Eski Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam, Yüksek Öğretim Kurumu'nun (YÖK) 1995 yılından sonra merkezi otoriteye dönüş yaptığını söyleyerek, bu tarihten sonra YÖK'ün her hükümetle kavga ettiğini öne sürdü.

AK Parti'den Kahramanmaraş'ta birinci sıra milletvekili adayı olan Prof. Dr. Sağlam, seçim çalışmalarını sürdürüyor. Partisinin Kadın Kolları tarafından Doğukent mahallesinde düzenlenen toplantıya katılan Sağlam, burada bir konuşma yaparak destek istedi. Prof. Dr. Mehmet Sağlam özellikle YÖK ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. YÖK'ün kuruluş misyonunun üniversiteleri yeniden düzenlemek olduğunu hatırlatan Sağlam, "Ancak, Türkiye'nin demokratikleşmesine paralel olarak ara rejimden sonra YÖK kanunda yapılan değişikler üniversitelere biraz daha inisiyatif verildi. Dolayısıyla 1991 ve 1995 yılları arasında YÖK'te tartışma olurdu ama tartışma üniversitelere daha inisiyatif verme yönünde olurdu yapılan bütün değişikliklerde bu istikamette olurdu. 1995 yılından sonra benim yerime gelen arkadaş bu işi tam tersine cevirdi. Bu tarihten sonraki yönetmelik ve değişiklere bakarsanız YÖK'ün yeniden merkezi otoriteye dönüş yaptığını görürsünüz. Ve ondan sonrada kavga başlar ve bundan sonra yine bu arkadaşımızla birlikte YÖK yalnızca bu hükümetle kavga etmedi her hükümetle kavga etti. Bu dolayısı ile asıl görevin yapılmasını aksattı" dedi. YÖK'ün yeni projeler üretmesi diğer anayasal kuruluşlarla özelliklede siyasal iktidarla diyaloguna bağlı olduğunu aktaran Prof. Dr. Mehmet Sağlam şöyle konuştu:
"Siz siyasi iktidarı tasvip etmiyor olabilirsiniz. Buna herkes saygılı olmak durumundadır. Ancak üstlendiğiniz görev nedeniyle diyalogun sürdürülmesi gerekir. Bu diyalogu sağlayamasanız binlerce öğretim üyesinin özlük hakları ile ilgili yada üniversitelerin bütçeleri ile ilgili konularda görevinizi yapmakta sıkıntıya düşersiniz. Maalesef geçtiğimiz dönemde bu diyalogu bir türlü kuramadılar. Bundan dolayıdır ki 1995'ten 2007'ye kadar YÖK'ün bu güne kadar ciddi projesini göremezsiniz. Bu işte de görevin daha iyi yapılmasına engel oldu. İki testiyi birbirine vurursanız biri kırılırsa diğeri çatlar. Son yıllarda Türk yüksek öğretiminde bir atılım olmadı. Benim görev yaptığım 1991-1995 yılları arasında öğrenci kapasitesi yüzde 100 arttı."

YÖK'teki mevcut yapının üniversite sisteminin görevlerini yerine getirememesine neden olduğunu savunan Prof. Dr. Sağlam, bu yapının mutlaka takviye edilmesi gerektiğini vurguladı. Sağlam, "Örneğin YÖK'te bir denetleme kurulu var bu kurul 19 üniversiteyi denetlemek üzere kurulmuş ama şimdi 100'ün üzerinde üniversite var dolayısı ile doğru dürüst denetim de yapılamıyor" ifadelerini kullandı.

Mesleki eğitimde yaşanan sorunlara da değinen Prof. Dr. Sağlam, YÖK'ün 1998 yılında almış olduğu karar nedeniyle mesleki teknik eğitimde okuyan öğrencilere haksızlık yapıldığını iddia etti. Sağlam, "YÖK mesleki teknik eğitimde okuyan öğrencilerin orta öğretim başarı puanlarında çarpım katsayısını düşük tuttu. Dolayısıyla bu tarihten sonra mesleki liselere iyi öğrenci gelmemeye başladı. Yani YÖK 17 senedir uygulanan sitemi bir yana bıraktı hiçbir neden göstermeksizin bence ideolojik sebeplerle mesleki eğitimdeki öğrencilerin başarı puanlarının hesaplanmasında onların aleyhine bir durum yarattı. İşte bütün mesele bundan kaynaklanıyor hiçbir gerekçesi ve hiçbir faydası yoktur" şeklinde konuştu. Mevcut iktidarın bu durumu değiştirebilmek amacıyla çıkarttığı kanun ve yönetmeliklerin anayasaya aykırıdır gerekçesiyle iptal edildiğini dile getiren Prof. Dr. Sağlam, "Uygulama YÖK'ün olduğu için bir bakıma mahkemeler kararı uygun görünüyor. Bence yapılası gereken YÖK'ün kararını değiştirici hukuk kuralı yerine YÖK'ün bizatihi kendi yapısını değiştirip anayasadaki görevlerine uygun bir YÖK teşekkülü gerekirdi" diye konuştu.

Son günlerde seçim atmosferi ile birlikte bir takım siyasi partilerin 'ÖSS'yi kaldıracağız' sözlerini işittiklerini kaydeden Prof. Dr. Mehmet Sağlam, bu söylemlerin çok havada sözler olduğunu belirtti. Sağlam, "Bu sözler gerçekleşmesi mümkün olmayan sözler. Çünkü üniversite kavramının içinde seçerek öğrenci alma vardır. Dolayısı ile bir seçim olacaktır. Sınavda seçim süreçlerinden biridir. ÖSS'nin kalkması yerine koyacağınız olayın öğrencinin bilgi ve becerisini daha iyi ölçeceğine dair bir takım bilimsel çalışmalarla ortaya konmasına bağlıdır. Yoksa böyle sık sık değişiklik yapmak yaz- boz tahtası haline getirmek daha da sıkıntılar yaratmaktadır" dedi. Prof. Dr. Sağlam, öğretmen atamaları ile ilgili soruya ise "Bence KPSS ile öğretmen atamak yanlış bir uygulama kendi branşından sınava tabi tutup atama yaparsanız o zaman bir mantığı vardır" cevabını verdi.


haber: Ahmet Caner