Birkaç haftadır hatta Obama’nın Türkiye ziyaretinden bugüne, dalgalar halinde tartışıyoruz; Ermenistan ile “kapının açılması” ve “yeni Kürt açılımı”!

Bazılarına göre bu girişimler “demokrasi-bölgenin güçlenmesi” adına atılan adımlar! Hatta daha da iyi niyetli arkadaşlarıma göre ABD’nin “Irak’ı Saddam’ın zulmünden kurtarma” planının devamı hatta bir araya gelemeyen Kürt kökenli halk için Kuzey Irak topraklarında başlayan ve yeni açılımlarla Türkiye içine kadar uzanacak girişimlerin ilk adımı! Böyle düşünenlerin tanımı da çok açık; tarihi fırsat!

Sevgili dostlar, bu “açılımlar” ve zorlamaların detayları ortaya çıktıkça ve özellikle “hangi lobilerin, hangi adamlar aracılığıyla” sahneye çıktıkları belli oldukça, bana göre açılımların “nedeni de” belli olmaya başladı! Kimsenin “demokrasi-insan hakları-Kürtler-Ermenilerin dünyaya açılması” gibi derdi yok! Oyunun adı “gaz“ ve Türkiye üzerinden “kuzey-güney” ekseninde özellikle Avrupa’nın “enerji arz güvenliğini sağlayacak” ve “büyük şirketlere büyük paralar kazandıracak” şekilde yeni hatlar geçmeli! Bu geçişin önünde de iki engel var; Ermenistan ile “kapılarımızın” kapalı olması ve hatların geçeceği bölgelerimizde “terör”!

Bu noktada yazdıklarıma “olmaz“ deyip hâlâ iyi niyetli olanlara iki olayı hatırlatmak istiyorum; 1975 Cezayir toplantısında Irak’ın o gün ikinci adamı olan Saddam’a verilen “Kürtleri senin insafına bıraktık” mesajı, sonrası olanlar... Ve çok kısa bir süre önce Amerikan destekli “Kuzey Irak” Devleti kurulacak havasının hakim olduğu bir ortamda, küresel güçlerin “menfaatlerini Türkiye’den yana görmeleri” sonucu, şu an uygulanan “makro planın” parçası olan Kuzey Irak “operasyonumuza” dünya genelinde “çıt” bile çıkmaması!

Peki “küresel menfaatler” bu kadar etkili olabilir mi?

Hiç yorum yapmadan “2001 sonrası dünya genelinde bütün finansal dengeleri etkileyen” süreci ve arkasındakileri “Amerikan basınında” çıkan yazılardan alıntılar ile sizlere aktaracağım... Bakalım ABD’li meslektaşlarımız neler yazmış?

”...2000 seçimlerinde “petrol-gaz” lobisi Bush-Cheney kampanyasına rakibinden tam 14 kat fazla para bağışladı. 2004’te bu oran 9 kat daha arttı. Bush’un dönemi petrol endüstrisi için rekor seviyede kazançlar sağladı. Birleşik Devletler’deki 29 petrol firması 2003’te 43 milyar dolar, 2004’te 68 milyar dolar kâr elde ettiler. 2005’te en tepedeki üç petrol şirketinin (Exxon-Mobil, Chevron ve ConocoPhilips) kazancı 64 milyar doları buldu ve bunun yarısı Exxon-Mobil’e gitti. Bu, dünya tarihinde herhangi bir şirketin tek bir yılda elde ettiği en yüksek kazançtı. Halliburton ve Chevron gibi şirketler Bush’un ajandasının kilitleriydi. Dünyanın en büyük mühendislik firması olan Bechtel Corporation, petrol ve gaz alanındaki geniş çalışmalarıyla, Bush’un ajandası üzerinde büyük etki sağladı. Ülkenin en büyük askeri malzeme üreticisi ve dünyanın en büyük silah ihracatçısı Lockheed Martin, Bush Hükümeti’nde bulunan eski yöneticileri ile önemli bir rol oynadı. Bush’un başkanlık yılları bu şirketler için son derece kârlı oldu. Özellikle de Irak işgalinde ve sonrasında. 2004’te Chevron 125 yıllık tarihinin en büyük kazancını elde etti...”

Sonuç: Zorlama açılımların “gazı” var! Bana ister inanın, ister inanmayın ama “bilgiler” bana göre “sebebi” ve “sonucu” net olarak gösteriyor!

Yiğit Bulut
[email protected]
Vatan