CHP Milletvekili Mustafa Özyürek, MHP'nin kaset şantajıyla ilgili olarak Fethullah Gülen Hocaefendi ve çevresinin suçlanmasına tepki gösterdi.

Herhangi bir insanı suçlamak için elde delillerin olması gerektiğini vurgulayan Özyürek, "Türkiye'de ve dünyada okullar açmış saygın bir insan da kesinlikle suçlanmamalıdır. Bunları ben doğru bulmam. Ama kanıtınız var ise elbette üstüne yürürsünüz. Kanıt yok ise tahminle 'o yapmış bu yapmıştır' demek doğru değildir." dedi.

Kaset şantajını hiç kimseye, 'hele hele Sayın Fethullah Gülen ve çevresine' yakıştıramayacağını vurgulayan Özyürek, "Bu, üslup değildir. Bu, yol değildir. Bu, ahlaken de doğru değildir, dinen de doğru değildir. Siyaseten de hukuken de doğru değildir. Onun için ben kesinlikle böyle bir şey düşünmem. Ama belli çevreler belli kişiler kendilerine göre suçlamalar yapıyorlar. O da onların üslubu." ifadelerini kullandı.

"SİYASETİ KASETLE DİZAYN ETMEK İSTEYEN ÇEVRELER VAR"

Kızı Aslı Özyürek'in Hollanda Nijmegen Radboud Üniversitesi'nde profesör olması dolayısıyla düzenlenen törene katılan Özyürek, Türk gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Kaset siyasetine tepki gösteren Özyürek, "Biz isteriz ki siyasetçiler olarak birbirimizi siyasi alanda yenelim. Yoksa komplo ile tertiple kasetle bir rakibinizi, karşı partinin yetkilileririni, liderini bertaraf etmek kesinlikle ahlak dışı, demokrasi dışı, hukuk dışı bir uygulama. Bunu kabul etmek mümkün değil. Ama ne yazık ki bunlar tertipli bir şekilde yapıldı. Sayın Baykal'la ilgili, kurultaya 25 gün kala kaset ortaya çıktı; istifa etti. MHP'lilerle de seçime bir ay kala kasetler çıktı. Öyle anlaşılıyor ki kasetler yolu ile Türkiye'de siyaseti, alışılan deyimle dizayn etmek isteyen çevreler var." ifadelerini kullandı.

"MEDYA BAYKAL'IN KASET OLAYINDA BUNLARA ALET OLDU"

Medyanın, Deniz Baykal söz konusu olduğunda kaset olayına geniş yer vermek suretiyle kaset üzerinden belli kişileri yok etme kampanyasına alet olduğu yorumunu yapan Mustafa Özyürek, "Son zamanlarda MHP'de 10 kişiyi kapsayan bir liste ortaya çıkınca biraz yanlış yaptıklarını fark ettiler; ama atı alan Üsküdar'ı geçti." dedi.

Seçim sürecinin kasetler ortaya çıkana kadar sağlıklı geçtiğini ifade eden Özyürek, şunları söyledi: "Bu kasetlerle birlikte başlayan müthiş tartışma seçimden sonraya da yansıyacaktır. O da hoş olamayacaktır. Artık sandık kapandığı anda tartışmanın bitmesi lazım. Ama bu kasetler bu tartışmayı sürdürecek. Ben bundan büyük üzüntü duyuyorum."

KIRGINLIĞIM VAR AMA PARTİME KÜSMEM SÖZ KONUSU DEĞİL

Yeni dönemde milletvekili adayı gösterilmemesini 'yeni yönetimin değerlendirmesi' olarak yorumlayan Özyürek, şöyle devam etti: "Yüz milletvekilinden 75'i listeye konulmadı. O arada beni de listeye koymadılar. Ben SODEP'ten beri CHP'ye sosyal demokrasiye hizmet etmiş, partide genel başkan yardımcılığı yapmış, her zaman sosyal demokrasi ideali peşinde koşmuş bir insanım. Ama bu dönem böyle takdir edilmiş. Ama çeşitli vesilelerle ifade ettim. Bir kırgınlığım var. Fakat partimize küsmemiz söz konusu değil. Seçimde de başarısı için elimden geleni yapıyorum. CHP'nin eskiye nazaran iyi bir sonuç alacağını umuyorum, tahmin ediyorum."

İNAN KIRAÇ OLAYI...

İşadamı İnan Kıraç'ın, Deniz Baykal'dan partide bazı isimlerin listeye alınmamasını istediği iddialarını da değerlendiren Mustafa Özyürek, şunlar söyledi: "Sayın Kıraç üç kişinin listeye alınmamasını istemiş, onlardan biri de benim. Kendisi bile açıklama yaptı. Ama net bir yalanlaması olmadı. Ziyareti doğruluyor. Ama 'ben isim verdim, vermedim' noktasında bir şey söylemiyor. Tabii bu kabul edilebilir bir olay değildir. Yani biz partideki görevlerimize paraşütle inmiş insanlar değiliz. Seçile seçile geliyoruz. İl kongrelerinde delege oluyoruz. Kurultayda seçiliyoruz. Bu kurullar bir kenara atılıp belli insanlar ve hakim çevreler partilerin yöneticisini tayin etmeye başlar ise orada demokrasiden bahsedilemez. Siyasi partiler bir araç haline gelir. Siyasi partiler araç değil, Anayasamızın deyimi ile demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır."

"BAYKAL ÇOK ERDEMLİ İNSAN; KIRAÇ'I REDDETMİŞ"

Mustafa Özyürek, CHP'nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, Kıraç'ın yönlendirmesini reddettiğini belirterek, "Çok erdemli insan Baykal. Partiye çok katkısı oldu. Daha sonra bu 3 ismin de milletvekili listelerinde olmaması tabii ki kamuoyunda haklı olarak 'acaba belli çevreler mi bu listelerde etkili oldu' iddiasını ortaya getiriyor. Ben böyle bir etkinin olmamasını dilerim. Dediğim gibi siyasi partiler özgür biçimde çalışmalıdırlar. Ama özellikle partinin temel çizgisini partinin kurucu felsefesini, cumhuriyetçiliği, laikçiliği, Atatürkçülüğü ve sosyal demokrasiyi savunan insanların geniş ölçüde tasfiye edilmiş olması belli çevrelerde çok haklı tartışmalara neden oluyor." şeklinde konuştu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun da aynı üç ismi vererek, 'onlar olursa ben olmam' dediğine dair iddiaları hatırlatan Özyürek, "Gerçi kendisi bunu yalanladı; ama o toplantıda bulunan arkadaşlar bu konuda iddialılar. Yani bu kurallar, kurullar çalışır. Biz de aday olmayabiliriz. Bunu çok doğal karşılarım. Ama belli çevrelerin telkinleri ile belli kimseler tasfiye edilirse bu demokrasiyi tahrip eder. Bunu doğal karşılamamız mümkün değil." dedi.

Siyaseti bırakmasının söz konusu olmadığını ifade eden Özyürek, "Çünkü artık siyaset kanımıza işlemiş. Siyasette doğruları anlatmaya devam edeceğiz. Doğruları anlatırız, halkımız tarafından da benimsenirse o yolda hep beraber devam ederiz. Siyasette zaman, zaman bazı sertleşmeler oluyor. Ama ben partimin geçmiş dönemde sözcüsü idim. Benim üslubum toparlayıcı idi. Hiç kimseyi dışlamayı ve insafsız bir şekilde dışlamamayı çalıştım." ifadelerini kullandı.



Editör: TE Bilisim