Başbakan Erdoğan sinirli. Sakin gözükmeye çalışsa da yüz çizgileri iç dünyasını ele veriyor. Sık sık öfkeleniyor. Geriyor ortamı. Gazeteci milletinin sorularına da kızıyor.

Hayra alâmet değil bunlar.

Tam tersine ihtiyaç var. Türkiye ve dünyanın büyük sorunları, ülkede istikrar ve sükuneti gerektiriyor.

Televizyondan izliyorum.

Bir meslektaşım Başbakan'dan nedense çekiniyor. Sorusunu pat diye damardan girerek soracağına, ıkına sıkına, "Şimdi bana kızacaksınız ama..." diye başlıyor konuşmasına.

Azar işitmeyi göze alarak Başbakan'a yönelttiği soruya gelince, gayet yerinde:

"Ekonomide bu kadar kritik günlerin yaşandığı bir ortamda, son bir kaç haftadır tanık olduğumuz iç gerilimde ve morallerin bozulmasında hiç payınız olmadığını söyleyebilir misiniz?"

Erdoğan sinirleniyor.

Arkasından Reuters'ın sorusu:

"Son günlerde yolsuzluk tartışmaları ayyuka çıktı.
Yolsuzlukların önlenmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?"

Bu soruya da kızıyor Başbakan.

Ve tepkilerinde ölçü kaçıyor:

"İnsaf sahibi olun!"

"Çirkin bir olay..."

"Gündem bu değil."

Oysa gazeteciler haklı. Sordukları sorular, bu ülkede acilen yanıt bekleyen, aydınlatılması gereken bir dolandırıcılık olayıyla yakından ilgili:

Deniz Feneri!

Bir gazeteci, bir haberci eğer gerçekten mesleğini seviyorsa, Almanya'da ağır hapis cezalarıyla noktalanan davanın Türkiye uzantıları hakkında Başbakan'a soru sormayı sürdürecektir.

Alman Mahkemesi kararını açıklarken, "Asıl failler Türkiye'de" dedi. İsimlerini verdiği kişiler arasında Kanal 7'nin Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman'la RTÜK Başkanı Zahid Akman da var.

CHP Grup Başkan vekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeni açıkladığı bir belge, Zekeriya Karaman'la, Almanya'daki davada ağır hapis cezasına mahkum olan Mehmet Gürhan arasındaki bir ilişkiyi sergiliyor.

Buna göre, dolandırıcılıktan hüküm giyen Mehmet Gürhan geçen yıl Zekeriya Karaman'ı Türkiye'deki işleriyle ilgili olarak vekil tayin etmiş... (*)

Bu konunun gazeteci milleti tarafından didik didik edilmesi lazım, eğer gazetecilik diye bir meslek varsa...

Bunun gibi, Alman Mahkemesi'nden RTÜK Başkanı Zahit Akman'ı işaret eden ciddi sorular da var. Ama anlaşılan o ki Başbakan koruyor Akman'ı... AKP de kol kanat geriyor.

Hele böyle bir durumda, gazetecilerin bu konunun üstüne üstüne gitmesinden daha doğal ne olabilir ki?..

Bir başka olması gereken de, kendisiyle ilgili iddialar aydınlanıncaya kadar Zahit Akman'ın RTÜK Başkanlığı’ndan istifa etmesi değil midir? Etmiyorsa, Başbakan'ın kendisini istifaya davet etmesi değil midir?

Nitekim, TBMM Başkanı Köksal Toptan da Akman'a istifa kurumunu anımsatmıştır.

Bizden söylemesi:

Gazetecilerin bu konulara ilişkin soruları, Deniz Feneri - Türkiye karanlıkta kaldıkça hiç bitmeyecektir. Başbakan Erdoğan sinirlenmek, tepki duymak, soğukkanlılığını kaybetmek yerine bu dolandırıcılığın Türkiye ayağının üstüne kararlılıkla gittiğini göstermelidir.

Olması gereken budur.

İlter Türkmen'in dediği gibi:

"Bir devlet adamının, bir başbakanın, hele çok karmaşık sorunları olan bir ülkenin başbakanının soğukkanlılığını kaybetmesi, bir sabit fikre saplanması, önyargıyla hareket ettiği izlenimini doğurması üzücü ve endişe vericidir.

'Deniz Feneri' davasının Türkiye'deki uzantılarına kendisinin de şahsen bulaştığına dair ciddi bir emare veya iddia bulunmadığına göre, Erdoğan'ın öfkesinin şiddeti şaşırtmaktan geri kalmadı.

Başbakan, bütün demokratik ülkelerde basının, sürekli olarak iktidarın hatalarını yakalamak için uğraştığını mutlaka biliyordur. Türkiye'de basının eleştirilerinde insaflı davranmak eğiliminde olmadığının da kuşkusuz farkındadır.

Medyanın saldırılarına bol bol muhatap olmuş olan Churchill'in bir tavsiyesini burada hatırlatayım:'Sakın şikayet etme, sakın cevap verme!"

Sayın Başbakan;

Türkiye'de ve dünyada zaman, soğukkanlılığını kaybetme zamanı değildir.
-----------------------------------------------
(*) Bu konuda, dünkü Vatan Gazetesi'nin "Bağış paralarını hileli vekaletle kaçırmışlar!" başlıklı sürmanşet haberi çok dikkat çekici bir iddia. Çünkü, Zekeriya Karaman'a verildiği öne sürülen vekaletnamenin bir 'sahtecilik' ürünü olduğuna olduğuna dair vahim bir iddia gündeme gelmiş durumda.

Hasan Cemal
[email protected]