Kahramanmaraş gündeminde son zamanlarda bir ‘Mercedes’ olayı tartışılıyor.

Şu ana kadar takip etmeyenler, edemeyenler ya da yeni başlayanlar için kısa bir hatırlatmada bulunalım:

Kahramanmaraş Belediyesi’nin Ağustos ayı toplantısında bir karar alındı. Buna göre; Başkan Mustafa Poyraz’a makam aracı olarak hizmet sunmakta olan biri 2000 diğeri ise 2007 model iki adet Mercedes marka otomobilin, belediye mevduatının bulunduğu Vakıfbank’a verilerek yerine son model bir Mercedes marka otomobilin hediye olarak kabul edilmesi benimsendi.

Karara göre; ‘takas’ yönetimi ile bankaya verilecek iki Mercedes 110 bin lira sayılacak, yerine ise 350 bin lira değerindeki 2010 model Mercedes alınacaktı.
Görünürde güzel bir olay…

Bu takas için belediyenin kasasından Poyraz’ın meşhur ifadesi ile ‘delikli kuruş’ çıkmayacaktı. Kahramanmaraş Belediye Başkanı’nın da son model bir otomobile binmesi de ayrıca bir prestij göstergesi olacaktı.


Konuyu Kahramanmaraş gündemine ilk olarak MHP Merkez İlçe Başkanı Ömer Özkan getirdi. Özkan yaptığı açıklamada aynen şu ifadeleri kullandı:

“.....Ayranı yok içmeye, son model Mercedes ile gidecek gezmeye. Ülke ekonomik krizde iken, her gün binlerce insanımız işsiz kalırken, çalışan işçilerimiz de sıranın ne zaman kendilerine geleceği korkusu yaşarken, Kahramanmaraş Belediyesi borçlarını ödeyebilmek için kredi üstüne kredi çekerken, böyle bir durumda Sayın Başkan Mustafa Poyraz’ın 350 bin liralık makam aracına nasıl bineceğini doğrusu çok merak ediyorum.

‘Hasbi’ olduğunu ve boğazından delikli kuruş geçmediğini her fırsatta üzerine basa basa vurgulayan ve şu anda 5 makam otomobili bulunan Başkan’ı vicdanı ile baş başa bırakıyorum.”


Özkan, konu hakkında Kamu Görevlileri Etik Kurulu’na şikâyette bulundukları bilgisini de verdi.

Bir muhalefet partisi başkanı olan Özkan’ın açıklamaları diğer basın-yayın organlarında olduğu gibi Kanal 46’da da yayımlandı. Ancak her ne hikmetse Başkan Yardımcısı Cevdet Kabakçı imzası ile sadece Kanal 46’ya gönderilen ‘Cevap ve Düzeltme Yazısı’nın giriş bölümünde aynen şöyle denildi:

www.kanal46.com adlı internet sitenizde değişik tarihlerde “MHP’den Poyraz’a makam otomobili tepkisi”, “FLAŞ: Poyraz, KGEK’e şikayet edildi!’’, “İşte halkın '350 binlik Mercedes' görüşü!” başlıkları altında yer alan ve tamamen yalan iddia ve yorumlara dayalı bu haberlere karşılık, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılması zorunluluğu hasıl olmuştur….”

Yani; bir parti başkanının açıklamalarına ‘tamamen yalan’ yakıştırmasının yorumunu o günlerde Kahramanmaraş kamuoyu yaptı. (Kaldı ki; muhalefet tarafından açıklanan ve denilen şartlarda otomobilin gelerek hizmet sunmaya başlaması ile kimin yalan kimin doğru söylediği ortaya çıktı zaten.)

Ve bundan sonra yaşanan bir kısım gelişmeler daha oldu…

Bunları tek tek yeniden tekrarlamaya gerek yok..

Poyraz ve etrafındakilerin şunu iyi bilmeleri gerekir ki; Özkan’ın açıklamalarını diğer basın-yayın organları gibi yayımlayarak habercilik yapan Kanal 46, bir belediye başkanının en güzel arabaya binmesini herkes gibi elbette ister.

Ama zaman ve şartlar uygun olursa…Bununla birlikte konuşmalarının büyük bölümünde dini motiflerden, ‘hasbi’likten ve ‘dindar’lıktan bahseden bir başkanın hem mübarek bir günde hem de 480 belediye şirket işçisinin ‘mecburen’ işsiz bırakıldığı bir günde son model Mercedes marka makam otomobiline binmesini gerçekten 'etik açıdan ve vicdani olarak' doğru bulmadığımızı da ifade etmekte fayda görüyoruz. Şunu da hatırlatmak isteriz ki; Cenab-ı Allah mübarek orucu; ‘tok’ olan ‘aç’ın halinden anlasın diye yaratmıştır.

Kanal 46’nın ısrarla takip ettiği diğer bir konu ise, hediye Mercedes’in hukuki boyutudur.

‘Şeffaflık’ döneminde ve her şeyin ‘kamu’ yararına sorgulandığı bir ortamda yine bundan doğal ne olabilir ki?....

Kaldı ki, hukuka, kanuna ve kamu vicdanına uygun hareket ettiğini savunanlar neden rahatsız olurlar anlamıyoruz.

Yarası olan gocunur….

GELELİM EYLÜL AYI BELEDİYE MECLİSİ TOPLANTISINDA ALINAN İLGİNÇ KARARA…

Kimsenin dikkatini çekmeyen bir kelime değişikliği Meclis’e sunuldu.

Neydi bu?

Tartışılan 350 bin liralık Vakıfbank hediyesi 2010 model Mercedes’in “takas” yoluyla değil “şartlı bağış” yoluyla temin edilmesi kararıydı.

Apar-topar basit bir değişiklikmiş gibi geçiştirilmeye çalışılan bu karar Kanal 46’nın geçtiğimiz günlerde gündem oluşturan uyarılarının doğruluğunun açık bir göstergesidir.

21 Ağustos 2009 tarihli; ‘Mağrurlanma başkan, senden büyük Allah var’ başlıklı tarihli Editör yazsısında “Taşınır mal yönetmeliği”ne uygun olmayan bir işlemle, hukuki dayanaktan yoksun olarak, bu Mercedes’in alındığını yazmıştık.

Bu yönetmelikteki ilgili maddelerin devletin tasarruf etmesi için çıkarıldığını, belediyenin “ben yaptım oldu” mantığıyla bu kanunun temel ilkeleri ve toplumumuzun en önemli kuralı olan “israftan kaçınma” prensibine aykırı olarak Mercedes aldığını anlatmıştık.

Sayın Başkan Poyraz, yiğidi öldür ama bari hakkını ver.

Mercedes konusunda “belediyede hiç mi danışman yok, hukuktan anlayan yok” diyerek yaptığımız uyarılar sonrası mecliste sessizce “takas” kelimesi “şartlı bağış” olarak değiştirildi. Tabiri caizse Mercedes sevdasına biraz daha kapalı bir kılıf hazırlanmış oldu.

İşte Kanal 46 sayesinde belki hukuken çok zor durumda kalacağınız “takas” olayının pek çok şerrinden kurtulmuş oldunuz Sayın Başkan.

Kanal 46 farkı bir kez daha ortaya çıktı.

Belki çoğu kişinin okurken farkına varmadığı Mercedes takasının hukuki tehlikesini Kanal 46 sayesinde fark eden Poyraz, (belki de bankanın hukuki danışmanları) olayı başka bir kanuna uydurmak için bu değişikliği yapmak zorunda kalmıştır. (Gerçi, yeni Mercedes’in tescil tarihi 28 Ağustos, yeni kararın alındığı Belediye meclisi tarihi ise 2 Eylül, ama varsın olsun. Geç olsun da güç olmasın…)

‘Meclis üyelerine daha çok soran bir yönetim olmalı’ diye düşünüyoruz.

Değişikliğin gerçek nedeninin medeni bir cesaretle meclis üyelerine ve kamuoyuna açıklanmasını bekliyoruz.

Muhalefet parti başkanının açıklamalarını yayınladı diye tamamen yalancılıkla itham edilerek küçük düşürülmeye çalışılan Kanal 46’nın başarısı, meclis kararlarına da geçmiş oldu böylece…

Şimdi Kanal 46’ya gönderilen “tamamen yalan” ibaresi içeren açıklamadan dolayı belediyenin özür dilemesini haklı olarak bekliyoruz. Kaldı ki bu konudaki kanuni hakkımızı saklı tuttuğumuzu daha önceki yazılarımızda dile getirmiştik.

Yazdıklarımız tamamen yalansa, neden meclis kararıyla Mercedes makam otomobilinin takasından vazgeçerek (!) şartlı bağış yapılmasına karar verdiniz?

Sizde gördünüz ki takas yaparak devleti kandıramayacaksınız, çünkü yaptığınız işlem temelde kanunlara uymuyor. Mızrak çuvalı deler çünkü…

Mübarek ramazan ayındayız, nefs-i emarenin kibir tuzağı insanların kendilerini hatasız görmesine neden olur. Nefis kendini hatasız tartışılmaz olarak göstermeye çalışır.

Çevrenizdekiler de size “Muhteşemsin, tek başına 125 bin 299 oy aldın, Mercedes ne ki bir de uçak al, uçakta yetmez vs…” derse nefis iyice azar. Bir tür koltuk sendromu yani…

Bayram üstü işsiz kalan işsizleri görmez “onlara da bir avuç bulgur, biraz şeker veririz olur biter” diyerek vicdanı yanıltmaya çalışır.

Onların işsiz kalma sebebinin idarenin hazırlığını tam olarak yapamaması ve idarenin ihtiyaçlarını şartnameye yansıtılamaması nedeniyle olduğunu aklınıza unutturmaya çalışır.

İsrafın haram olduğunu geçiştiriverir.

‘Allah müsrifleri sevmez’ sözünü aklına getirmemeye çalışır.

Nefsin tuzaklarına düşmeyin. Gösterişten uzak durun. “Yaptığınız israf ayrıca kanuni olarak takas olmaz ” diyenleri duyan nefis, tuzağa düşüreceği kişinin kibir tuzağından kurtulacağını görünce hiddetlenir. Kendini kaybeder.

Çünkü eleştirilmeye doğruları duymaya tahammülü yoktur. Söylenenler ne kadar gerçekse vicdanın devreye gireceğinden korkarak hiddeti o kadar fazla olur.

Eğer bu yazıları hiddetle okuyorsanız birde aklıselim, nefsin azgınlığından sıyrılarak başa dönüp bir daha okuyun.

Çevrenizde her şeyi doğru yaptığınızı (daha doğrusu yağcılık ve dalkavukluk dolu ifadeleri) söyleyen sesleri de biraz kısın öyle okuyun.

Sayın Poyraz biz Kanal 46 olarak bir kamu görevi yaptığımızı belirterek ve hataların düzeltilmesi düşüncesiyle bu yazıları yazıyoruz. Siz de yazdığımızın ne kadar doğru olduğunu gördünüz. İstemeseniz de Kanal 46’nın uyarılarını haklı görerek “takas” yöntemiyle Mercedes’i almaktan vazgeçmeniz bunun ispatı.

LONDRA BELEDİYE BAŞKANI’NIN MAKAM OTOMOBİLİ YOK!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AK Parti hükümetinin girmek için can attığı Avrupa Birliği ülkelerinden İngiltere’nin başkenti olan Londra’nın Belediye Başkanı’nın makam aracı yok. Ken Livingston Londra Belediye Başkanı, Müslüman değil. Adamın makam aracı yok. Trenle işe gidip geliyor. Arada geç vakitte treni kaçırınca taksiyle evine gidiyor.

Taksi parası 2002 yılında 5500 sterlin olunca halkı itiraz ederek paramızı israf etme diyorlar. Bunun üzerine Başkan da 2003 yılında daha dikkatli olarak 3000 sterline düşürmüş.

Eleştiriler devam edince 2004 yılında bu para beytül maldır(!) diyerek 1033 sterline gerilemiş. Görüyorsunuz işte, ecnebi bir memleketten yaşananları…Adamların dini İslam değil ama, muameleye bir bakın hele…

(Kahramanmaraş Belediyesi yıllarca israfla mücadele etmeye çalışan bir ülkede değil sanki.)

Bizimkisi ise 350 milyarlık Mercedes’i hakkı olarak görüyor. Bu sırada belediye kredi bulmak için meclisten borçlanma yetkisi talep etmekten beis etmiyor.

Şimdi Kanal 46’nın uyarmasıyla “takas”tan vazgeçildi…

Peki, “şartlı bağış” başkanın Mercedes israfına kılıf olabilecek mi? Elbette hayır…

Sonuçta bu 2010 model Mercedes, makam aracı olmadığı için alınmadı. 2007 model Mercedes olmasına rağmen alındı. 2007 model Mercedes’in sık arıza yaptığı fazla masraf çıkardığı iddia edildi. Kaç lira harcandı kaç kez servise gitti diye soruyoruz? Cevap gelmedi.

Artık Mercedes’le ilgili atasözleri bile üretilmeye başlandı

Damlaya damlaya göl olur, Mercedes’e yol olur.

Ak akçe kara Mercedes içindir
diye atasözleri bile duymaya başlandı.

ŞARTLI BAĞIŞ NEDİR?

24.12.2003 tarihli 25326 sayılı resmi gazete 5018 sayılı kanun mahalli idarelerin mali yönetiminin ve kontrolünün nasıl olması gerektiğini anlatır.

Bu kanunun en temel ilkesi şudur;

Madde 5- Kamu maliyesinin temel ilkeleri şunlardır:

f) Kamu malî yönetimi ekonomik, malî ve sosyal etkinliği birlikte sağlayacak şekilde kamusal tercihlerin oluşması için gerekli ortamı yaratır.

g) Kamu idarelerinin mal ve hizmet üretimi ile ihtiyaçlarının karşılanmasında, ekonomik veya sosyal verimlilik ilkelerine uygun olarak maliyet-fayda veya maliyet-etkinlik ile gerekli görülen diğer ekonomik ve sosyal analizlerin yapılması esastır.

İlgili kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, kamu maliyesi ilkelerinin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir ve izlenir.

Yani kanun diyor ki; devletin kamunun parasını harcarken sosyal şartlara bakın, sizin kurumunuzun ve devletin mali durumunuza bakın, belediyeniz bankalardan kredi alırken 2007 model Mercedes’i 2010 modelle değiştirmeyin.

Sosyal olarak harcadığınız para uygun olsun. Ayrıca harcamaların usul ve esaslarını Maliye Bakanlığı belirler.

Peki, Maliye Bakanlığı makam araçları için ne diyor.

Meşhur eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan imzalı Taşınır mal yönetmeliği açık, devletin tasarrufa ihtiyacı var. Araç çöplüğüne dönüştürmeyin. Aracınız kullanılıyorsa binin diyor.

2 yılda bir gidin yeni Mercedes alın demiyor.

Bütçeyi yaparken kararnamelere uyun, tutarlı, tasarruf tedbirlerine uygun bir bütçe politikası oluşturun diyor.

Belediyenin görevi belli;

9.7.2004 tarihli 5215 sayılı belediyeler kanunu madde 14; “Belediyelerin görev ve sorumlulukları sırasında hizmetin yerine getirilmesinde öncelik sırası, belediyenin malî durumu ve hizmetin ivediliği dikkate alınarak belirlenir” der.

Yani; keyfi kararlar alınır o uygulanır inad edilir demez.

Önceliği belirleyin parayı ona göre harcayın der.

2010 model Mercedes kredi çeken borçlu bir belediyeyle uyuşmuyor.

Asıl “şartlı bağış” için dayanak kabul edilen madde;

24.12.2003 tarihli 25326 sayılı resmi gazete 5018 sayılı kanunun 40. maddesi- Herhangi bir gerçek veya tüzel kişi tarafından, kamu hizmetinin karşılığı olarak veya kamu hizmetleriyle ilişkilendirilerek bağış veya yardım toplanamaz, benzeri adlar altında tahsilât yapılamaz.

Bağış ve yardımlar, kullanılmadığı veya amaç dışı kullanıldığı için geri istenildiği takdirde, bütçeye gider kaydıyla ilgilisine geri verilir. Şartlı bağış ve yardımın zamanında kullanılmaması nedeniyle doğacak zararlar ile amaç dışı kullanım nedeniyle yapılan harcamalar sorumluluğu tespit edilenlere ödettirilir.

Yani bir banka belediyenin hizmetleriyle ilişkilendirerek Mercedes bağışı yapamaz.

Durum böyleyse Kaş yaparken göz çıkartmak denir buna…
Minareye kılıf hazırlamaya çalışıyorsunuz ama mızrak çuvala sığmaz unutmayın.

Belediye hangi şartlarla bu bağış yapıldığını kamuoyuna açıklamak zorundadır.

Tamamen yalan denerek gönderilen açıklamadan dolayı özür bekliyoruz.

Neden takas yerine şartlı bağış işlemi yoluna gidildiğini açıklayın…

Halkı temsil eden belediye Meclis üyelerine bu değişikliğin gerçek sebebi ve hatanın nerden kaynaklandığı açıklandı mı?

Hangi şartla bu Mercedes belediyeye verildi. Açıklayın….

Mercedes sevdası yüzünden Kahramanmaraş Belediyesi’ni bağış toplar hale getirdiğinizin farkında mısınız…

2007 model Mercedes’e ne oldu da sık sık arıza yapar oldu, bunları açıklayın…

Kanal 46 olarak kamu adına Sayın Poyraz’ı uyarmak ve yapılan hatalarını göstererek ilerde daha zor durumda kalmasını engellediğimizi düşünüyoruz.

Önceden bu gibi işler olduğunda başkanı kimin uyardığını kamuoyu çok çok iyi biliyor. Şimdi ‘o’ olmadığına göre bir uyaran lazım değil mi?

Son söz; yapılanlar mevzuatlara uygundur, uygun hale getirilebilir, yeni otomobilin resmi trafik kaydında Hak Mahrumiyeti olmayabilir ama kamu vicdanında ‘hak mahrumiyeti’nin olup-olmadığını da kamuoyunun takdirlerine bırakıyoruz.

Bu vesile ile Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun…

Yeniden görüşmek üzere…


EDİTÖR