BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, "İstiyoruz ki toplumumuz uzlaşarak, çatışmadan, kutuplaşmadan, ayrışmadan bir cumhurbaşkanı seçsin" dedi.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcıları Erdoğan Toprak, Bülent Tezcan ve Genel Sekreter Gürsel Tekin ile BBP'yi ziyaret ederek, Genel Başkan Mustafa Destici ve yöneticilerle görüştü. 


Görüşme sonrası açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, "büyük uzlaşmayı" sağlamak amacıyla BBP'yi ziyaret ettiklerini söyledi. 


Oldukça olumlu ve güzel bir görüşme geçtiğini belirten Kılıçdaroğlu, Destici'nin cumhurbaşkanı adaylığı konusunda yaptırdıkları anketin verilerini kendileriyle paylaştığını bildirdi. 


Kılıçdaroğlu, "Umuyorum büyük uzlaşmayı sağlar ve herkesin kabul edeceği bir cumhurbaşkanı adayı üzerinde görüş birliği sağlamış oluruz. Umutluyum, bunu sağlamak konusunda biz elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğiz. Çünkü seçilecek cumhurbaşkanı hepimizin cumhurbaşkanı olacaktır" diye konuştu.


Destici de cumhurbaşkanının halk tarafından seçilecek olmasını önemsediklerini belirterek, bu konuda parti olarak bir kamuoyu araştırması yaptırdıklarını anlattı. 


Araştırmalarında halkın yüzde 26,7'sinin tarafsız bir cumhurbaşkanı istediğini, yüzde 17'sinin muhafazakar geleneklere bağlı, yüzde 21'inin ise sosyal demokrat, Atatürkçü ve laik bir cumhurbaşkanı istediğini gördüklerini aktaran Destici, şöyle devam etti:


"Milliyetçi diyenler yüzde 13 civarında, siyasi yelpazenin sağında diyenler yüzde 8 civarında. Tabii bunları topladığımızda sosyal demokrat olsun diyenler yüzde 22, milliyetçi muhafazakar olsun diyenler yüzde 37 bandında. Her ikisini dahil edebileceğimiz yüzde 30'luk tarafsız, herkesi kucaklayan bir cumhurbaşkanı olsun deniyor. Bizde yaptığımız bu çalışmaya uygun olarak, öncelikle cumhurbaşkanı herkesi kucaklayacak. Doğulusunu batılısını, Kürdünü Türkmenini, Alevisini Sünnisini, sağını solunu kucaklayacak, tarafsız bir cumhurbaşkanı, şu andaki teammüller içinde kalacak farklı özlemler içinde olmayacak bir cumhurbaşkanı. Fikrimizi uygun olarak da milliyetçi, maneviyatçı, dindar, aynı zamanda da laik, demokrat bir cumhurbaşkanını bizde BBP olarak arzu ettiğimizi söyledik. İstiyoruz ki toplumumuz uzlaşarak, çatışmadan, kutuplaşmadan, ayrışmadan bir cumhurbaşkanı seçsin."


BBP Genel Başkanı Mustafa Destici , güneydoğuda bazı okullarda PKK müfradatının uygulandığını iddia etti.

Bayrak indirmenin kabul edilemez olduğunu dile getiren Destici, Güneydoğu'da tek sorunun bayrak indirme hadisesi olmadığını hatırlatarak, "Yollar kesiliyor, çocuklar dağa kaçırılıyor, bölgede adı konulmamış fiili bir özerklik yaşanıyor" dedi.

Çocukların dağa kaçırılmasıyla ilgili konuşmasında çarpıcı bir iddiada da bulunan Destici, Güneydoğu'daki devletin okullarında Milli Eğitim'in yerine PKK'nın müfredatının uygulandığını iddia etti. BBP lideri, benim bildiklerimi devletin bilmemesinin imkanı yok dedi.


Mustafa Destici, indirilen bayrakla ilgili olarak şunları kaydetti:

"Kıbrıs’ta yapılanın aynısın burada yapılması gerekiyordu. Nasıl Kıbrıs’ta bayrağa uzanan el kırıldı, düşürüldü aynısını yapılması gerekiyor. Bunun sorumluluğu siyasi iradenindir, gereğini yapması gerekir. Biz elimizden geleni yapıyoruz. Sokaklarda çatışma olmamasın için çalışıyoruz. Terör örgütüne verilen müsemma, mesele Kahramanmaraş’ta arkadaşlarınım oturma eylemi yapmak istedi polis müdahale etti. Diyarbakır’da yollar kapalı sanki hiçbir şey yokmuş gibi başka şeylerle uğraşılıyor. Güvenlik güçleri batıda agresif doğuda ise kanunlar uygulanmıyor. Oradan yaşananlar görmezlikten geliniyor. Devleti ve hükümeti yönetenlerin gayri resmi emirlerinden dolayı bu tür olaylarla karşılaşıyoruz. Çocuklar kaçırılıyor. Bunun sorumlusu kim?  Demek ki Oslo’dan başlanan süreç devam etti ve bütün bunlar pazarlığın içinde olan şeyler. Böyle değilse çıksınlar anlatsınlar.


Sorular


Açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, MHP ile görüşme takviminin sorulması üzerine, "Sanıyorum pazartesi olabilir. Daha henüz netleşmedi, sonuçta MHP ile görüşeceğiz ama onların da takviminin uygun olması gerekiyor. Turumuzu bitirdikten sonra görüşeceğiz" açıklamasında bulundu. 


Diyarbakır'da Türk bayrağının indirilmesi hatırlatılarak, "İçişleri Bakanı Efkan Ala, bayrağı indiren kişinin 16 yaşında olduğunu açıkladı, bu konuda bir değerlendirmeniz olacak mı?" sorusu üzerine, şunları söyledi:


"Bayrağın her toplumun kendi namusu olduğunu ifade etmiştim. Bayrak bizim onurumuzdur, şerefimizdir, namusumuzdur. Bayrağın direkten indirilmesinin yaşı, uyruğu olmaz. Bayrak, bayraktır. Her ülkenin bayrağı vardır, nasıl kendi bayrağımıza saygı duyuyorsak, herkesin bayrağına da saygı duyarız. Bakanın 'direğe tırmanan 16 yaşındaydı' diye bir gerekçe üretmesini anlamakta zorluk çekiyorum. Zaten bayrak konusunda AKP'nin karnesi kırıktır. Size tipik bir örnek vereyim, Kırkpınar güreşlerinde büyük bir bayrak stadyumda dolaştırılırken, bütün stadyum ayakta, dört AKP'li bakan ayağa kalmadı. Acaba bunun hesabını verdiler mi? Dün Recep Tayyip Erdoğan 'bayrak, bayrak' diye kükrüyordu. O dört bakana birşey söyledi mi? 'Siz neden ayaktaydınız?' diye birşey sordu mu? Hayır sormadı. O nedenle bu konuda bakanın yaptığı açıklamayı anlamakta zorluk çektiğimi ifade edeyim, samimi bir açıklama değil. Bayrak indirmenin gerekçesi olmaz. O gerekçenin arkasına birisi sığınmak istiyorsa, bayrak indirmeyi meşru görüyor anlamına gelir. Bunu kabul edemeyiz."


"Oturup düşünmeleri gerekirken, gerekçe üretiyorlar"


Kılıçdaroğlu, bugün bir gazetede askeri kaynaklarla yapıldığı belirtilen röportajın yayımlandığı hatırlatılarak, "Operasyon yapsak bir dert, yapmasak bir dert. Operasyon yapsak çözüm süreci sona erecek, bizi suçlayacaklar deniliyor. Siz neler söylersiniz" sorusu üzerine de kanunsuz emrin dinlenemeyeceğini vurguladı.


 "Siz bir tel örgüyü aşıyorsunuz, tel örgünün öte tarafına gidiyor, direğe çıkıyorsunuz, bayrağı indiriyorsunuz, tekrar tel örgüden atlayıp bu tarafa geliyorsunuz" diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:


"Size ne tür bir talimat verildi. Çıkın açıkça söyleyin bunu. Eğer askeri birlikten bayrak indiriliyorsa, valiliğin önünden çok daha rahat indirilir o zaman. Başbakanlığın önünden çok daha rahat indirilir. Biz askerlerin belli gerekçelerin arkasına sığınmalarını istemiyoruz. Doğrudan askerlere de birşey söylemek istemiyorum, çünkü bizim muhatabımız siyasiler. Bülent Arınç gayet net açıkladı, 'biz askere talimat verdik, asker kurşun atmayacak, asker kimseye birşey yapmayacak, isterse garnizon işgal edilsin.' Bunu söyledi mi? Söyledi, bitti. O nedenle sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan'dır. O nedenle söyledim, bayrağı indiren o'dur. O'nun iradesidir, bayrağı indiren. O irade o'na izin verdi 'sen git bayrağı indir' diye. Şimdi gerekçe arıyorlar, yok çocuk 16 yaşındaymış da yok şöyleymiş, yok böyleymiş diye. Kabul edilecek birşey değil bu. Eğer bir toplumda infial yaratacak noktaya gelmişse bayrak indirme, oturup onu düşünmeleri gerekirken, gerekçe üretiyorlar. Doğru birşey değil."


 


(AA)