Bir sağlık raporu nedeniyle aldığı izni onaylanmayan bir hükümet memuru, aldığı karar sonrasında yargıya başvurdu ve sonuçta Danıştay bu uzun süren davanın sonucunu belirledi.

Devlet memurlarının kamu görevinden ayrılmalarına neden olan "müstafi sayılma" işlemi, sağlık raporu alan memurlar arasında endişe kaynağı haline geldi.

Sağlık raporu alan memurlar, bu raporların izne dönüştürülüp dönüştürülmediğini izlemek zorunda kalıyor. Bir kamu kurumunda hizmetli olarak görev yapan M.S., sağlık sorunları nedeniyle ilçe devlet hastanesinin kulak burun boğaz kliniğinden 20 günlük rapor aldı.

Kurum müdürü, M.S.'nin 10 gün boyunca mazeretsiz işe gelmemesi nedeniyle harekete geçti. 657 sayılı Kanun'un 94. maddesinde belirtilen müstafi sayılma şartlarının yerine getirildiği gerekçesiyle hizmetlinin görevden alınmasına karar verildi.

Bu işlemin nedeni olarak, müstafi sayılma işleminin gerçekleşebilmesi için "memurun en az 10 gün boyunca kesintisiz olarak göreve devam etmediği, bu 10 günün hangi günler olduğu, memurun göreve devam etmeme nedeni olarak bir izni veya kabul edilebilir bir mazereti olmadığı" belirtildi.

Raporlu olmasına rağmen aniden memurluktan çıkarıldığını öğrenen hizmetli, şok yaşadı. Mağdur memur, İdare Mahkemesi'ne başvurdu.

Zorunlu trafik sigortası zammında yeni dönem Zorunlu trafik sigortası zammında yeni dönem

Mahkeme, davacının göreve izinsiz ve mazeretsiz devam etmediğini kabul edebilmesi için idareye sunduğu istirahat raporunun hastalık iznine dönüştürülmediğini ve göreve başlaması gerektiğinin resmi olarak bildirilmesi gerektiğini belirtti. İdare Mahkemesi kararına göre usulüne uygun bildirim yapıldığı halde görevlerine dönmeyen memurlar, izinsiz ve özürsüz bir şekilde görevlerini terk etmiş olarak kabul edilerek 657 sayılı Kanun uyarınca işlem yapılabileceği hatırlatıldı. Davacının aldığı raporun hastalık iznine dönüştürülmediği ve göreve başlaması gerektiği 08 Şubat 2016 tarihli yazıyla resmi olarak bildirilmeden ve usulsüz bildirimlere dayalı olarak mazeretsiz ve kesintisiz 10 gün boyunca göreve gelmediği gerekçesiyle 19 Şubat 2016'dan itibaren görevden alınmasına ilişkin işlemin hukuka uygun olmadığı sonucuna varıldı. Valilik, kararın ardından temyiz başvurusunda bulundu. Bölge İdare Mahkemesi, kararı onaylayınca valilik bu sefer kararı temyiz etti.

"DAVALI İDARENİN TEMYİZ MÜRACAATININ REDDİNE HÜKMEDİLDİ"

Danıştay 12. Dairesi, bu konuda önemli bir karara imza attı. Kararda şöyle denildi:

"Dosyada yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde, Devlet Hastanesi KBB servisinden düzenlenen hasta yatış formuna göre, davacının 28 Ocak 2016 tarihinde hastaneye yatırıldığı, 02 Şubat 2016 tarihinde düzenlenen raporda 03 Şubat 2016 tarihinden itibaren 20 gün boyunca istirahatlı sayıldığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacının mazeret nedeniyle göreve gitmediği görüldüğünden, dava konusu işlemin gerçekleşmediği sonucuna varılmaktadır. Bu nedenle İdare Mahkemesi kararının reddedilmesi gerekmektedir. Davalı idarenin temyiz başvurusu reddedildi ve Bölge İdare Mahkemesi kararı onaylandı."

MÜSTAFİ SAYILMAK NEDİR?

Devlet memuru olanlar, memuriyetten istifa etmemelerine rağmen bazı durumlarda memuriyetten ayrılmış (müstafi) sayılabilirler ve bu durumun ilgililere farklı sonuçları olabilir.

İstifa etmiş sayılma hali, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda "çekilmiş sayılma" olarak düzenlenmiştir. Çekilmiş sayılma, memuriyet ilişkisinin sona ermesine neden olan haller olarak tanımlanır.

Kanunun ilgili maddelerine göre, memurun çekilmiş sayılacağı durumlardan bazıları şunlardır:

*Memur, bir mazerete dayalı olarak aylıksız izin kullanmaktayken bu mazeret sona ererse ve memur 10 gün içinde göreve dönmezse, memuriyetten çekilmiş sayılır.