Kanal 46 yazarı Nesih Tanrıverdi bugünkü yazısında, "Tüketici hukukuna eleştiriler" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Ticaret Bakanlığı 45 ilçede Tüketici Hakem Heyetini kapatacağını, heyetlerin büyük bir kısmının da Ticaret İl Müdürlüğü bünyesinde faaliyetine devam edeceğini ilan etti. Alınan karar 31.12.2025 tarihi itibariyle yürürlüğe girecek.
Bakanlık kararını, “yeniden yapılandırma ve birleştirme”, “hizmet kalitesini artırma”, “kurumsal yapıyı güçlendirme”, “kaynakların verimli kullanılması” gibi gerekçelere dayandırmaktadır.
Tüketici örgütleri bu kararı sert bir şekilde eleştirmekte verilen kararın tüketicinin hak arama yollarını daraltacığını iddia etmektedirler.
Elbette başlangıçta Tüketici Hakem Heyetleri sayesinde tüketiciler, herhangi bir harç ya da masraf ödemeden, kolay ve ücretsiz biçimde kısa süre içinde haklarını arayabilmekte idiler. Hak arama yollarını rahatlatan ve tüketici bilincinin artırılması konusunda fark yaratan Tüketici Hakem Heyetleri, ne yazık ki geldiğimiz noktada aksine bir yapıya dönüşmüş durumdalar.
Tüketici örgütlerince gösterdiği hassasiyetin daha önce yaklaşık 800 ilçe tüketici hakem heyeti kapatılırken de gösterilmesi gerekirdi.
Ayrıca şahsen ben, şehir merkezindeki ilçe tüketici hakem heyetlerinin tek çatı altında toplanmasında zarardan fazla yarar olduğunu düşünüyorum. Hem kararlarda yeknesaklık sağlanmış olacak, hem de gerekli hallerde kısa süreli eğitimler yapılabilecek.
1- Tüketici Hakem Heyetleri kapatılmalıdır.
Doğrusunu söylemek gerekirse hakem heyetleri konusunda oldukça karamsarım.
Heyetlerin kapatılmasını bu işin Tüketici Mahkemeleri eliyle yapılması noktasına gelmiş durumdayım.
Çok emek sarfettiğim Isparta ve Kahramanmaraş il hakem heyetleri ile Onikişubat hakem heyetine olağanüstü emek sarfetmişliğim vardır. İyi örnekleri tenzih ediyorum elbette ancak bu heyetlerde alınan kararlara baktığımda vardığım sonuç karamsarlık.
Heyetlerin doğru karar alınmasını teminen bakanlık çaba sarfetmekte ise de, bunun bir sonuca varmadığını gerek usul yönünden gerekse esas yönünden çok absürd kararlar bulunduğunu söylemem gerekir.
Tüketici lehine verilen karar oranı %50'lere düşmüş vaziyette. Genellikle haklı olduğundan emin olmayan tüketicilerin hak arama yollarına bsşvurmsdığını düşündümüzde %50 oranının üzerinde düşünmek gerekir.
Uzun süre başkan olarak hizmet vermiş olduğum heyetlerin organik ömrünü tamamladığını gelinen bu aşamada heyetlerin kapatılmasının bu işin Tüketici Mahkemeleri eliyle yapılması gerektiği noktasına gelmiş bulunmaktayım. Burada hemen söylemem gerekir ki Tüketici Mahkemesine yapılan başvuruların hakem heyetine yapılan başvurular gibi, masrafsız olmasını sağlamak gerekir.