Anadolu'ya Orta Asya'dan göç eden Türk boylarıyla taşınan ve bir zamanların en popüler mesleklerinden biri olarak kabul edilen "keçecilik" sanatı, Kahramanmaraş'ta sayıları azalan ustalar tarafından yaşatılmaya çalışılıyor.


Geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan "keçecilik", büyük efor ve sabır isteyen bir meslek. Anadolu'ya Orta Asya'dan göç eden Türk boyları ile taşınan keçe, bu mesleğe yıllarını veren ustaların çabaları ile günümüze kadar gelebildi. Sadece kuzu yününden yapılan keçenin nimetlerinden insanoğlu yıllarca faydalandı.


Keçeyi ya bir çobanın sırtında, ya bir gelinin çeyizinde ya da bir Mevlevi'nin dervişinin kepinde gördük. Isınmadan temizliğe kadar bir çok alanda kullanılan keçe bugün sayıları bir elin parmağını geçmeyen ustalar tarafından yaşatılmaya çalışılıyor. 
    
SON 4 USTA



Türk kültürünün önemli sanatlarından biri olarak kabul edilen "keçecilik", Kahramanmaraş'ta da sadece 4 usta tarafından devam ettiriliyor. Bir zamanlar 30-40 iş yerinde yüzlerce insanın büyük emeklerle ortaya çıkardığı ve en popüler mesleklerden biri olarak değerlendirilen "keçecilik", artık günümüzde unutulmaya yüz tutmuş sanatlar arasında gösteriliyor.


Yaşları 60'ın üzerinde 4 arkadaş, Kapalı Çarşı'daki 2 katlı iş yerinde gözden ırak kuzu yününü keçe yapmaya devam ediyor. Aslında onlar hem usta hem çırak hem kalfa çünkü kendilerinden başka bu mesleği yapacak hiç kimse yok. Yılların yorgunluğu hem yüzlerinde hem ellerinden okunuyor. Kendilerinden başka hiç kimsenin mesleğe ilgi göstermemesine üzülüyorlar.


55 yıldır yünü keçeye çeviren 69 yaşındaki Mehmet Tutma, ilerleyen yaşına rağmen haftanın 6 günü arkadaşları ile birlikte çalışmaya devam ediyor. 14 yaşındayken dayısının yanına meslek öğrenmeye gönderildiğini söyleyen Tutma, ''O zamanların en popüler mesleğiydi. Keçe ustası dendiği zaman insanlar şöyle bir dururdu. Zaten onun için bu mesleği tercih etmiştim. Dayım çok varlıklıydı. Zenginliğini de keçeye borçluydu. Çünkü iyi para kazanıyordu. Ama yıllar geçti bu mesleğin tadı tuzu kalmadı. Bizler de mecburen sanatı devam ettirmek zorunda kaldık'' dedi.


Kahramanmaraş'ta kendilerinden başka keçe ustası kalmadığına dikkati çeken Tutma, tek isteklerinin bu mesleğe sahip çıkacak birilerinin ortaya çıkması olduğunu ifade etti.

"KEÇE YAPMAK YÜNÜ TANIMAKLA BAŞLAR"
    
60 yaşındaki Şevket Ertürk ise yarım asırdır bu mesleğin içinde olduğunu söyledi. Keçeciliğin büyük efor ve sabır isteyen bir sanat olduğuna dikkati çeken Ertürk, ''Keçe yapmak yünü tanımakla başlar. Çünkü her yünden keçe olmaz. Sadece kuzu yünüyle yapabilirsiniz. Eskiden bir çok alanda kullanılırdı. Şimdi öyle talep te yok. Dünya değişiyor. Biz bunun da farkındayız. Tek isteğim bu mesleğin devam etmesi'' diye konuştu.


Kahramanmaraş İl Kültür ve Turizm Müdürü Seydi Küçükdağlı ise "keçeciliğin" tarihi el sanatlarından biri olduğuna işaret etti.


Keçe ustalarının sayısının azaldığını ancak son yıllarda üniversitelerde bu konuyla ilgili dersler verilmeye başlandığını belirten Küçükdağlı, ''Ecdadımız yünü çok iyi değerlendirmiş. Kendi kullandığı gibi hayvanların çeşitli aparatları için de yapmış. Dolayısıyla bu mesleğin yaşatılması ve gelecek nesillere ulaştırılması gerekiyor. Şehrimizde de bu sanat çok az olan sanatkarlar tarafından devam ettiriliyor'' dedi.


Küçükdağlı, bir zamanların en popüler mesleklerinden biri olan "keçeciliğin" devam ettirilmesi için de çeşitli çalışmalar yapıldığını ifade etti.