Türkiye Kamu-Sen’e bağlı Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Celal Karapınar, Afşin-Elbistan Linyitleri (AEL) İşletme Müdürlüğü ile A ve B Termik Santrallerinin özelleştirilmesinin büyük bir hata olacağını savundu.


Karapınar; “Bugün itibariyle İngiltere, Hollanda, Almanya gibi Avrupa Birliği ülkelerinin birçoğu, daha önce özelleştirmiş oldukları yeraltı kaynakları ve enerji sektörüyle ilgili özelleşen kurumları yüzde 70 oranında yeniden kamulaştırdılar" dedi.


Elbistan’da bulunan Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Celal Karapınar, ilk olarak AEL İşletme Müdürü Ahmet Yaldız’ı ziyaret ederek, yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Türk Enerji-Sen Genel Sekreteri Mehmet Özer, Genel Mali Sekreteri Kemal Bol, Genel Eğitim Sekreteri Mustafa Tümer, Doğu Akdeniz Şube Başkanı Emrullah Karadöl ve Şube Teşkilat Sekreteri Musa Yılmaz’ın da yer aldığı ziyaretin ardından, özelleştirme süreci hakkında bir açıklama yapan Karapınar, şunları söyledi:


“Bir ülkenin bağımsız olabilmesinin ön şartları vardır. Nedir bu ön şartlar? Birincisi ekonomik bağımsızlık, ikincisi ve en önemlisi ise yeraltı kaynaklarının ve enerji sektörünün dış güçlere bağımlı olmamasıdır. Şimdi özellikle termik santralleri ülkemizin enerjisinin büyük bir kısmını üreten, karşılayan kuruluşlarımızdır. Sosyal yönüyle, üretim yönüyle, enerji yönüyle bakıldığında da kesinlikle bu kuruluşlarımızın özelleştirilmesi bizim düşüncemizde ülkemize ve milletimize yapılmış en büyük kötülüktür. Her konuda ‘Avrupa Avrupa' deyip duruyoruz. ‘Avrupa kriterlerine uyacağız, Avrupa doğru yapıyor, biz de Avrupa gibi yapalım’ diyoruz. O zaman ben güç odaklarına, siyasi iradeye şunu söylüyorum. Avrupa, bizim şimdi yaptığımız özelleştirmeleri 30-40 yıl önce yaptı. Ama 30-40 yıl sonra şunu gördü. Biz yanlış yapmışız, bu kurumlarımız, yeraltı ve yer üstü kaynaklarımız, özellikle enerji sektörü hiçbir şekilde özelleştirilmemesi gerektiği inancına varmış, doğruyu görmüş. Bugün itibariyle İngiltere, Hollanda, Almanya gibi Avrupa Birliği ülkelerinin birçoğu daha önce özelleştirmiş oldukları yeraltı kaynakları ve enerji sektörüyle ilgili özelleşen kurumları yüzde 70 oranında yeniden kamulaştırdılar, devletleştirdiler. Biz Türkiye Cumhuriyeti yöneticileri olarak ve bu ülkeyi idare eden siyasi irade olarak bunu görüyor ve halen bu yanlışı yapmaya devam ediyorsak, burada benim iyi niyet aramam mümkün değildir. Bu nedenle özellikle altını çizerek vurgulamak istiyorum; Türkiye Enerji-Sen ve Türkiye Kamu-Sen olarak yeraltı kaynaklarımızın, yer üstü kaynaklarımızın, özellikle enerji sektörümüzün, madenlerimizin hiçbir şekilde özelleştirilmemesi gerektiğini düşünüyoruz ve bu noktada siyasi iradeye sesleniyoruz, bu vatanı seviyorsanız, özelleştirmeden vazgeçin. Çünkü bu madenler, bu işletmeler, bu enerji üretim birimleri ülkemizin ve milletimizin geleceğidir."


Kısa süre önce kendi üretim noktasında dünyada en büyük söz sahibi olan Eti Maden İşletmeleri’nin, bor madenlerinin bir gecede çıkarılan yasa ile özelleştirilmeye çalışıldığını savunan Özer, Türkiye Kamu-Sen olarak, Türk Enerji-Sen olarak bütün sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileri ile görüşerek kamuoyu oluşturduklarını ve bor işletmelerinin özelleştirilmesini durdurduklarını hatırlattı.


Devlet memuru kavramının ortadan kaldırılarak memura tanınan iş güvencesinin alınmaya çalışıldığını iddia eden Mehmet Özer, "Kamu-Sen, memur arkadaşlarımızın iş güvenliği yasasını namus meselesi olarak görüyor ve bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Burada nasıl bir bedel ödenecekse Türkiye Kamu-Sen yöneticileri olarak bu bedeli ödemeye hazırız. Asla bu iş güvencemizden taviz vermeyeceğiz. Bu vesile ile tüm kamu çalışanlarımıza sesleniyorum. Kendi meselenize sahip çıkın” diye konuştu.


Daha sonra AEL İşletme Müdürlüğü’nde görev yapan memurları birimlerinde ziyaret eden Türk Enerji-Sen yöneticileri, istek ve temennileri dinleyerek, çalışanların sorunları hakkında bilgi aldı. İHA