Kanal 46 yazarı Mustafa Yolcu, Hz. Ömer’in adalet anlayışını konu aldığı “Hakkaniyet” başlıklı köşe yazısında, yöneticilerin ve hâkimlerin sorumluluklarını örneklerle anlattı.
Nur asrı bütün ihtişamı ile alemleri aydınlatırken, adamın biri HZ. Ömeri dava etti.
Hakim Hz. Ömere yakınında bir yer göstererek,
“ Ey müminlerin emiri buyrun yakınıma gelin dedi. Hz Ömer bu sözü işitir işitmez parmağını hakime uzatıp haykırdı. ( Bana yanında yer gösterişini tarafgirliğinin alameti sayıyorum. Kelamullah adına hükmeden hakimin görevi , halifeyi yüceltmek değil, Allahın emrini yerine getirmektir.)
Hakimde diyorki ; ben birini yargılarken, allahın rızası için karar vermeyi temin üzere, hükümlüyü en yakınıma oturtur, sorduğum sorulara doğru cevap verip vermediğini gözlerine bakarak izler, suçlu haleti ruhiyesinde olup olmadığını tesbite çalışırım.
Hakimin bu cevabı Hz. Ömeri çok memnun etti. Ellerini kaldırıp şöyle dua etti “ Ey rabbim ne halifeyim diye özel muamele istiyorum, nede senin kelamınla hükmedenler halifeden korkarak iltimas etmek fikrini taşıyorlar.
Hakimlere baskı yapan devlet reislerinden olmadığım için, sana ne kadar hamdü sana etsem azdır.” Dudaklarından şu hadisi şerif dökülüyor.
İnsanlarda iki sınıf vardırki, onlar iyi olurlarsa bütün insanlar iyi olur. Onlar kötü olurlarsa bütün insanlar kötü olurlar. ONLARDA ALİMLERLE, AMİRLERDİR.
ANLAYANA SİVEİSİNEK SAZ, ANLAMAYANA DAVUL ZURNA AZ.