Takvim yaprakları 2006’yı bitirip 2007’ye adım attığında, Başbakan Erdoğan’ın kentimize geleceği ve burada özellikle eğitim hususunda bir çalışma yapacağı öğrenildi.


Dönemin siyasileri ve Milli Eğitim Müdürü Ankara’dan aldıkları talimatla bir çalışma yapmış ve kentin özellikle okul eksikliği konusunda eksiği gediği belirlemişlerdi.


Ankara’dan gelen ikinci talimatla tek tek işadamları ile görüşülmüş ve “Okul yapacak işadamları” belirlenmişti.


Tarih: 11 Ocak 2007…


Başbakan Erdoğan Kahramanmaraş’ta…


Yer: Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi…


Başbakan burada yaptığı konuşmasında biraz da “Kasımpaşalı Başbakan” edası ile konuşmasının son paragrafında şu sözleri söyleyiverdi:


“Bu memleketin hali vakti yerinde olan insanları eğitim konusunda da elini taşın altına sokmalı ve her biriniz birer okul yapmalıdır. Eğitime % 100 destek kapsamında vergi ödeyeceğinize bu okulu yapın ve her birinizin bu memlekete birer eseri kalsın. Zira boşa dememişler: İnsan ölür kalır eseri, eşek ölür kalır semeri…”


Salonda bulunan işadamları Başbakanın son cümlesi karşısında buza kesilseler de bunu belli etmemeye çalışarak yüz ifadelerine zoraki bir ‘gülümseme’ kondurmuşlardı.


O gün 11 işadamı Başbakanın huzurunda protokolü imzalayarak okul yapma sözü verdi. Tabi her zamanki gibi 2002’den bu yana etrafa “Ben Başbakanın yakın arkadaşıyım” havasını yayan o Allah vergisi kul, yine kendini ön plana atmıştı. Başbakana karşı da sanki bütün okulları kendisi yapacak havalarındaydı!


Bu okullardan 2 – 3 tanesi hariç, söz veren, protokol imzalayan işadamları 2011 yılına kadar bu sözlerinde durmadılar.


12 Haziran 2011'de yapılan genel seçimleri öncesi milletvekili listeleri hazırlanırken o sözünde durmayan işadamlarından gelen referansların hepsini bir kenara atan Başbakan Erdoğan, çıkardığı milletvekili listesiyle de bir anlamda o işadamlarının karizmasını yerle bir ediyordu.


Olay aslında şu: “Devreye Başbakanda girse, zorla güzellik olmuyor!”


BU DA BAŞKA BİR İŞADAMI PORTRESİ


ÜST yazının son paragrafında belirttiğimiz gibi elbette “Zorla güzellik olmuyor” bu işler biraz da gönül işi, yürek işi…


Şimdi size gördüğüm, tanık olduğum bir olayı anlatmak istiyorum.


Bir vesile ile Göksun’un ‘kuş uçmaz kervan geçmez’ misali köylerinden Kurucaova Köyüne yolumuz düştü. Resmen ‘mahrumiyet bölgesi’ bir köy ama insanlarının samimiyetini ve sıcaklığını içinizde hissediyorsunuz.


Köy içerisinde, kent merkezindekileri aratmayacak derecede pırıl pırıl bir okul yapılıyor, bitmek üzere. Ömer Doğan İlköğretim Okulu.


Peki kim bu Ömer Doğan?


İsmail Doğan isimli bir müteahhidin merhum babası…


Telefonla ulaştık İsmail Beye. “Neden?” dedik İsmail Beye… “Neden buraya bir okul yapma gereği duydunuz, buralı mısınız?”


İsmail Doğan başladı anlatmaya: “Oralı değilim. Köyün yakınından geçen tünel inşaatının taşeron müteahhidiyim. İşi alıp ilk geldiğimde bu köyü gördüm. Daha önceden de kafamda Ankara’da bir yere babamın adını taşıyan ya bir Camii ya da Okul yapma planım vardı. Burayı görür görmez ‘İşte ben bu işi burada yaparım’ dedim. Çünkü gerçekten bu çocukların buna ihtiyacı vardı. Gönlümden koptu. Sonra Vali Bey ve Milli Eğitim yetkilileri ile bir araya gelerek kazmayı vurup temeli attım…”


Çok içtendi müteahhit İsmail Bey. Sonra babasının bir sözünü bize de iletti. Derdi ki babam; “Çayırı biçmezsen, ağacı budamazsan güçlenmez. Varlığının bir bölümünü de dağıtmazsan, paylaşmazsan çoğalmaz.”


İsmail Doğan, 28 yıllık müteahhitmiş. 28 yıl boyunca babasının “paylaşma” konusundaki sözlerini iş hayatında da kendisine şiar edinmiş.


İşte hayatında ilk kez gördüğü bu köye de bu nedenle bu okulu yapmış.


Başbakan Erdoğan’ın 11 Ocak 2007’de Maraşlı işadamlarına söylediği gibi “İnsan ölür kalır eseri…” misali müteahhit Doğan’da insanlığa bir eser bırakıyor.


Kimbilir o okulda okuyan o minik yavrular bir gün bu ülkede bürokrat, milletvekili, bakan ve hatta belki de başbakan olarak karşımıza çıkacak.


Neticeye gelecek olursak…


Bu işler gönül işi. Paylaşmak, dağıtmak, yedirip içirmek, fakire fukaraya, garibe gurabaya yardım etmek her babayiğidin de harcı olamıyor. Dahası bu iyilik yapma, bölüşme meselesi herkese de nasip olmuyor!


Keşke İsmail Doğanlar bu memlekette çoğalsa, keşke herkes çayırını biçip ağacını budasa…


 


KONUK YAZAR:


YENER ATLI


Maraş Times


 


 


 

Editör: TE Bilisim