Sağlık Bakanlığınca, Koronavirüs Bilim Kurulu'nun kararı doğrultusunda Covid-19 geçirenlere, iki doz yerine tek doz aşı uygulanmasının yeterli olacağı bildirilmişti. Bu kapsamda, hastalığı geçiren ve bir doz aşı olanların ikinci doz randevuları iptal edilmişti.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, hastalığı geçirenlerin isterlerse bir yerine iki doz aşı olabileceklerini belirtti.

İKİNCİ DOZ AŞILAR SİSTEME TANIMLANDI 

Bu kapsamda, Covid-19 geçiren ve tek doz aşı olanların daha önce iptal edilen ikinci doz aşı randevuları tekrar sisteme tanımlandı. Hastalığı geçirenlerden hem bir doz hem de iki doz yaptıranlar, aşı sertifikalarını e-nabız veya Hayat Eve Sığar (HES) uygulamaları üzerinden oluşturabilecek.

Covid-19 geçirmeyenlerin sertifikaları ise iki dozun uygulanmasının ardından verilecek. Sertifikaların verilmesinde aşı türü dikkate alınmayacak. Covid-19 geçirenlerin birinci dozları, hastalığın üzerinden 3 ay geçtikten sonra uygulanıyor.

SON 10 GÜNDE YAPILAN AŞI SAYISI 8 MİLYON DOZU GEÇTİ

'SON 10 GÜNDE YAPILAN AŞI SAYISI 8 MİLYON DOZU GEÇTİ' 

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Son 10 günde yapılan aşı sayısı 8 milyon dozu geçti. İlk doz aşısını son 10 gün içinde yaptıranların, yani aşı olmaya karar verip randevu alanların sayısı 4 milyon 330 bini geçti. Hızlı hareket etmek hepimize güç verir, zaman kaybetmek riske karşı korunmasız düşürür, hem sizi hem çevrenizde aşı olmayan diğer kişileri." dedi.

AŞI SAYISI 55 MİLYONU GEÇTİ 

18 yaş üstü nüfusta birinci doz aşı uygulananların oranı yüzde 59,42, ikinci doz aşı yapılanların oranı da yüzde 26,11 olarak kayda geçti. Türkiye'de bugüne kadar yapılan aşı sayısı, 36 milyon 879 bin 365'i birinci doz, 16 milyon 209 bin 662'si ikinci doz, 2 milyon 260 bin 351'i üçüncü doz olmak üzere toplam 55 milyon 349 bin 378'e yükseldi.

En az bir doz aşı uygulananların oranının en yüksek olduğu 10 il sırasıyla Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Edirne, Balıkesir, Eskişehir, Amasya, Aydın, İzmir ve Bilecik oldu.

En az bir doz aşı yapılanların oranının en az olduğu iller ise Siirt, Bitlis, Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır, Muş, Şırnak, Batman, Ağrı ve Bingöl olarak sıralandı.

MUĞLA AŞILAMADA İLK SIRADA YER ALDI 

Koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında hayata geçirilen kısıtlamaların büyük bölümü kalkarken, virüse karşı yürütülen en etkili mücadele ise aşılamayla devam ediyor. Sağlık çalışanları aralıksız sürdürdükleri aşılama çalışmalarında, son verilere göre Muğla'da yüzde 79,8'lik orana ulaşıldı. Bu rakamlar sağlıkçılar kadar turizmcileri de memnun etti.

Muğla Valisi Orhan Tavlı, süren aşı çalışmaları hakkında verdiği bilgide, ilde tüm kamu ve özel hastaneler, aile sağlığı merkezleri ve kalabalık noktalarda oluşturulan aşı uygulama merkezlerinde aşılama çalışmalarının aralıksız sürdüğünü aktardı. Bu noktalarda randevuyla gelen vatandaşların yanı sıra randevu almayanlara da aşı uygulaması yapıldığını bildiren Vali Tavlı, Covid-19 ile mücadelede ilk günden bu yana özveri ve titizlikle görev yapan sağlık çalışanlarının aşı çalışmalarında da aynı hassasiyetle sürdürdüklerini kaydederek tüm sağlık çalışanlarına teşekkür etti.

Covid-19 ile mücadelede kapsamında elde edilen başarının devamının aşıyla mümkün olacağını vurgulayan Vali Orhan Tavlı, "İl genelinde vatandaşlarımız büyük duyarlılık göstererek, aşı oldu. Bu sayede aşılamada rakamlarımız arttı. Vaka sayılarımız düştü. Duyarlı davranarak aşı olan tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Sırası gelen ve henüz aşı olmayan tüm vatandaşlarımızı da bir an önce aşı olmaya davet ediyorum" dedi.

BÖLGEYE YOĞUN TALEP VAR 

Bodrum Tanıtım Vakfı Genel Sekreteri Serkan Ceylan, aşılamadaki yüksek oranının Muğlalıların olaya hassasiyet göstermesinden kaynaklı olduğunu belirterek, "Muğlalılar ve turizmciler bu konuda çok duyarlı davarındı ve üzerlerine düşen görevi yaptı. Muğla'da aşılamadaki bu oran bizim için çok önemli.

1 Temmuz'da kısıtlamaların kalkmasıyla başta Rusya olmak üzere Avrupa ve Balkan ülkelerinden yoğun bir taleple karşılaştık. Bunda hem aşılama hem güvenlik sertifikası etkili oldu. İlçedeki turistik tesislerde doluluk önemli bir noktaya ulaştı, bayram ve sonrasına yönelik de yoğun bir talep var" dedi. Yaklaşan Kurban Bayramı ve sonrası için taleplerin yoğun şekilde gelmeye devam ettiğini ifade eden Ceylan, turizmci açısından sıkıntılı geçen 2020'nin izlerinin silinmeye çalışıldığını belirtti.

Dünyanın En Güzel Koyları Birliği Genel Sekreteri, turizmci Galip Gür, Budrum'un güzelliklerinin yanı sıra aşılamadaki başarısıyla da dünyanın birçok noktasında takip edildiğini, ilçenin, turistlerin daha güvenli tatil tercihleri arasında yer aldığını dile getirdi. Gür, "Pandemi ile birlikte kaygı ve spekülasyonlar nedeniyle tedirginlikler vardı. Hem güvenli turizm sertifikası hem de sağlık alanında atılan adımlar, aşılama oranındaki yükseklik ilgiyi Türkiye'ye yönlendirdi. Muğla'nın aşılama oranlarında birinci il olması biz turizmciler ve özellikle yabancı misafirlerimiz için güven veriyor. Kurban bayramı ve sonrası için gelen talep, rezervasyonlar beklentilerin üstünde" ifadesini kullandı.

YÜZDE 100 DOLULUK BEKLENTİSİ 

Bodrum Otelciler Derneği (BODER) Başkanı Faruk Dengiz, Bodrum'da turizm işletme, yatırım ruhsatlı ve pansiyon yatak kapasitesinin 100 bin civarında olduğunu belirtti.

Yaz dönemi ilginin artmasıyla ilçedeki turistik işletmelerde doluluk oranının haziran ayında yüzde 60'lara, 1 Temmuz'daki kısıtlamaların kaldırılmasının ardından ise yüzde 85'lere çıktığını kaydetti. Dengiz, bayram ve sonrası dönem için talep yoğunluğuna dikkat çekerek, yüzde 100'lük bir doluluk yaşanmasını beklediklerini söyledi.

Otel yöneticisi Nurçe Erben de, Sağlık Bakanlığı verilerine göre Muğla’nın aşılamada rekor bir orana ulaşmasından memnuniyet duyduklarını bildirerek, "Bu durum o kadar güven verdi ki, başta turizmcileri ve gelen misafirlerimizi rahatlattı. Bu da talebe yansıdı, artırdı. Bizler otel yöneticileri olarak başlat güvenli sertifikası olmak üzere her türlü önlemimizi aldık, personelimizin aşılarını yaptırdık. 2021 turizm sezonuna motive olduk ve gelen talepler de bizi mutlu ediyor. Temmuz ve ağustos aylarında bize bağlı olan otellerimizin tamamı dolu. Önümüzde Kurban Bayramı’yla yoğunluğun daha da artacağı ortada. Rezervasyon ve talep olarak baktığımızda bu yıl, 2019 yılının üzerinde bir rakam beklemekteyiz." diye konuştu.

PCR TESTİ NEGATİFE DÖNDÜ 

Araştırma hakkında değerlendirmede bulunan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Dilek Arman, "Hindistan'da yapılan bir çalışmanın sonuçları da yayınlandı.

Çalışma semptomatik ancak evde takip edilen, hafif ve orta semptom gösteren kişiler üzerinde yapıldı. 10 gün süreyle, günde 3 kez bu ürünün kullanılması sonrası 10'uncu gündeki PCR negatifleşme oranının neredeyse 2 kat fazla olduğu gösterildi" diye konuştu.

"VİRÜSÜ TÜKÜRÜKTE ETKİSİZLEŞTİRİYOR" 

Ürünün tükürük salgısını artırdığını da ifade eden Prof. Dr. Dilek Arman, "PCR'ın negatifleşmesi ve virüsün üst solunum yolu mukozosunda etkisiz hale getirilmesi alt solunum yoluna inmesini, sistemik etkilerinin azalmasını da sağlıyor. Bu anlamda önemli bir çalışma. O nedenle bu tür bir ürünü özellikle aşılanmamış ya da aşılanmış bireylerde AVM'ye, kalabalık ortama girmeden hemen önce günde 3 kez kullanılmasını öneriyorum"

"3 saat süreyle etkisinin devam ettiğini biliyoruz. Tükürük bezleri aynı akciğerdeki gibi, daha yoğun olarak ACE reseptörlerini taşıyan dokular. Dolayısıyla tükürükteki virüsün etkisizleştirilmesi, vücuttaki giriş kapısında virüs yükünün azalması gibi bir katkı sağlıyor. Bu ürün ise tükürük salgısı 5 kat artırıyor" değerlendirmesinde bulundu.

"AŞILAMADA YÜZDE 70'LERE ULAŞMALIYIZ" 

Aşılama oranlarındaki artışa da dikkat çeken Prof. Dr. Arman, tedbiri elden bırakmamak adına şu önerilerde bulundu:"Aşılanma sürecinde vaka sayılarında bir azalma da görüyoruz. Ancak bununla birlikte bir gevşeme görüyoruz. Aşılara olan güven son derece önemli ama unutulmaması gereken bir şey var ki aşılar belirtili enfeksiyon, ağır enfeksiyon ve ölümleri önlemede çok başarılı. Ama enfeksiyonu önlediği konusunda elimizde şu anda bir veri yok. Dolayısıyla enfeksiyon toplumda yayılmaya devam edebilir"

"2 doz aşısını olmuş insan sayısı 18 milyon civarında. Toplam 50 milyon üstü doz uygulanmış olmakla birlikte tekrarlayan dozlar olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla toplumsal olarak korunabiliyoruz diyebilmek için aşılamada yüzde 70'lere ulaşmamız lazım ki yeni bir varyant çıkmaz ve değişen koşullar söz konusu olmazsa. O nedenle tüm korunma önlemlerini elden bırakmamak gerekli."

TÜRKİYEDE DE GÖSTERİLMİŞ ETKİLERİ VAR

"TÜRKİYE'DE DE GÖSTERİLMİŞ ETKİLERİ VAR" 

Önlemlerden birinin bu ürün olduğunu belirten Arman, "Bu önlemlerden bir tanesi de nar kabuğu ekstresi, zerdeçal ve zencefil içeren formüle edilmiş ağızda eriyen ürün kullanımı. Bu ürünün Türkiye'de de gösterilmiş etkinlikleri vardı. Gerek invitro koronavirüse etki gösterdiği ama hücrelerde toksik etki göstermediği belirtilmişti. Soğuk algınlığındaki klinik etkisini de biliyoruz. Daha önce koronavirüs geçiren ama asemptomatik bireylerde üçüncü günde PCR negatifleşmesini sağladığını önemli ölçüde artırdığını biliyoruz" dedi.

Aşıdan uzak duran aşıyla ilgili çekinceleri olan kişilerin olduğunu söyleyen Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Dilek Arman, son olarak şu uyarılarda bulundu:

"Bugüne kadar aşıya dair saptanan hiçbir yan etki hastalığın etkisinden daha sık ve ağır değil. Hastalıkta gerçekten çaresiz kalınabilen zamanlar oluyor. Bu nedenle aşıya dört elle sarılmak gerekiyor. Aşılansak dahi maske, mesafe ve el hijyeni konularını elden ve gündemden düşürmemek gerekiyor. Bunun yanı sıra enfeksiyonu önlemeye yönelik ek tedbirler içinde de nar kabuğu ekstresi, zerdeçal ve zencefil içeren formüle edilmiş bir ürün katkı sağlayabilir."

Bilkent Üniversitesi Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Gürsel, Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nden eşi Prof. Dr. Mayda Gürsel ile birlikte TÜBİTAK Covid-19 Türkiye Platformu çatısı altında geliştirdiği yerli VLP aşısına ilişkin DHA'ya açıklama yaptı.

Gürsel, Türkiye'de 3 merkezde Faz-2 çalışmaları süren yerli aşının Türkiye'de hala yaygın olarak görülen İngiliz mutantına karşı etkili olduğunu söyledi. Prof. Dr. Gürsel, VLP aşının Faz-2 çalışmasını İngiliz varyantına göre tasarladıklarını, bu sırada delta ve delta plus gibi varyantların ortaya çıktığını belirterek, "Virüs öyle çabuk değişmekte ki biz Faz-2 için çalışırken delta ve delta plus varyantları çıktı."

"Bizim geliştirdiğimiz teknoloji delta, delta plus varyantlarının da spike veya tac proteinini barındırıyor. Bununla ilgili hazırlıklarımızı şimdi sürdürebiliyoruz. VLP'nin üzerinde delta veya plus ya da ileride başka bir varyant spike proteinini yine bu VLP'nin üzerine dekore edip üretmemiz ve denememiz mümkündür. Şu an itibarıyla yaptığımız çalışmalarda ise Türkiye'de delta ya da delta plus virüsleri izole edilmediği için elimizdeki İngiliz varyantının bile kapsayıcılığının ne olduğunu çalışmamız mümkün değil ancak değişik immünolojik metotlarla bir bilgi veya öngörüde bulunabiliriz" dedi.

'HATIRLATMA DOZUNDA ETKİLİ' 

Prof. Dr. Gürsel, koronavirüs geçiren kişilere hatırlatma dozu olarak VLP aşısının uygulanabileceğini dile getirerek, şöyle konuştu: "Bundan sonra hasta olanların ya da aşı olanların tek doz hatırlatma dozu ile bu değişik varyantlara karşı korunma kabiliyetleri artacaktır. Bizim aşımızın özelliği 4 tane virüsün yapısal proteininin barındırıyor olması. Yani biz buna 'dublör virüs' diyoruz. Vücudumuza giren normal Covid virüsünün değişik proteinleri de var kendi içinde ama esas 4 yapısal proteini ile karşılaşıyoruz. Diğer proteinler de bağışıklık sistemini etkinleştiriyor; ancak bu 4 proteinle karşılaşan bir kişinin tekrar VLP gibi 4 yapısal protein içeren bir aşı ile hatırlatma dozu yapılmasının bağışıklık sistemi açısından ve bu etkinliği yeniden daha güçlü geliştirmesi açısından büyük avantajları olacak. Mesela Biontech aşısı veya başka bir aşı temelde sadece bir protein üzerine kurgulanmıştır ama 4 proteinle karşılaştırdığınızda daha kapsayıcı daha uzun süreyle koruma sağlanabilir."

Editör: TE Bilisim