HANGİSİ daha iyi?
Erdoğan Grubu’nun patronu Tayyip Erdoğan mı?
Doğan Grubu’nun patronu Aydın Doğan mı?
Hangi patronaj tercihe şayandır?
Hadi gelin yanıtı birlikte verelim...
* * *
Önce Erdoğan Grubu’yla başlayalım...
"Büyük patron" Tayyip Erdoğan, bir süredir, kendi medya grubunun yayın ilkelerini gayet güzel açıklıyor... Mesela...
Kendi grubunda "aykırı giden" köşe yazarları için bakın ne diyor?
"Onların içinde de zaman zaman aleyhimizde çok ağır konuşanlar var... Çelişkilerimiz, çatışmalarımız oluyor ama bazılarını sineye çekiyoruz."
Bu saptamayı yaptıktan sonra da "aykırı gidenler" için "sopa" göstermeyi ihmal etmiyor... Diyor ki:
"Bazı yanlışlıklara yataklık etmeyi ádet haline getirenler var. Hukukta suça yataklık etmek de suçtur. Bunlar da var."
Demek ki neymiş?
"Tayyip patron" açısından, "market işletmek" ile "gazete yönetmek" arasında hiçbir fark yokmuş...
Demek ki neymiş?
Koroya uyum sağlayacakmışsın... Aykırı gitmen halinde ise yafta hazır: Suça yataklık...
Böyle bir medya grubunda çalışmak mı?
Aman Allah korusun...
* * *
Peki ya Doğan Grubu?
Onun durumu nedir?
Yine Recep Tayyip Erdoğan’a kulak verelim...
Dünkü "Büyük Şişli Nutku"nda aynen şöyle dedi:
"Bir gün Aydın Doğan birtakım konuları konuşmak için bana geldi. Şu gazeteleri hazırlayın dedim. Arşivden önüne koydum... ’Sayın Başbakan, ne yapayım? Ben bu adamlarla baş edemiyorum’ dedi. Bir patron ki kendi yazarlarıyla baş edemiyor... Böyle bir şeyi kabullenmek mümkün mü?"
İşte budur! Tam da budur...
"En iyi medya patronu", gazetesinde çalışan yazar-çizeriyle baş edemeyen medya patronudur...
"En iyi medya patronu", kendinden gayet emin bir şekilde "Aykırı gidenlere gününü göstereceğiz" imasında bulunmaz...
"En iyi medya patronu" sürekli "Ben bu adamlarla baş edemiyorum" diye sızlanır.
Kısacası...
Ne zamanki "Tayyip Patron" da, "Ben bu adamlarla baş edemiyorum" noktasına gelir... İşte o zaman ülkemiz "iyi bir medya patronu" daha kazanır...
Ama bunun için sanırım biraz zamana ihtiyaç var...
Bir polemikçi doğuyor
DİKKAT... Dikkat...
Cümle álem ’a’ derken ’b’ diyerek ortalığı birbirine katan, pirimiz, üstadımız Hıncal Uluç’un tahtını sallayacak...
Okunu attı mı imgeyi gözünden vuran Taha Kıvanç ya da Fehmi Koru’yu solda sıfır bırakacak...
Lüzumlu lüzumsuz her türlü mevzunun üstüne atlayarak "polemik canavarı" diye isim yapan bendenizin çalımını bozacak...
"Mükemmel bir kabiliyet" ile karşı karşıyayız...
O kabiliyetin adı: Recep Tayyip Erdoğan’dır...
İki haftalık "müthiş performans"ı göstermiştir ki:
Recep Tayyip Erdoğan, eğer herhangi bir gazetede köşe yazısı yazmaya başlarsa, bir anda çarşı karışır...
Kartlar yeniden dağıtılır... Dengeler değişir... Alışıldık pozisyonlar çöker...
Hıncal Uluç biter, Taha Kıvanç ya da Fehmi Koru’nun fiyakası kalmaz...
Bendenizin mevcudiyeti iyice anlamsızlaşır...
İşte bu acı gerçeğe rağmen... Yani yüzde yüz aleyhimde olacağını bildiğim halde...
Ertuğrul Özkök’e bir öneride bulunmak istiyorum...
Ertuğrul Bey... Ertuğrul Bey...
Ne olur Recep Tayyip Erdoğan’a köşe yazarlığı teklif edin...
Polemik yapsın, ayar versin, racon kessin, hevesini alsın...
Yüce Türk milletini bu "müthiş kabiliyet"ten mahrum etmeyin lütfen...
AHMET HAKAN
HÜRRİYET
Bu içeriğe tepkiniz
Yorumlar
Trend Haberler

Ertuğrul Sağlam, Kahramanmaraş İstiklalspor'un başına geçecek

Kahramanmaraşlı çiftçiler dikkat! İşin uzmanı kritik uyarıyı yaptı
Ekonomiden memnun musunuz?
Ankete Katıl