Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu sonrasında önemli açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş, "Türkiye’nin bu kadar terör saldırıları ile karşı karşıya olduğu bir dönemde FETÖ’nün devlete sızma teşebbüslerinin bertaraf edilmesi zorunlulukları da göz önünde bulundurulursa OHAL gerektiği kadar devam edecektir. Bizde isteriz ki OHAL yarın sabah kalksın. Bunlar bugünkü Bakanlar Kuruluna gelmedi” dedi.


Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında 2017 yılının ilk saatlerinde İstanbul’da yaşanan terör saldırısı soruşturmasına ilişkin bilgi verdi.
Kurtulmuş, “Çok zor bir soruşturma. Çok titizlikle sürdürülmesi gereken bir soruşturma. Bir kelime dahi fazla bilgi verilecek bir soruşturma değildir. 8 kişi gözaltındadır. Teröristle ilgili ipuçları ve eşkali ile ilgili verilere ulaşılmıştır. Bundan sonraki süreçte hızla kimlik tespitinin yapılmasına gidilecektir. Ümit ediyoruz ki sadece terörist değil varsa başka bağlantıları, o anda içeride ya da dışarıda destek vermiş olanlar varsa, onlar ve arkasındaki güçleri ortaya çıkartmamız mümkün olur” dedi.


“2017’de de nerede olursanız olun inlerinize gereceğiz”


Kurtulmuş, hain saldırının niteliği itibariyle önceki saldırılardan önemli derecede farklılıklar gösterdiğini belirtti. Saldırının üç önemli özelliğine dikkat çeken Kurtulmuş, “Birincisi, 2017 yılının ilk saatlerinde böyle bir saldırının yapılmış olmasının verdiği önemli bir mesaj var. 2016 Türkiye için zor bir yıl oldu. Bölgemiz için zor bir yıl oldu. Bütün terör örgütleri eşzamanlı olarak arkalarındaki stratejik ittifaklarını da kullanarak 2016 yılında Türkiye’ye karşı çok sayıda terör eylemi gerçekleştirdi. Milletçe ‘2017 yılı geliyor, güzel günler gelecek, Türkiye 2017’yi daha güzel geçirecek’ diye ümit ve temenni ettiğimiz bir anda maalesef bu hain saldırıyı yaparak ‘2017’de de Türkiye’nin başına bela olmaya devam edeceğiz’ mesajını vermek istiyorlar. Bizde onlara 2017’de de nerede olursanız olun inlerinize gereceğiz, terör örgütleri arasında fark gözetmeksizin hepsini elimizdeki milli kapasitemizle hepsine diz çöktüreceğiz. İkincisi, Türkiye’nin sınır dışı operasyonlarına verilen bir mesajdır. Başarılı bir şekilde Suriye’de yürütülen operasyonlar hem terör örgütlerini hem de terör örgütlerini taşeron olarak kullananları rahatsız ettiği anlaşılıyor. Özellikle son zamanlardaki sahadaki başarımızı hazmedemeyen güçlerin bu terör eylemini yönlendirdiği anlaşılıyor. Hangi planı yaparsanız yapın Türkiye teröre karşı hem sınır içinde hem de sınır dışında her türlü tedbiri almaya muktedirdir ve sınır dışındaki operasyonlarını da terör örgütlerinden Türkiye’ye karşı hiçbir zarar gelmeyecek noktaya gelene kadar sürdürmekte kararlıdır. Cerablus, El Bab, Membiç, nereye kadar giderse, bütün bu terör örgütlerinin Türkiye’ye karşı tehdit olmaktan çıkartıldığı noktaya kadar kararlılıkla sınır dışı operasyonlarımızı, Fırat Kalkanı Harekatı'na devam edeceğiz. Üçüncü mesele ise bu terör eylemi ile birlikte Türkiye’de halkımız arasında hayat tarzı farklılıkları üzerinden, inanç farklılıkları üzerinden, mezhepler, meşrepler üzerinden bir takım ayrışmaları ortaya koymaya çalışıyorlar. Bir kısmı da sosyal medya üzerinden yapılan şuursuz, dengesiz propagandalarla Türkiye’de halkın arasını açmaya çalışıyorlar. Bu milletin tamamına yakını bu konuda son derece şuurludur, tecrübelidir, terörün dininin, imanının, aklının ve vicdanının olmadığını bilir. Terör örgütleri kime saldırırsa saldırsın, saldıranın mezhebi, meşrebi ne olursa olsun aslında saldırılarının insanlık, Müslümanlık olduğunun, bu toprakların birikiminin olduğunun farkındadır. O akşam saldırıyı yapanların ve arkasındaki güçlerin herhangi bir dini motivasyona sahip örgütü işaret ediyor olması bu meselenin Müslümanlıkla bir ilgisi olduğu anlamına gelmez. Müslümanlık barış dinidir” diye konuştu.


“Türkiye bu hain saldırılara pabuç bırakmayacaktır”


Herkesin uyanık olması gerektiğini belirten ve halkın arasına sokulmaya çalışılan nifaka dikkat çeken Kurtulmuş, terör mağdurlarının dininin diyanetinin önemi olmadığını, hepsinin masum insanlar olduğunu kaydetti. “Türkiye bu hain saldırılara pabuç bırakmayacaktır” ifadesini kullanan Kurtulmuş, milletin teröre karşı yekvücut olması gerektiğinin altını çizdi. Kurtulmuş, “Bu hainlerin hepsini bir ve beraber oldukları, aynı karanlık odalardan yönetilen bir takım köleler olduklarının bilinci ile teröre karşı hep beraber olacağız. Aramızda şuursuzca, belki bir kısmı da kasıtlı bir şekilde hayat tarzları üzerinden milletimizi bölmeye çalışanlara asla prim vermememiz gerektiğini ifade ediyorum. Terörde bu kadar anı yanmış bir ülkenin mensupları olarak şunu söylemek hakkımızdır, artık uluslararası camia terörün karşısında çifte standartlı davranmayı bırakmalıdır. Her terör saldırısı sonrasında timsahın gözyaşları mesafesindeki bir takım taziye dileklerinin hiçbir anlam ifade etmediğini söylemek isterim. Bu terör örgütlerinin bu kadar büyük silah, istihbarat, lojistik ve siyasi destekleri almaya devam ettiği sürece değil Türkiye dünyanın hiçbir ülkesi terör saldırılarından korunmuş olmayacaktır. Eğer samimiysek terörün dünyada bir küresel tehdit olmaktan çıkmasını istiyorsak uluslararası camianın güçleri hep beraber olalım. Bütün terör örgütlerini bir vekalet savaşının aracı olmaktan vazgeçerek bir kenara bırakalım ve terör örgütlerine karşı ortak bir mücadele verelim. Bu Türkiye olarak son derece zorunlu olan bir çağrımızdır. Siyasi farlılıkları, hayat tarzları, dinleri ne olursa olsun herkese bir çağrıda bulunuyoruz. Gelin insanlık cephesinde, ortak bir cephede buluşalım. ‘Ama’, ‘fakat’ demeden, terörün türlerine ayırmadan insanlık cephesinde buluşalım” şeklinde konuştu.
Her şeye rağmen 2017’nin Türkiye için barış, huzur yılı olmasını temenni eden Kurtulmuş, Türkiye’nin bütün zorlukları geride bırakacağını ve yoluna devam edeceğini söyledi. Kurtulmuş, 2017 yılında Türkiye’nin terör örgütlerinin tamamıyla eşzamanlı mücadeleyi sürdüreceğini, Türkiye’nin Suriye başta olmak üzere ortaya koymaya başladığı Ortadoğu’daki yeni barış inisiyatiflerini geliştirmeye devam edeceğini kaydetti. Irak hükümeti ile yeni bir dönemin başlatıldığına dikkat çeken Kurtulmuş, “Cumhurbaşkanımızın Irak Başbakanı ile yaptığı telefon görüşmesi ile birlikte aynı Rusya ilişkilerinde olduğu gibi kopma noktasına gelmiş olan Türkiye-Irak ilişkileri yeniden başlatılmıştır. Bugünlerde Sayın Başbakanımız Irak’a resmi bir ziyarette bulunacak, iki ülke arasındaki meseleler ve özellikle Irak’ta teröre karşı ortak mücadele, bu mücadele kapsamında da Irak’ın geleceğinin bundan sonra nasıl olması gerektiği ele alınacaktır. Irak’ta da yeni bir barış perspektifi kapıdadır. Türkiye çevresindeki bütün bu sorunları birer birer çözecek ve yoluna devam edecektir” ifadelerini kullandı.


Türkiye ekonomisinin her türlü saldırılara, provokasyonlara rağmen güçlenerek yoluna devam etmesinin sağlanacağını belirten Kurtulmuş, Türkiye ekonomisinin üretim gücünü artıracak olan bütün tedbirler alınmıştır, bunların uygulamasında gerekli olan adımlar atılıyor. Başta KOBİ’ler olmak üzere bu memlekette üretime katkıda bulunan her vatandaşımıza devlet olarak destek olmayı sürdüreceğiz” dedi.
Türkiye’de 2017 yılının temel meselelerinden birisi olan anayasal reform sürecinin önemli bir adımı olan Cumhurbaşkanlığı meselesinin Meclise getirilmesi olduğunu kaydeden Kurtulmuş, “Bu hafta içinde Mecliste komisyondan geçmiş olan anayasa teklifi Genel Kurula gelecek, oylama süreci başlayacak, Meclis görüşmeleri tamamlanarak milletimizin reyine müracaat edilecek. Böylece senelerdir konuştuğumuz Türkiye’de yeni bir anayasa ihtiyacı, etkin bir yönetim modelinin kurulması yönündeki tarihi adımlardan birisini atmış olacağız. Türkiye’de anayasal reform konusunda bütün işlerimizi yaptık, bitirdik anlamı çıkmayacaktır. Bundan sonraki süreçte Türkiye’de 12 Eylül rejiminin darbeci anayasa mantığını geride bırakacak iyileştirmeleri, anayasa başta olmak üzere, siyasi partiler yasası, seçim yasası, Meclis İçtüzüğü gibi ana metinlerde de demokratikleşme süreçleri sürdürülecektir” diye konuştu.


“OHAL gerektiği kadar devam edecektir”


OHAL sürecine ilişkin Bakanlar Kurulunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığını belirten Kurtulmuş, yeni KHK’lar ile ilgili çalışmaların sürdüğünü kaydetti. Kurtulmuş, “OHAL laf olsun diye çıkartılmış bir karar değildir. İhtiyaca binaen çıkartılmıştır. Türkiye’nin bu kadar terör saldırıları ile karşı karşıya olduğu bir dönemde FETÖ’nün devlete sızma teşebbüslerinin bertaraf edilmesi zorunlulukları da göz önünde bulundurulursa OHAL gerektiği kadar devam edecektir. Bizde isteriz ki OHAL yarın sabah kalksın. Bunlar bugünkü Bakanlar Kuruluna gelmedi” dedi.


“Sahada gördüğünüz üç beş tane baldırı çıplak militanla uğraşmıyorsunuz”


İstanbul saldırısında hayatını kaybedenlerin sivil şehit sayılması konusunun Bakanlar Kurulu gündemine gelmediğini belirten Kurtulmuş, “Bu terör saldırıları ile ilgili bir yasa var. Bu konu gündeme gelmedi, gündeme gelirse gerekirse tartışılır” diye konuştu.


Bakanlar Kurulunda yapılan güvenlik sunumunda son zamanlarda önlenen 248’e yakın saldırıdan bahsedildiğini kaydeden Kurtulmuş, “Çok sayıda saldırıyı önlüyorsunuz ama önleyemediğiniz zaman ortaya son derece vahim bir tablo çıkıyor. Güvenlik kuvvetlerimiz sadece terör saldırısı sonrasında değil, her gün ‘acaba bundan sonra terör örgütleri nereden nasıl saldırır’ diyerek güvenlik parametrelerini gözden geçiriyorlar. Zor bir süreç, titizlikle çalışılıyor. Sonuç itibariyle de bu terör örgütlerine karşı üstün gelmek için elimizden gelen her türlü gücü ortaya koyuyoruz” dedi.


Yapılan terör saldırılarının farklılıklarına işaret eden Kurtulmuş, “Bütün işi bu olan yüzlerce arkadaşımız sabahtan akşama kadar bütün mesailerini veriyorlar. En küçük bir açık vermemek için gayret sarf ediyorlar. Biz bazı şeyleri söylerken laf olsun diye söylemiyoruz. Terör örgütlerinin arkasında bulunanlar, bunlara destek verenler, lojistik destek verenler, istihbarat sağlayanlar, silah verenler bir hafta terör örgütlerinin arkasında durmasınlar dünyadaki bütün terör örgütleri çöker. DEAŞ’ı da, PKK’yı da bunun içine koyuyorum. Sahada gördüğünüz üç beş tane baldırı çıplak militanla uğraşmıyorsunuz, bunların arkasındaki son derece süzme, sofistike bir mekanizma ile mücadele ediyorsunuz. Yeri geldiği zaman dost gibi görünüyor, yeri geldiği zaman teröre karşı sizden daha fazla ahkam kesiyor ama bakıyorsunuz ki bir takım destekleri bu örgütlere veriyor. Gelin bu çifte standartlı davranışı bir tarafa bırakalım. Bizim canımız yanıyor, biz istemez miydik 2017’ye şen şakrak girmeyi. 2016’daki karanlık tabloları geride bırakmış olarak neşe ile 2017’ye girmek bu milletin hakkı değil miydi. Herkes samimi olsun, aklını başına toplasın. Hiç kimse terör örgütlerine destek vermek gibi bir yanlışın içinde olmasın ve teröre karşı uluslararası camia ortak bir şekilde mücadele etme becerisini ortaya koysun” şeklinde konuştu.


“Üç beş tane sosyal medya trolü bu memleketin arasına fitne fesat soksun diye onlara seyirci kalacak değiliz”


İstanbul’daki terör saldırısına ilişkin sosyal medya üzerinde yapılan propagandaların sorulması üzerine Kurtulmuş, daha önceki konuşmasında söylediği ve bazılarının yanlış anladığı “Sosyal medya sorumsuzca yayın yapılacak bir alan değildir. Sosyal medyada terör örgütlerine destek olan, terör örgütlerinin ortaya koymaya çalıştığı amaçlara destek olanlar ayaklarını denk alsınlar” sözünü hatırlatarak, “Ne kadar haklı olduğumu Ortaköy saldırısından sonra gördük” dedi.


Sosyal medyanın büyük bir nimet olduğunu kaydeden Kurulmuş, “Sosyal medyanın milli menfaatlerimiz, kardeşliğimiz, beraberliğimiz, Türkiye’nin geleceğini daha iyi yapabilmek için kullanabileceğimiz bir alan olarak görmemiz lazım. Beyler oturdukları masaların üzerinden tehdit ediyor, hayat tarzı üzerinden bir şeyler söylüyor. DEAŞ’ta tam bunu istiyor zaten. Bununla ilgili olarak provokatif olarak kullanılan bütün sosyal medya hesaplarını takip ediyoruz. Burası Dingo’nun ahırı değildir. Bu aziz vatanı biz yolda bulmadık. Üç beş tane sosyal medya trolü bu memleketin arasına fitne fesat soksun diye onlara seyirci kalacak değiliz. Bundan da alınan olursa alınmaya devam etsinler” ifadelerini kullandı.


Kurtulmuş, Beşiktaş, Kayseri, Ortaköy saldırıyla ilgili olarak İçişleri Bakanlığının ilgili birimlerinde tahkikatların yapıldığını, 347 sosyal medya hesabının, milletin arasına düşmanlık tohumları ekecek çerçevede görüldüğü için soruşturma başlatıldığını, 92 kişi hakkında da işlem yapılarak gerekli yerlere çıkartıldıklarını belirtti. Kurtulmuş, “Bu süreçlerde PKK’nın, TAK’ın, DEAŞ’ın ve diğer terör örgütlerinin istedikleri şekilde sosyal medyayı kullanan, içeriden ve dışarıdan yönetilen medya hesapları ile ilgili olarak sosyal medya servis sağlayıcıları ile çok yakın bir diyalog geliştirdik. Onlarla yapılan işbirliği sayesinde de terör örgütlerine destek sağlayan sosyal medya hesaplarının kapatılması konusunda önemli adımlar attık. Çok sayıda trol, sosyal medya fenomeni kasıtlı olarak bu alanı köpürtmekte, burada düşmanlıkların önünü açacak işler yapmaktadır. Bunları takip ediyoruz, yapanlardan da mahkemeler hesap soracaktır” açıklamasında bulundu.

Editör: TE Bilisim