Gençlik Ve Spor Bakanlığı’nda Gençlik ve Spor Uzmanı olarak görev yapan Kahramanmaraş eski KYK Müdürü Mehmet Ali Öztürk, Dünya Dondurma Devi MADO’yla ilgili ilginç tespitlerde bulundu.

Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda MADO’nun sahiplerini tanımadığını fakat markaya herkesin sahip çıkması gerektiğine vurgu yapan Kahramanmaraşlı bürokrat Öztürk; “Dondurmanın d'sinden anlamam, sahipleriyle tanışmam, ortakları değilim, huylarını, ahlaklarını bilmem, birkaç toplu ortam dışında kendilerini yakından görmüşlüğüm de yoktur ama yine de firma hakkında güzel konuşmayı görev biliyorum. Yaşar Pastanesi, MADO olarak sahiplerinin, şehrimin hatta ülkemin sınırlarını aştı, dünya markası haline geldi.” Dedi.

Paylaşımını geçmiş dönemde bir iş insanıyla yaptığı sohbetten esinlenerek yapan Öztürk, sohbet ettiği iş insanının kendisine; “Mehmet Ali bey, belli bir süreden sonra, işe devam edip etmeme kararı senden çıkıyor. Beraber çalıştığın binlerce insan, onların aileleri, şehrine ve ülkene katkıların elini, kolunu bağlıyor.” Dediğini hatırlattı.

GAZİANTEP ‘DONDURMA DA BİZİM’ DEMİYORSA BUNUN SEBEBİ MADO’DUR

Şehrin gastronomisi ve yöresel ürünlerine sahip çıkan Gaziantep’in, dondurmaya sahip çıkamamasını da MADO’nun varlığı olduğuna dikkat çeken Kahramanmaraşlı bürokrat Öztürk; “Gaziantep çok rahat bir şekilde 'Dondurma da bizim' diyemiyorsa sebebi budur. Dondurma denilince insanların aklına Kahramanmaraş geliyorsa, turizm gelirlerinde, bir nebze de olsa şehrim adına artış sağlanıyorsa sebebi MADO'dur.” Dedi.

BİZ ŞEHRİMİZDEKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKMAK ZORUNDAYIZ

MADO’nun depremde su konusunun temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp gündeme getirilmeye çalışıldığına da vurgu yapan Öztürk paylaşımında şu ifadelere yer verdi;

“işin gerçek yüzünü kimse bilmiyor, deprem anını hatırlayın, insanlar cenazesine sahip çıkamadı. Hangimizin yanlışı olmuyor ki? Bir ara 'Çinliyim' dedi diye yüklendiler, sonra depremde su meselesi çıktı. İşin gerçek yüzünü ayrıntılı bilen yok. Bu konuları temcit pilavı gibi ısıtıp getirmenin kimseye faydası olmaz, özellikle memleketime hiç faydası olmaz. Adamlar siyasetçi değil, kılı kırk yararak konuşma alışkanlıkları yok. İşinde gücünde olan insanlar. Tartıda güzel taraf ağır basıyor mu? Ona bakacağız. Sonuçta kimse kimsenin rızkını vermiyor. İnanın kimsenin reklamlarını yapmalarına ihtiyaçları da yok. Allah daha da versin, varlıkları yedi sülalelerine yeter. Ancak biz şehrimizdeki değerlere sahip çıkmak zorundayız. Sordukları zaman dünyadaki bütün şubeleri için alnımızın akıyla bizim diyebiliyoruz. Misafirleri yönlendirebiliyoruz veya ağırlayabiliyoruz. Yaz mevsimindeyiz. Turistik beldelerde Maraş dondurmacısıyım diyerek şaklabanlık yapanları, turistlere karşı dondurmalarıyla ve davranışlarıyla memleketimi rezil edenleri gördükçe çok rahatsız oluyorum.

KEŞKE BİR DÜNYA MARKASI DA TARHANAMIZDAN ÇIKSA!

İşini güzel yapan başka firmalar da var elbette. Hepsi bizim. Allah sayılarını artırsın, yollarını açık etsin. Bu markamızın üzerindeki toz-bulutun kalkması için isim vermek zorunda kaldım.”

Kahramanmaraş'ta kiraz uçtu, karpuz dibe çakıldı!
Kahramanmaraş'ta kiraz uçtu, karpuz dibe çakıldı!
İçeriği Görüntüle

Sayfasında bazı yorumlara da nezaketli şekilde cevap veren Öztürk, dondurmanın şehre kattığı değer ve MADO’nun dünyanın her bölgesinde şehri temsil etmesinin gururunu yaşadıklarını da söyledi.