Her şeyi bilirdim ama, dostumuz, (bizi pek sevmese de) dürüst ve yiğit siyaset adamı Ali Sezal’ın aslanının olduğunu bilmezdim. Duymadım hiç.

Halbuki ne gerek var aslan beslemeye, kendisi aslan gibi maşallah!
İsterseniz önce gazete haberini okuyun, sonra yoruma sıra gelsin.

“AK Parti eski milletvekili Ali Sezal’ın Belçika’dan getirdiği ve Kahramanmaraş özel hayvanat bahçesine götürülürken kafesinden kaçan 7 aylık aslan, Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde, gece devriyesine çıkan jandarma ekipleri tarafından ormanlık alanda bulundu.

Çevrede herhangi bir tuzak kurulması riskine karşı güvenlik önlemi alan askerler, araçlarını durdurarak, aslanın yanına yaklaştı. Aslanı yakalayan askerler, Nurdağı ilçe jandarma komutanlığına götürerek et ve su verdiler. Yavru aslan daha sonra Gaziantep çevre il müdürlüğü yaban hayvanlarını koruma şubesi görevlilerine teslim edildi.”


Haber bu kadar. Ancak bir eksiklik olduğu kanaatindeyim. Bir kere bildiğim kadarıyla, Ali Sezal’ın öyle Belçika’dan aslan getirtecek, besleyecek ve hayvanat bahçesinde büyütecek kadar ne zamanı var, ne de hobisi.

Sonra ne gerek var. Kendisi aslan!

Yeleleri ile, kükremesi ile, gezip-tozması ve kendini kabul ettirmesiyle bildiğimiz, tanıdığımız Ali Sezal, durup dururken neden onca para verip, Belçika’dan aslan getirtsin.

Çakal, tilki, sansar, kuzgun, leş kargası, yılan, domuz sıkıntısının olmadığını bildiğim Maraş’ta aslan kıtlığımı var yoksa?

Dedim ya, haberde bir sakatlık var. Bildiğimiz, merhum, iyi insan Alaeddin Sezal’ın (Allah mekanını cennet eylesin) hayvanat bahçesi var, Üngüt’te. Sanıyorum bilgi aktarımında bir eksiklik var. Belki de gerçek öyle, Ali Sezal bizden ve Maraş’tan, parti teşkilatından ve genel merkezden habersiz hayvanat bahçesi kurmuş olabilir. Ne yani, kuramaz mı? Allah’a şükür zengin adam. Size emi danışacak illa ki. Dün akşam televizyon haberlerini izleyince, inandım, iman getirdim. Aslan Ali Sezal’a aitmiş.

Neyse… Ali Sezal bu… Üstelik de bea… Sonra kimseye de eyvallahı olmayan adam.
Öyle kuru gürültüye pabuç bırakacak cinsten de değil.

O’nu tanımayan, iç dünyasına girmeyen, zevkleri-nefretleri ile hemhal olmayan, siyasi gücünü idrak etmekten imtina eden sözde siyaset cambazları, siyasete bilimcileri, (siyasetten önce ilmi siyaseti öğrenenler için kastettim en çok da…)

Dürüst, mert, dobra, sazını - sözünü bilmese de, kalbinde kötülük olmayan, iyilik meleği bir dost.

O’nu tanımayan, insanları hor gören, tepeden bakan biri sanır. Net konuşur, alnından konuşur, ama hep doğruları söyler. İnsanlara itici gelse de, onu değiştiremezsiniz. Karakter ve kişilik timsali aslan Ali’m. Gel bağrıma yaslan Ali’m.

Söylesene Allah aşkına bea’m. Aslan beslemek senin neyine. Bu kadar çakalın, kuzgunun, sansarın, yılanın, domuzun, tilki ve her türden mahlûkatın olduğu bir yerde… “İhtiyaçtan hasıl oldu!” diyorsan, bak ona bir sözüm, itirazım yok!

Dinime imanıma, yalan söylüyorsam yedi yerde sela'm verilsin ki doğru söylüyorum, başta ben, seninle iftihar ediyoruz taman…

MEHMET FİSKECİ
Editör: TE Bilisim