Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy, Devlet Personel Başkanlığı (DPB) ve Türkiye Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE) bütçesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu’nun görüşlerini açıklamak üzere söz alarak; “TODAİE’nin öncelikle kamu yönetimi içindeki yeri ve statüsü açıklığa kavuşturulmalıdır. TODAİE bu haliyle deve kuşu misali ne akademik bir kuruluş, ne de bir genel müdürlüktür” dedi.

TODAİE’nin üç ana kuruluş gayesi bulunduğunu ve bunları ise; ‘kamu idaresinin geliştirilmesi amacıyla çalışmalar yapmak, idari alanda elaman yetiştirmek ve memurların hizmet içinde yetiştirilmelerini sağlamak’ olduğunu kaydeden Paksoy, ancak uygulamada bu gayenin gerçekleştirilemediğinin aşikar olduğunu ifade etti.

Bu kurumun fonksiyonellik kazanabilmesi için teşkilat yasasının süratle revize edilerek, kurumun görevlerinin ve yapısının yeniden tanımlanmasına ihtiyaç bulunduğunu ileri süren Paksoy, bu düzenlemeyle TODAİE’nin öncelikle kamu yönetimi içindeki yeri ve statüsünün açıklığa kavuşturulmasını istediklerini kaydetti.

MHP Milletvekili Mehmet Akif Paksoy, sözlerini şöyle sürdürdü:

“TODAİE bu haliyle deve kuşu misali ne akademik bir kuruluş, ne de bir genel müdürlüktür. Teşkilatlanması itibariyle genel müdürlük, hizmetleri itibariyle akademik bir kuruluştur. Bu kurumun ne olması gerektiğine öncelikle karar verilmelidir. Akademik kuruluş olarak kabul edilirse genel müdürlük şeklindeki örgütlenmesinin değiştirilmesi gerekmektedir. Mevcut yapı özerk olmadığından kurum bağımsız hareket edememekte, teşkilat kanunundan kaynaklanan görev ve hedefleri ile hükümet program ve hedefleri arasında sıkışmaktadır. Burası milli güvenlik ve adalet akademisi gibi üst düzey yönetici yetiştiren bir akademiye dönüştürülmelidir. Kurum rutin kamu personeline eğitim veren bir birim olmaktan çıkartılmalıdır. Aksi taktirde bu kurum giderek işlevini kaybedecek ve atıl duruma düşecektir. Şu anki konumu itibariyle TODAİE mahalli yönetim personeline seminer veren bir eğitim merkezine dönüşmüştür.”

‘AKP, TÜRKİYE’Yİ SÖZDE REFORM CENNETİNE ÇEVİRDİ’

“Konuşmamın bu bölümünde Devlet Personel Başkanlığı bütçesi hakkında görüşlerimi arz etmek istiyorum. Devlet Personel Başkanlığının temel kuruluş gerekçesi; kamu yönetiminin ihtiyaç duyduğu düzenlemeleri yaparak, kamu personel rejimini uyumlu bir şekilde yürütmektir.

Oysa bugün kamu yönetimi sistemimizle ilgili sorunlar ve aksaklıklar içinden çıkılmaz bir hal almıştır. AKP Hükümeti Türkiye’yi sözde reform cennetine çevirdi. Ancak, personel reformunu bir türlü çıkartmadı. Ben bu durumu IMF’ye bağlıyorum. Eğer IMF bu reformun öne alınmasını söyleseydi kuşkusuz hemen bu reform çıkartılırdı. Halbuki, yapılan ve yapılacak reformların başarıya ulaşması öncelikli olarak personel reformunun hayata geçirilmesine bağlıdır. Reformu bir yana bırakalım mevcut kamu personel sistemi giderek daha adaletsiz daha dengesiz ve içinden çıkılmaz hale getirilmiştir. Ancak, kamu personel rejiminin sağlıklı işleyebilmesi için rasyonel bir teşkilatlanmanın olması şarttır.”

‘MSS SULANDIRILMAYA ÇALIŞILIYOR’

“AKP Hükümeti döneminde rasyonel teşkilatlanma yerine daha çok hizmete alınma kıstaslarıyla oynanmaktadır. Önceki hükümetler döneminde uygulamaya geçen merkezi sınav sistemi (MMS) sulandırılmaya çalışılmaktadır. Niçin? Birkaç eş dost, birkaç yandaş daha istihdam etmek için mi? Partinizin başında Adalet kelimesi var, partinize AKP denilmesine kızıyorsunuz. Ancak, bir belediyenin alacağı zabıta memuru, itfaiye eri için mülakat yaptırıyorsunuz. Bu mu adalet? Daha da vahimi, sözleşmeli ve geçici personel uygulamasını yaygınlaştırarak kamu hizmetlerini taşeronlaştırıyorsunuz. Özellikle, Sağlık Bakanlığındaki sözleşmeli personelin hali içler acısı. Tayin hakları yok, becayiş dışında mazeret (eş-sağlık) hakları yok. Aynı işi yapan, hatta benzer ücretleri alan iki kişiden biri memur, diğeri sözleşmeli. Ben bunun mantığını bir türlü anlayamıyorum. Hükümetiniz adına birisi çıkar da hadi Şırnak, Ardahan’ı anladık, Gaziantep, Hatay veya Kahramanmaraş’ta niçin sözleşmeli sağlık personeli çalıştırıldığını Yüce Meclis vasıtasıyla Türk Milletine izah ederse hep beraber öğrenmiş oluruz.”

‘PERSONEL REJİMİ HAYATA GEÇİRİLEMEDİ’

“AKP hükümetleri söz verdiği halde personel rejimini hayata geçirmemişlerdir. Memurlar arasındaki ücret adaletsizliğini devam ettirmektedir. Aslında hükümetin kafasındaki personel rejimi ile bizim bütçesini tartıştığımız personel rejimi arasında ciddi farklar vardır. Hükümete göre adalet, güvenlik, maliye ve bir kısım genel idare hizmetleri dışındaki tüm hizmetlerin, hizmet alımı veya sözleşmeli personel eliyle yürütülmesi düşünülmektedir. Ancak bu uygulamaya tepkinin çok olacağı kaygısıyla, öngörülen değişiklik yapılmamaktadır. Süreci biraz daha zamana yayarak bu iş gerçekleştirmek istemektedir. Sayın milletvekilleri Devlet Personel Başkanlığı bugün sadece kadrolara ilişkin işlemler yapan, özelleşen kuruluşlardaki istihdam fazlası personeli nakleden, devlet lisan okuluna ve milli güvenlik akademisine memur seçen bir kurum haline dönüşmüştür. Bu işler ihtisas gerektirmeyen işlerdir, başka bir kurum tarafından da rahatlıkla yerine getirilebilir.”

‘PERSONEL DAĞILIMI DENGESİZDİR’

“Bugün kamu personelinin yapılarında, mali ve sosyal haklarında, statülerinde çok büyük farklılıklar bulunduğu aşikardır. Personelin dağılımı dengesizdir. Bazı yerlerde fazla personel varken bazı yerlerde hiç personel bulunmamaktadır. Ücret adaletini sağlamak bir yana ücret rejimi giderek bozulmaktadır. Ücretlerin yetersizliğinden daha çok aynı işi yapanlar arasındaki ücret adaletsizliği çalışanları üzmektedir. Örneğin, bugün Hastanelerimizde bazı yardımcı hizmetler hepimizin de bildiği gibi temizlik şirketlerinin çalışanlarına ve asgari ücret karşılığı yaptırılmaktadır. Yani, aynı odada aynı işi bir kadrolu çalışan ile bir asgari ücretli çalışan birlikte yapmaktadır. Buradan verimli bir çalışma ve sonuç almak mümkün müdür? Yine, okullarımızın yardımcı hizmetli kadroları yetersizdir. Bağış almakta yasak. Peki okulda yapılması gereken işleri kim yapacak. Ben gittim gördüm. Müdürler, müdür yardımcıları, hatta bir kısım öğretmenler memurların yapması gereken işleri memur olmadığı için kendileri yapıyorlar. Hizmetlilerin yapması gereken işler için ise dışarıdan vatandaş çalıştırılıyor. Parası olan okullar sigorta yapıyor, olmayan mecburen sigortasız çalıştırıyor. Okullarımızda sigortasız çalışan bu vatandaşlardan bir tanesi yarın okul müdürünü şikayet ederse, bunun hesabını kim verecek. Varsa cevabınız çıkınız bu kürsüden veriniz.”

‘TÜRKİYE’NİN PERSONEL HARİTASI ÇIKARTILAMADI’

“Türkiye’nin personel haritası çıkartılamamıştır. Hangi kurumda kaç kişi, hangi statüde ve hangi birimlerde çalışıyor bunlar bilinmemektedir. Personelle ilgili tutulması gereken bilgileri bulmak mümkün değildir. Kurumun teşkilat yapısı bugün yürüttüğü faaliyetlerle uyumlu değildir. Kurum bugün tamamen rutin işler yürütür durumdadır. Sonuç olarak kurumun yapısal olarak büyümeye değil küçülmeye ama işlevsel olarak büyümeye ihtiyacı olduğunun kabulü gerekmektedir.”

İŞTE CEVAP BEKLEYEN SORULAR

“SORU 1: Binlerce merkezi sınavı kazanmış bekleyenler varken kamu kurumlarına sınavsız bir şekilde neden sözleşmeli ya da geçici personel alınıyor? Son beş yılda bu şekilde kaç kişi işe yerleştirilmiştir? Bunlardan kaçı bakan ve milletvekili yakınıdır? (VAR MI)

SORU 2: Türkiye’nin bir çok yöresinde personel sıkıntısı çekilirken neden kamu çalışanlarının rasyonel dağılımını sağlayacak tedbirler alınmıyor?

SORU 3: Çalışanlar arasındaki ücret adaletsizliği olduğu halde neden bazı teşkilat kanunlarında yapılan ayrıcalıklı düzenlemelere izin veriliyor? (İçişleri Bakanlığı, Belediyeler ve İl Özel İdare personeli, Diyanet memurları,……perişan)” (Ajans 46 - www.kanal46.tv)



Editör: TE Bilisim