Kahramanmaraş Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birlik (KMESOB) Başkanı Ahmet Kuybu, büyük alışveriş merkezleri ile perakende sektörüne çeki-düzen vermek amacıyla hazırlanan hipermarket kanun taslağının esnafı memnun etmediğini öne sürerek; “Biz devletimizden medet umup ümit beklerken büyük marketler bize komşu oluyor” dedi.

Kuybu, Marketler Yasası ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Her zaman devletimizin yanında, hizmetinde, emrinde olan ve devletine yük olmayan esnaf ve sanatkârımız, ülkesinin birçok ciddi sınavdan geçtiğinin farkındadır. Bu duygularla esnaf ve sanatkârlarımız 3–4 senedir yaşadığı çok büyük sıkıntılara rağmen yine de sesini çıkarmamaktadır. Esnaf ve sanatkârımız, bu değişim ve krizlerden etkilenen, birçok kurumlara tanınan imkân ve fırsatlardan mahrum bırakılmış ve ümitle beklenen marketler yasasının da lehine değil, aleyhine olduğunu görmüştür.

ESNAF VE SANATKÂRIMIZIN ÖNEMİNİ VE DEĞERİNİ
BİR KEZ DAHA VURGULUYORUZ


Ülkemizde faizsiz kredi veren tek kurum esnaf ve sanatkârlarımızdır.

En küçük esnaf ve sanatkârın veresiye defterinde 5–10 bin YTL alacağı bulunmaktadır. Parası olmayan, o anda evinde babası bulunmayan her vatandaşımız, esnaflarımızdan veresiye adı altında alışveriş yapmaktadır.

Mahallelerin ve sokakların bekçisi, sahibi ve güvencesidir. Esnaf ve sanatkârlarımız.
Evde babası bulunmayan çocukların dahi harçlık, yiyecek ve içecek finansmanıdır esnaf ve sanatkârlarımız.

Esnaf ve Sanatkarlarımız hayırlı işlerde bile, en güvenilir kaynaktır. Oğluna bir kız aramaya çıkan anneler, mahalle esnafından isteyeceği kızın ailesi hakkından bilgi alırlar. Yada kız tarafı kızlarını verecek olan erkek tarafını esnaf ve sanatkarımızdan sorgularlar.
Bugün Avrupa’yı yozlaştıran kültür ve maneviyatın kaybolduğu, parayla satın alınamayan bu değerleri, günün her saatinde yaşatan bir kurumdur, Esnaf ve Sanatkârımız.

Bunun en güzel açıklaması:

Bir vatandaş, bir esnaf ve sanatkârın dükkânına alışveriş için gittiğinde Allah’ın selamını verip içeri girer ve hayırlı işler diler. Esnafımız müşterinin bu sözleri üzerine Allah razı olsun, hoş geldiniz diye karşılık verir. Tatlı sözlerden sonra yapılan alışveriş sonucu, esnafın bereket versin, güle güle kullanın, yine bekleriz, Allah’a emanet olun sözlerinde sonra, müşterinin çok teşekkür ederiz, hayırlı işler demesinden sonra alışveriş tamamlanır.

Bu sözlerin anlam ve değerini sizlere bırakıyoruz.

Ama bir büyük markete alışveriş için gidildiğinde bırakın bu sözleri, güvenlikten geçiyorsunuz tepenizde bir kamera sürekli sizleri izliyor, alışverişten sonra parayı ödemek için kasiyerin önünde sıraya geçiyorsunuz, kasiyer yüzünüze bile bakman hesabını yapıyor ve 1 YTL bile dahi paranız eksik olsa, doldurduğunuz sepetin içerisinde ne varsa tek tek yerine bırakıyorsunuz.

Ama alışveriş yapmak için gittiğiniz Mehmet Amcanın dükkânından bu alışverişler yapılmış olsa ve paranız ise çıkışmasa, “paranız çıkışmadıysa önemli değil, canınız sağ olsun, Allah bin bereket versin” diye uğurlanırsınız.

SESİMİZE KULAK VERİN

Esnaf ve sanatkârların yok olmasıyla nelerin yok olacağını lütfen artık anlayın.

İl merkezinde faaliyet gösteren hipermarket ve gross marketler küçük esnaf ve sanatkârımız ile rekabet yapmakta olup, geçimlerini zar zor yapan esnaf ve sanatkârımıza büyük darbe vurmaktadır.

Hiper ve gross market olarak isimlendirilen büyük mağazaların, kent merkezlerinde kurulmaları ve faaliyet göstermeleri artık önlenmelidir. Çalışma süreleri sınırlandırılmalı ve haksız rekabet biran önce bitirilmelidir.

İşyerlerinin unvanı ile anılan “Bakkal Halil, Terzi Mehmet, Manav Osman, Kasap Ramazan” gibi onuru ve gururu ile çalışan, ülke istihdamına yanlarında çalıştırdıkları 2-3 kişiyle katkıda bulunan, devletine aylık ortalama 600 YTL gibi vergisini ödeyen, faal olarak çalışan 32 bin Kahramanmaraşlı esnaf ve sanatkarımızın ortalama 600 YTL den vergisini ödediğini düşündüğümüz taktirde aylık 19 milyon 200 bin YTL gibi büyük bir rakam da kaybolmuş olacak.

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi bir esnaf ve sanatkarımızın yanında istihdam eden 2-3 işçinin istihdamına son verilmesiyle ailesiyle birlikte 96 bin kişinin devletin üzerine yük olması demektir.

Büyük marketlerle başa çıkamayan esnaf ve sanatkârlarımız devletine vergisini verirken, işyerlerini kapattığı halde, devletinden yardım ister hale gelecektir.

ESNAF SIKINTILARINI ŞÖYLE DİLE GETİRİYOR:

Berber: Faruk Yüksel

“Ben bu mesleğe tam 32 yılımı verdim. Son yıllarda çok büyük sıkıntılar içerisindeyiz. Artık esnaflık bitmek üzere. İşlerimizin hiç tadı yok. Bağ-kur borcumuz devamlı faizlenerek katlanıyor. Tam tamına 37 bin YTL Bağ-kur borcum var, elektrik, telefon ve su derken borcumuz 41 bin YTL’ yi buluyor. Dükkânımı satsam bile, alacağım parayla borcumu kapatamam. Biz devletimize yük olmak istemiyoruz. Biz çalışarak devletimize vergi ödemek istiyoruz”

Bakkal: Mehmet Emin Telbisoğlu

“Artık para kazanamaz hale geldik. İşler her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Artık eskiden olduğu gibi araba almak, ev almak devri bitti. Artık karnımızı doyurmayı düşünüyoruz. 27 senedir esnafım, aldığım emekli parasını bile borçlarımıza yatırıyoruz. Önümüzdeki ay dükkânımın kirası var, oturup kara kara düşünüyorum. Kazandığımız parayla ancak dükkânımızı döndürüyoruz. İşler çok kötü, piyasa ölü durumda, hükümetimizin bu konuya acil çözüm getirmesini istiyorum”

Taksici: Abdurrahman Eroğlu

Daha bu işe başlayalı çok olmadı, tamı tamamı 40 yıl oldu. Kazandığımız para borcumuzu karşılamıyor. Piyasaya yaklaşık 10 bin YTL borcum var. Ekmek teknemizi satsak bile başka yapacak işimiz yok. Günü kurtarmaya çalışıyoruz. Hiç işe çıkamadığımız gün oluyor. Çok büyük sıkıntılar içerisindeyiz. Bağ-kur ve vergi borçlarımız her geçen gün zamlanıyor. Kazandığımız para vergi parasına yetmiyor. Evimize günlük 6-7 YTL ile gitmek zorunda kalıyoruz. Yetkililerin bu vergi konusunda esnafımıza yardımcı olmasını diliyoruz”

Lokantacı: Mehmet Ali Fidan

46 senelik vergi mükellefiyim. Son yıllarda esnafımız bankalardan çektiği krediler ile işyerlerini yürür hale getirmeye çalışıyor. Yani borcu borç yaparak kapatıyor. Esnaf dükkânını satsa borçlarını kapatamaz hale gelmiştir. Piyasa çok kötü durumda. Eğer ben emekli olmamış olsam evimi çok zor geçindiririm. Zamanında kazandığımız paralar ile çocuklarımı evlendirdim. Eğer şimdi ki durum olmuş olsa, buna cesaret edemem. Emekliyim ama yine çalıştığımız için devlet maaşımızdan para kesiyor. Çalışmak suç mu? Eğer çalışmamış olsak perişan olacağız. Devletimizin üzerine yük olcağız. Ama biz esnaf olarak bunu istemiyoruz”

Kamyoncu: Mehmet Erdağ

“15 yıldır taşımacılık işi ile uğraşıyorum. Her geçen gün zam üstüne zam geliyor. Piyasaya 22 bin YTL borçlandım. Borcumu kapatmak için 20 bin YTL’ye kamyonumu satmak zorunda kaldım. Halen piyasaya borçlarım var. Çaresizlikten ne yapacağımı şaşırmış durumdayım. Esnaf çok zor durumda, çok çile çekiyoruz. Şuan da boş geziyorum. Sonumuz ne olacak artık tahmin bile edemiyorum.

UNUTULMAMALIDIR Kİ;

ANAYASAMIZIN 173. MADDESİNDE;
“DEVLET, ESNAF VE SANATKÂRI KORUYUCU VE DESTEKLEYİCİ TEDBİRLER ALIR” HÜKMÜ YER ALMAKTADIR.
"