transferi sağlar, ekonomi düzelir, kriz yaşanmaz. Ülkede ekonomik istikrar sağlanır.”

SAADET PARTİSİ İKTİDARA KOŞUYOR


Veli’ye iktidardan söz ettik. Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen kurultayda yeniden Saadet Partisi Genel Başkanlığa getirilen Numan Kurtulmuş ve partisinin şansını sorduk. İktidar için ümit var mıydı? “Saadet Partisine teveccüh her gün artan bir ilgi ile devam ediyor. Bu ilgi sele dönüşecek, inanıyorum ki, bu seçimde olmazsa bile, bir sonraki genel seçimlerde SP tek başına iktidara gelecektir. Bunu görüyorum.” dedi Yaman.

Bu kez, mevcut milletvekillerini sorduk, başarılı buluyor muydu? Performansları nasıldı? Bu hususta neler söyleyecekti? Cevap verdi; “Milletvekillerinin vatandaşa bakış açısı önemeli. Vatandaşı koyun yerine mi koyuyorlar, kuzu yerine mi, ona bakarım. Bir kere halkın arasında yoklar. Halkla iç-içe olmayan adama vekil demem. Halktan kopuklar, bu anlayışta giderlerse, vatandaş da bunların ipini çekecektir. Halka uzaktan bakanların sonu hep hüsranla sonuçlanmıştır. Bize tepeden bakan adamın gereği yok. Halkını uzaktan seven siyasetçilerle dolu AK Parti. Bu da onların çekip gitmesi için, sonları için en büyük etken olacaktır!”

BAŞBAKAN OLURSA, KİMLERİ
MİLLETVEKİLİ GÖSTERECEK?


Cevabı peşindi; “Önce partimizin prensiplerine, ilkelerine uyan kimseleri seçerim. Davaya inanan, samimi, dürüst kimseleri alacağım kabineye. Öyle laf olsun torba dolsun diye laletayn adam seçmem. Partiyi ve şehrini temsil yeteneği, gücü olan kimseler dururken, çapsızları, ne dediği, ne yaptığı belli olmayan dengesiz adamları koymam içeri”

Mantıklı ve tutarlı sözleri, cevapları bahçede bulunan herkesi şaşırtırken, son olarak da gazeteciler içinden kimi alabileceğini, bu işi kimin daha iyi yapacağını sorduk; Verdiği cevap ilginçti; “Mustafa Şirin olabilir, Mehmet Fiskeci olabilir, bir de Mehmet Taş var, o da olabilir. Hepsi de şehirde etkin, güçlü isimler, gazeteciler. İyilerini tenzih ederim; öyle gazeteciyim diye ortalıkta gezen gazeteci müsveddesi çar-çakalları almam yanıma. Seçerim… Halkı dinlerim, halkım kimi mecliste görmek istiyorsa, onların tercihlerine önem veririm. Partimi ve beni mahcup etmeyecek, temsil edebilecek gazetecilere buyur derim. İsimlerini de saydım zaten. Bu isimlerden birini milletvekili yaparsam, kafam da rahat eder, partim de…”

TÜRKİYE’Yİ NATODAN ÇIKARTIRIM!


Başbakan olduğunda ilk icraatı önemliydi. Herkes bu soru karşısında onun vereceği cevabı bekliyor, adeta ağzının içine bakıyordu. Veli Yaşar Yaman, dersine mükemmele çalışmış talebe gibi hazırlıklıydı. Bu hususta önceden plan-program yaptığı, bazı şeyleri kafasında tasarladığı belliydi. “Önce Türkiye’yi Nato’dan çıkartırım. Ne işi var orada? Hıristiyan âleminde bulunmak bize yakışır mı? ABD bir güç, bir ekol. Ben de Nato silahını kullanır, Amerika’ya karşı kafa tutarım. Terör var deniliyor. Doğrudur. Terörü, örgütü batı, Amerika besliyor, destekliyor. Silahını bile onlar veriyor. Ben terörü de bitiririm. Türk askerlerinin öldüğü, anaların ağladığı yeter artık! Orduyu güçlendirir, ABD’yi kendi silahı ile vururum. Nato’dan çıkmış, yönünü İslam ülkelerine ve Türki Cumhuriyetlerine çevirmiş bir Türkiye daha güçlenecek, dünyada söz sahibi haline gelecektir.”

HER AY BASIN TOPLANTISI
OLACAK. HALKTAN KAÇMAM!


Bu röportaj yapılırken, çevrimizi saran dostlar, Veli’nin mantıklı cevapları ve dünya g örüşüne ait düşüncelerini dinlerken, hayretten küçükdillerini yutacak gibi oldular. Zira Veli Yaşar Yaman, soyadı gibi yaman çelişki içinde değil, aksine ne dediğini, ne yaptığını bilen siyasetçi gibi konuşuyordu.

Bugünlerde, başbakan Erdoğan’ın havuzlu villa sahibi olduğu iddiası yaygınken, Veli’ye villalı bir soru soralım dedik; “Başbakan olduğunda havuzlu villalarda oturacak mısın?” dedik, fırçayı yedik; “Ne havuzlu villası kardeşim. Devletin parasıyla hovardalık olmaz. Ben, kirasını cebimden ödeyeceğim mütevazı evde kalır, ülkeyi oradan yönetirim. Öte dünyada vatandaş bize sorar, Allah da sorar, ‘Sen kim havuzlu villa kim, utanmadın mı devletin parasını çar-çur etmeye?’ diye hesap soracaklar mahşerde. Cevabını veremeyeceğim işi yapmam!” deyince, hepimizde tuhaf bir gülümseme belirdi.

Vekil seçmede, ülkeyi yönetmede, meseleleri öncelik sırasına koymada, uluslararası ilişkilerde usta olduğunu gösteren Yaman, verdiği cevaplarla kırk yıllık siyasetçilere taş çıkartır gibiydi. En son dedik ki, “Basın toplantısı düzenler, kamuoyunu bilgilendirir misin?”

Güldü… “Tabi, hem de her ay. Benim söyleyecek sözlerim olacak. Halktan kaçmam, basından uzak durmam! Ancak söyleyecek sözü bulunmayanlar basın toplantısı yapmaktan kaçınır. Benim öyle bir kaygım yok” diye sözlerine nokta koyduğunda bahçede bulunan dostlar, Veli’nin cevapları karşısında bir kez daha düşünmekten kendilerini alamadılar. (Haber ve Fotoğraflar: MEHMET FİSKECİ / Kimlik)
Editör: TE Bilisim