Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in çarpıcı açıklamaları, Türkiye'deki eğitim sisteminin temel taşlarından biri olan 4+4+4 modelinin yeniden tartışmaya açılmasına neden oldu. Bakan Tekin'in, "Çocukları bu denli uzun süreli, tek tip bir öğrenim sürecine dâhil etmek ne derece doğru?" sorusu, mevcut 12 yıllık zorunlu eğitim uygulamasının geleceğine dair önemli bir sorgulama başlattı. Bu çıkış, eğitim camiasında geniş yankı uyandırırken, sistemin olası değişimlerine yönelik beklentileri ve endişeleri de beraberinde getirdi.

AÇIK ÖĞRETİM KURUMLARINA YOĞUN İLGİ VE OKUL DIŞINDA KALAN ÖĞRENCİ SAYISINDAKİ ARTIŞ ENDİŞE YARATIYOR

Mevcut eğitim-öğretim yılında yaklaşık 18 milyon öğrencinin eğitim gördüğü Türkiye'de, açık öğretim liselerine olan yönelimin giderek artması dikkat çekiyor. Eğitim Uzmanı İlhan Sevin, Haberglobal.com.tr'ye yaptığı değerlendirmede, 4+4+4 sisteminin hayata geçirilmesiyle ilkokula başlama yaşının erkene alındığını ve ortaöğretimin zorunlu hale geldiğini hatırlattı. Ancak Sevin, Millî Eğitim Bakanlığı'nın son verilerine göre yaklaşık 612 bin öğrencinin örgün eğitim dışında kalmasının ve açık lise öğrenci sayısındaki belirgin yükselişin altını çizdi. Seçmeli derslerdeki devamsızlık oranlarındaki artışa da dikkat çeken Sevin, farklı yaş gruplarındaki öğrencilerin aynı sınıflarda bulunmasının akran zorbalığını tetiklediğini ve öğrencilerin ruhsal gelişimini olumsuz etkilediğini belirtti. Tam gün eğitim veren okul sayısındaki azalma ve ikili öğretimin yaygınlaşmasının ise öğrenme verimliliğini düşürdüğünü ifade etti.

Kahramanmaraş'ta imzalar atıldı: Öğrencilere ücretsiz olacak! Kahramanmaraş'ta imzalar atıldı: Öğrencilere ücretsiz olacak!

LİSE SÜRESİNİN KISALTILMASI TEKLİFİ EŞİTLİK ENDİŞELERİNİ TETİKLİYOR

Eğitim Uzmanı İlhan Sevin, lise eğitiminin 3 yıla indirilmesi yönündeki tartışmaları da değerlendirdi. Lise son sınıf öğrencilerinin büyük ölçüde üniversite sınavlarına veya yurt dışı eğitim hazırlıklarına odaklandığını belirten Sevin, okul öncesi, ilkokul ve ortaokul kademelerinde ders içeriklerinin zenginleştirilmesi, yabancı dil eğitimine ağırlık verilmesi ve mesleki yönlendirme çalışmalarının güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Sevin, okul öncesi eğitimin 1 yıl, ilkokulun 5 yıl ve ortaokulun 3+1 yıl olarak yeniden yapılandırılması önerisinde bulunurken, liselerin de 3 yıl örgün eğitim ve son yıl üniversite veya yurt dışı hazırlık şeklinde 3+1 modeline geçirilmesinin faydalı olacağını düşündüğünü dile getirdi.

EĞİTİM SOSYOLOGU KAMER'DEN PEDAGOJİK UYARILAR: SÜRE DEĞİL İÇERİK ÖNEMLİ!

Eğitim Sosyoloğu Prof. Dr. S. Tunay Kamer ise lise süresinin kısaltılması fikrinin zaman tasarrufu sağlayabileceğini kabul etmekle birlikte, bu durumun pedagojik sonuçlarının titizlikle incelenmesi gerektiğine dikkat çekti. 14-18 yaş aralığının gençlerin kimlik gelişimi, kariyer seçimleri ve duygusal olgunlaşmaları açısından kritik bir dönem olduğunu vurgulayan Kamer, lise eğitiminin aynı zamanda sosyal, duygusal ve bilişsel gelişime önemli katkılar sağladığını ifade etti. Lise eğitim süresinin bir yıl azaltılması durumunda müfredatın sıkıştırılması veya basitleştirilmesi gerekeceğine işaret eden Kamer, bu durumun sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlı öğrencilerin yaşadığı eşitsizlikleri daha da derinleştirebileceği uyarısında bulundu. Kırsal bölgelerdeki öğrencilerin, eğitimin daha kısa ve yoğun bir şekilde sunulması halinde sistemden dışlanma riskiyle karşı karşıya kalabileceğini ve bunun gelecekteki toplumsal eşitsizlikleri artırabileceğini belirtti.

Prof. Dr. Kamer, sözlerini "Lise eğitiminin dört yıldan üç yıla indirilmesi önerisi, yalnızca yapısal bir değişiklik olarak değil, eğitim sistemimizin işleyişine yönelik daha kapsamlı bir dönüşümün parçası olarak ele alınmalı. Eğer hedefimiz öğrenciler için eğitimi standartlaştırmak değilse, o zaman odaklanmamız gereken temel konular eğitim süresi değil, müfredatın içeriği, öğretim metotları, değerlendirme sistemleri ve öğrenme ortamları olmalıdır. Eğitimin süresini kısaltmak yerine, onu dönüştürmek çok daha anlamlı ve kalıcı sonuçlar doğuracaktır" şeklinde tamamladı. Millî Eğitim Bakanlığı'nın bu tartışmaları nasıl yönlendireceği ve eğitim sisteminde ne tür değişikliklere gidileceği merakla bekleniyor.

Kaynak: Haber Global