2008'in sona ermesine sadece 19 gün kaldı.
2000 yılını heyecanla beklerken, yeni bin yılın 8 yılını göz açıp kapatıncaya kadar yedik.
2000'lere kötü başlamıştık ama arkasını iyi getirdik. 2002'den sonra ekonomiden hukuka kadar birçok alanda önemli değişikliklere tanıklık ettik.
Hiçbir yenilik yeterli değildir, hep daha fazlasını, daha iyisini isteriz ama şu yakın dönemde yaşananların önemini yadsımamak gerekir.
Bunların en başında devlete bakıştaki mantalitenin değişmesi geliyor bence.
Artık daha fazla insan, devletin her yaptığının doğru olmayabileceğini ve gerektiğinde devletin kimi eylemlerine karşı konulması gerektiğine inanıyor.
Türkiye 2000'leri ortalamada iyi götürdü ama ilk 10 yılı yine kötü kapatıyor.
Bunda dünyayı sarsan ekonomik krizden önce kendi kendimize yarattığımız siyasi krizin büyük etkisi var elbette.
Önce 367 krizini yarattı sistem, ardından da AK Parti'ye kapatma davasını.
Cumhurbaşkanlığı seçimi, genel seçim, kapatma davası derken koca bir yılı atıl bir halde geçirip gittik.
Bu krize daha iyi koşullarda yakalanabilir, bugün daha fazla yol kat etmiş olabilirdik.
Ancak birbirimizin ayağından çekmekle o kadar meşguldük ki, yeni heyecanları kulak ardı ettik.
Değişime direnenlerin gücü, değişim isteyenlere üstün geldi ne yazık ki.
Çünkü 2007'de neredeysek 2009'un başında da aynı noktadayız, kriz bu şekilde devam ederse, 2009'un sonunda daha da kötü olabiliriz.
Genç ve büyük nüfusu Türkiye'ye durma, yerinde sayma fırsatı tanımıyor.
Sürekli büyümesi, yatırım yapması, gençlerine iş ve aş olanağı yaratması gerek bu ülkenin.
Gençleri mutsuz bir ülkede terör ve şiddetin eksik olmayacağı da açık.
Bu gerçekler bütün çıplaklığıyla gözümüzün önünde ama dediğim gibi, herkes kendi derdinin kavgasında.
İstikrar yerine istikrarsızlığı, büyüme yerine daralmayı destekleyen kesimler var.
İpleri hep ellerinde tutmuş olanlar hâlâ bu gerçeği kabul edemiyor.
Oysa son 10 yıl bu ülkede siyaset anlayışını değiştirdi.
Artık siyasette iplerin tek bir grubun, tek bir çıkar grubunun eline geçmesi mümkün değil.
Çıkarları ortak bir noktada birleştirmeyi başaranlar ülkede sorumluluk gerektiren koltuklara oturacak, herkes paylaşmak zorunda olduğu gerçeğini kabul edecek.
Bunu yapana kadar vakit ve fırsat harcamaya mahkûmuz.
Bedelini hep birlikte ödemek üzere elbette.
ERGUN BABAHAN
[email protected]
Sabah
Trend Haberler

Mahir Bektaş kimdir, kaç yaşında ve nereli?

Berfu Hatipoğlu kimdir, neden öldü? Pilot Berfu Hatipoğlu hakkında detaylar

Kahramanmaraş İstiklalspor transferde bombayı patlattı! Galatasaray'ın yıldızı imzaya geliyor

Kahramanmaraş'ta da mağazası bulunuyordu... Giyim devi 450 kişiyi kapının önüne koydu!

Gürsel Tekin eşi Mehtap Özkan kimdir, kaç yaşında?

Abdulletif Aslan kimdir? Diyarbakır'daki 'şeyh'in serveti gündem oldu
Ekonomiden memnun musunuz?
Ankete Katıl