FETHULLAH Gülen’in New York Times muhabiri Brian Knowlton’a yaptığı açıklamalar dünkü gazetelerde genişçe yer aldı.
Gülen’in “en kötü devlet kaostan iyidir” sözünü özellikle önemli buluyorum.
Milliyet ve birkaç gazete daha haberlerinde Gülen’in bu sözüne dikkat çekiyorlardı. Muhafazakâr gazetelerin haberlerinde ise bunu göremedim! Tuhafıma da gitti...
NYT’nin internet sitesine baktım, Knowlton Gülen’in bu sözünü parantez içinde yazmıştı; Hocaefendi’nin Mavi Marmara için “İsrail’den izin alınmalıydı” anlamındaki sözlerinin gerekçesini anlatmak için.
Muhafazakâr gazeteler Mavi Marmara konusunda yeni bir tartışmaya yol açmaktan sakınmış veya ‘parantez’i önemsememiş olabilir.
Ama ben “en kötü devlet kaostan iyidir” sözünü çok önemsiyorum; bin yıldır Sünni siyaset doktrininin temel prensiplerinden biridir bu! Günümüzde laik devlet otoritesini meşrulaştıran bir prensiptir!
Bu prensip “Devrimci İslam”la, hatta “Siyasal İslam”la da bağdaşmayan bir “geleneksel İslam” anlayışının ifadesidir!
Bir yıllık sorun
‘Sünni doktrini’ deyince buna bugünkü anlamda “dinci” ya da “mezhepci” diye bakmayın. Avrupa tarihinde de yaşanmış olan “dünyevi devletin meşruluğu” tartışmasıyla ilgilidir.
Meşruiyetin dini terimlerle ifade edildiği bir çağda Avrupa’da “meşru otorite” kilise otoritesi miydi, prenslerin, kralların otoritesi mi?.. Bu kavgalarda çok kan akmıştı...
İslam’da Hz. Peygamber’den sonra hangi geleneğin, cemaat veya fetvanın siyasi otoritesi meşru idi? Bundan çıkan kavgalarda da çok “fitne” (kaos) yaşanmış, çok kan akmıştı.
Avrupa’da da, İslam’da da zamanla, yerleşik devleti meşru saymanın, boğazlaşmaktan daha iyi olduğu görüşü gelişti.
İslam’da 11. yüzyılda İmam Mâverdi “Ahkam’us Sultaniye” (diyelim, Devlet Hükümleri) adlı klasik eseriyle dünyevi devletin meşru olduğu görüşünü teorileştirdi; zamanla daha da gelişti.
Bizim büyük âlim Cevdet Paşa, Batı tarzı kanunların ve mahkemelerin meşruluğunu bu teoriye dayandırdı mesela...
Batı’da ise, kilise dışında otorite tanımayan ‘Hıristiyan kaosu’na karşı Aquina’lı Aziz Thomas 13. yüzyılda aynı şekilde dünyevi devletin meşruluğu fikrini geliştirdi...
Modern devletin köklerinde bu teoriler vardır.
Ve TC devleti...
Gülen’in “en kötü devlet kaostan iyidir” sözü bu bin yıllık, zengin, üretken, gelişmeye açık geleneğin ifadesidir.
Temeli de Kuran’da Bakara suresinde iki ayette ifade edilmiştir:
“Fitne katlden kötüdür!”
“Fitne katlden daha büyük bir cinayettir.”
Gelenekteki “fitne”nin anlamı günümüzdeki “anarşi, kaos” gibi kavramlarla aynıdır.
Devletin meşru olması için “İslami” olması gerekmez; bunun bir formu da yoktur zaten. Devletin meşruluğu, güvenliği sağlamasına ve toplumca genel kabul görmesine bağlıdır. Adil olması da kuvvetle tavsiye edilir klasik teoride...
Günümüzde bu vasıflara elbette “hürriyet, eşitlik, demokrasi” gibi değerler de dahildir.
“En kötü devlet kaostan iyidir” ifadesi hem gelenek hem modernite anlamında doğrudur; hukukiliğin de ifadesidir.
Gülen hareketinin davranışlarında çatışmacılıktan uzak durması da bu anlayışın pozitif bir ürünüdür.
Netice: Anayasada nitelikleri yazılı “TC devleti” tam anlamıyla meşru bir devlettir; demokratikleşme standardını da yükseltmesi gerekiyor tabii.
Taha Akyol
Objektif
[email protected]
Ekonomiden memnun musunuz?
Ankete Katıl
Trend Haberler
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi rektörlüğünde görev değişimi!
Mahmut Ak kimdir? KSÜ yeni rektörü oldu
Gelinim Mutfakta 19 Aralık Puan Durumu: 10 Altın Bileziği Bugün Kim Aldı, Çeyreği Kim Kazandı?
Levent Gültekin Kimdir? Gazeteci Neden Gözaltına Alındı?
Yasir Gülen kimdir ve aslen nereli? Yasin Gülen'in babası kimdir?
Kahramanmaraş'ta deprem oldu! AFAD resmen açıkladı