Kuzey Irak’ta ve Kıbrıs’ta neler oluyor, aklım inanın hiç almıyor! Başbakan “Rum gazeteciye” sert çıkıyor, “Nabucco’dan vazgeçeriz” resti çekiyor ama “Türkiye’nin dış politikası asla değişmiyor”!

Acaba “Başbakan iyi niyetli ama rotayı mı değiştiremiyor, yoksa böyle söylemesine rağmen değiştirmek mi istemiyor”!

Sevgili dostlar, Avrupa Birliği kararları ile “işgalci” sayılan Türk Silahlı Kuvvetleri, bütün “gücüyle” orada durmaya çalışırken, Kıbrıs adına “konuşan zat”, kalkıp “tek devlet-iki toplum” deyiveriyor. Türk Devletini, Türk ordusunu “ortada bırakıveriyor”!

Bu da yetmezmiş gibi içeride bazı “yazar ağabeylerimiz” gidişatı çok ama çok iyi görüyorlar... Acaba kör mü oldular yoksa korkuları gözlerine perde mi oluyor! “Nasıl oluyor, neler oluyor” gerçekten anlamıyorum!

Sevgili dostlar, sizlere daha önce de verdiğim ve “bana göre herkesin bilmesi” gereken bir yazıdan “ibret dolu” bir örneği yeniden vermek istiyorum.

İşte “1980 sonrasında dışişleri bakanlığı yapmış ve NATO’dan çıkmış Yunanistan’ın, Amerikalı generalin ricası ve Kenan Evren’in “oluru” ile NATO’ya dönmesine “Türkiye adına olur” demiş bir şahsın “Kıbrıs” yazısından bir bölüm; “...Bugün artık Kıbrıs’ta fiziksel olduğu kadar zihinsel duvar bir hayli delinmiştir...Denktaş sonuna kadar çözümsüzlük taraftarıydı. Talat mümkünse çözüm taraftarı...Tıpkı Türk Hükümeti gibi...”

Sonuç 1: Yazıda da belirtildiği gibi Türkiye’de kamuoyu zorlanarak “Zihinsel duvar delinmiş” .

Sonuç 2: Yine yazıda okuduğunuz gibi; “Kıbrıslı Türkleri, Avrupa’ya üye bir Kıbrıs’a terk edelim- Türkiye bütün haklarından vazgeçsin” demek “çözüm tarafarı” olmak!

Sevgili dostlarım, daha önce de sordum, aklıma takılan bir soru var, cahilliğime verin, cevap bulamıyorum; Türkiye’nin Kıbrıs topraklarını Avrupa Birliğine terk etmesinde, menfaati nerede? Avrupa Birliğine üye olmuş bir devlet ve orada yönetime katılan Türkler! Ya İngiliz üsleri, onlar neden vazgeçmiyor, parasal birliğe bile katılmadıkları Avrupa’nın karşısında, avuç kadar yerlerinden! Neyse canım, vardır bir bildikleri; Kıbrıs’ı Yunan üzerinden Avrupa’ya, kuzey Irak’ı da Barzani üzerinden uluslararası petrol kartellerine “bağlasınlar” biz de seyredelim!

Son söz: NATO’dan çıkmış Yunanistan’ı, Türkiye tarihi bir fırsat yakalamışken, “Amerikalı bir general bize söz verdi” diyerek, NATO’ya geri kabul edenler, bugün “Kıbrıs’ta-Kuzey Irak’ta işler iyi diyorlarsa”, bilin ki; durumumuz vahim! Hem de çok vahim!

Sonuç 3: Madem Ergenekon’dan başladık, 11. dalgaya kadar geldik, daha da ileri gidelim ve yakın geçmişimizle de hesaplaşalım!

Son söz: 1980 ve sonrası orada duruyor! Yok mu oraya el atacak kimse! Yunanistan’ın “NATO’ya alınması” Türkiye’nin çıkarlarını “ihmal etmek-görevi kötüye kullanmak” değil mi! Bu küçük bir detay, daha neler var, neler!

Yiğit Bulut
[email protected]
Vatan