Üniversitelerde başörtüsü ya da türban yasağını 1980'li yılların sonundan beri içime sindiremedim, sürekli eleştirdim.
Başörtülü, başı açık, ne farkeder ki?..
Bu yasak için ayıp dedim.
Eşitliği çiğniyor dedim.
Toplumu cepheleştiriyor dedim.
Bölüyor, geriyor dedim.
Demokrasiye aykırı dedim.
Bugün de aynı görüşteyim.
Onun için de üniversitelerde başörtüsü yasağını kaldıran anayasa değişikliğini sonuna kadar destekledim, bunu iptal eden Anayasa Mahkemesi kararını sonuna kadar eleştirdim.
Bu pencerelerimden bakarak, biraz da içim acıyarak izledim Boğaziçi Üniversitesi'nde hafta içi yaşananları...
Özgürlükçü geleneğini tüm güçlüklere rağmen bunca yıldır yaşatmaya çalışan Boğaziçi Üniversitesi kampusünün girişindeki görüntüleri televizyondan seyrettim, bazı gazetelerdeki fotoğraflara baktım.
Yasakçılığın hem çirkin yüzü vardı.
Hem hüzün verici yanı.
İkisi de düşündürücüydü.
Ama bir de umut verici bir boyuttan söz edilebilirdi.
Başı örtülü olanla açık olan genç insanlar arasında sergilenen dayanışma duygusu gerçekten sevindiriciydi ve insanı umut yolculuğuna çıkartabilecek kadar övgüye değerdi.
Ekrem Dumanlı'nın deyişiyle:
"Alkışlar Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine!
Tebrikler 'öteki'nin özgürlük mücadelesine destek verene!
Lütfen Boğaziçi Üniversitesi'nin tarihine nakşedilecek o güzel fotoğrafa bir daha bakın. Başörtülü öğrencilere karşı yürütülen kaba saba uygulamayı içine sindiremeyen gençler bir araya gelmiş ve okula birlikte giriyor.
Saçları omuzlarında genç erkekler.
Başı açık genç kızlar.
Civciv sarısı saçları ve kot pantolonuyla alkış tutan gençler...
Ne demek istiyorlar acaba?
Aferin çocuklar!
Siyasetçilerin yapamadığını yaptınız. Gazeteciler de sizin kadar cesur olamadı. Sivil toplum adına mangalda kül bırakmayan bazı darbe yandaşlarının zaten sizin ufkunuza erişmesi mümkün değildi.
Gazetelere yansıyan (bazı gazetelere yansımayan ve asla yansımayacak olan) dayanışma fotoğrafını niçin önemsiyorum biliyor musunuz?
Bu memlekette müzminleşmiş bazı problemler var ve o problemi ancak 'öteki'nin ortaya koyacağı empati kültürü çözebilir. Başörtüsü bunların liste başında gelir.
Başörtüsünü, başörtüsüzlerin insaf ve izanı olmadan çözmek çok zor.
Aynı durum başı açık insanımız için de geçerli.
Bir insan kendi iradesiyle böyle bir tercih yapmışsa, kimin haddine ki ona baskı uygulasın. Hangi mantıkla, hangi insafla, hangi vicdanla.
Başı açık bir bayana yapılan her türlü baskıyı bertaraf etmek başı kapalı insanlara düşer. Oruçlu insana saygı, insana saygının gereğidir.
Oruçsuz insana yapılacak en küçük saygısızlığın karşısında dimdik durması gerekenler de bizzat oruçlu insanların kendileridir.
Hayatı paylaşmak, sosyal barışı devam ettirmek ancak karşılıklı saygıyla mümkündür çünkü..."(*)
İyi pazarlar!
-------------------
(*) Ekrem Dumanlı, Zaman, 25 Eylül 08.
Trend Haberler

Ünal Turan kimdir, nerelidir ve ne iş yapar?

Ercan Çerçioğlu kimdir? Özlem Çerçioğlu’nun eşi hakkında bilgiler

Lidya Pınar’ın babası Ahmet Pınar kimdir, nereli?

Kahramanmaraş'ta faizsiz konut kredisi! İşte başvuru şartları

Melih Jön Kimdir: Nereli, Kaç Yaşında, Ne İş Yapıyor?

Kahramanmaraş'ta altın borcu olanlar yandı!
Ekonomiden memnun musunuz?
Ankete Katıl