Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Başkanı ve AK Parti Antalya Milletvekili Adayı Mevlüt Çavuşoğlu, 8. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i eleştirdi. Kendisinin de eski bir Adalet Partili olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Demirel, 28 Şubat'tan bu yana darbelerin, derin devletin sözcüsü, avukatı olmuştur" dedi.

Antalya'da seçim çalışmalarını sürdüren Çavuşoğlu, Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD)'nin toplantısına katıldı. AKPM Başkanı Çavuşoğlu, bir işadamının, "Demirel'in, Başbakan Erdoğan'ın eleştirileri karşısında 'Oturduğum yerde tecavüze uğruyorum' sözlerini eski bir Adalet Partili olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, ailecek yıllardır Demirel'in peşinde koştuklarını söyledi. Babasının oturdukları kasabanın DYP'den belediye başkanı, abisinin de parti yönetim kurulu üyesi olduğunu aktaran Çavuşoğlu, Demirel'in özellikle cumhurbaşkanı olduktan sonra anti-demokratik hareketlerini hiçbir zaman desteklemediklerini kaydetti. Özelliklen 28 Şubat'a destek vermesi ve mimarlarından birisi olmasını hazmedemediklerini anlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "28 Şubat'a karşı Ankara'da aydınlar hareketini başlattık. Çünkü biz sivilleşmeye ve demokratikleşmeye inanıyoruz. Demokrat Parti, Adalet Parti ve Demirel'in arkasından ailemizin gitmesinin de sebebi, darbelere karşı olmamız, demokrasiyi savunmamız ve Demirel'in de bu konuda darbelere maruz kalmasıydı. Maalesef aynı Demirel, 28 Şubat'tan bu yana darbelerin, derin devletin sözcüsü ve avukatı olmuştur."

"DEMİREL'E VERDİĞİM OYLARIMI GERİ ALABİLMEK İSTERDİM"

Çavuşoğlu, babasının, 'Oylarımı geri alabileceğimi bilsem dava açarım' dediğini belirterek, "Ben de aynısını düşünüyorum. Gençlik yıllarımda kendisine oy da verdim. Fakat Demirel'in o süreçten bu yana izlediği politikayı benimsemiyoruz. Kendisi tabi bunu ne şekilde algılar tecavüz olarak mı? Başka türlü mü değerlendirir onu bilemeyiz. Ama yıllardır demokrasi için mücadele ettiğini söyleyen Demirel, anti demokratik eylemlerin merkezi olmuştur" şeklinde konuştu.

AKPM Başkanı, Avrupa Konseyi'ndeki başkanlık seçimleri sırasında Türk milletvekillerinin kendisine oy vermemelerinin özel bir sebebinin olup olmadığı şeklindeki bir soru üzerine de o günkü yaşanan olayı anlattı. Konsey'de 2002-2007 yıllarında iktidar-muhalefet olarak iyi işbirliği yaptıklarını belirten Çavuşoğlu, bu süre zarfında hemen hemen hiçbir görüş ayrılıklarının olmadığını, ancak 2007'den sonra Türkiye siyasetindeki gerginliğin AKPM'de de kendini gösterdiğini dile getirdi. Oylama sırasında Milliyetçi Hareket Partisi'nden Tuğrul Türkeş'in dışarı çıktığını hatırlatan Çavuşoğlu, "Ben kendisine 'Abi oylama başlıyor dön' diye SMS attım. Dönmedi. Daha sonra delegasyonun sekreterini gönderdik. O arkadaşımızın da bütün uğraşlarına rağmen Sayın Türkeş gelip oy kullanmadı. Daha sonra listeye baktığımız zaman CHP'den de Sayın Bilgen Keleş'in 'hayır' oyu verdiğini gördük. Ben 'Bilgen hanım ne oldu hayır oyu vermişsiniz' diye sorduğumda 'hayır oyu vermişsem hayır vermişimdir. Size de hesap veremem' dedi. Bir Azerbaycan milletvekilinin oyuyla başkan seçildik. Daha sonra öğrendiğimiz kadarıyla Türk milletvekilleri Ankara'dan genel başkanlar düzeyinde 'Mevlüt Çavuşoğlu'nu engelleyin talimatı almışlar. Bu arkadaşlarımızla hiçbir husumetimiz olmadı. Bunun tek sebebi içerideki kısır döngüler oraya yansımıştır. Bunu hala da hazmedebilmiş değiliz" diye konuştu.