AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Fatih Arıkan’ın akrabası olduğu Kahramanmaraş Ticaret Borsası (KTB) Başkanı Mahmut Arıkan’ı ziyareti sırasında sarf ettiği sözler gündeme adeta bomba gibi düşerek büyük yankı yaptı.

Daha önce YİMPAŞ Kahramanmaraş Mağazası müdürlüğü yapan ve 3 Kasım 2002 seçimlerinde kurt ve duayen (ak sakal ve kıdemli) siyasetçi Ali Sezal’ın sayesinde milletvekili adayı olarak seçilen ve ikinci dönem mecliste bulunan Sayın Arıkan bakın ne buyurmuş:

“Sivil toplum kuruluşlarının bazılarında oturan başkanların kurumu ve sorumlu olduğu sektör çevresini yüceltmek yerine kendi menfaatlerine ve çevresindekilere hizmet ettiğini görüyoruz. Bunu kesinlikle önlememiz lazım. Makamını korumak ve çevresini kollamak için oraya gelen insanları istemiyoruz. Çalışan ve hitap ettiği kesime hizmet eden insanları orada görmek istiyoruz.”

Bu sözler özellikle sivil toplum örgütleri kanadından olmak üzere büyük tepki topluyor.

Bir milletvekilinin bu sözleri sivil toplum kuruluşlarına siyasi müdahale yapılacağının sinyallerini de veriyor.

Kusura bakmayın dost acı söyler misali; bunun suçu sizde değil mi sayın Arıkan….

Sizler farklı fikirlere tahammül edeceğiniz yerde sivil toplum kuruluşlarını (bizden ya da bizden değil) diyerek ayırt ettiğinizi göstermiyor mu?

Bugüne kadar hangi sivil toplum kuruluşunu ziyaret ettiniz.

Hangilerinin sorunlarını dinlediniz? Sayacağınız kurumlar sizlerin Kahramanmaraş’ta kimlerin temsilcisi olduğunuzu gösterecektir. Ziyarete gitmediğiniz sivil toplum kuruluşları başarısız mı ya da sizden olmadığı için mi gitmiyorsunuz?

Aynı cümleyi kelimeleri değiştirmeden size söylesek bakın ortaya ne çıkıyor:

“Milletvekillerinden bazılarının kurumu ve sorumlu olduğu vatandaşları yüceltmek yerine kendi menfaatlerine ve çevresindekilere hizmet ettiğini görüyoruz. Bunu kesinlikle önlememiz lazım. Makamını korumak ve çevresini kollamak için oraya gelen insanları istemiyoruz. Çalışan ve hitap ettiği kesime hizmet eden insanları orada görmek istiyoruz.”

Böyle desek acaba sizce bu tanım kime uyar sayın vekil?

Önümüzde esnaf odalarının seçimleri var, şimdi sırada bunlara müdahaleler mi gelecek?

Muhtarlık seçiminde aday çıkartan bir milletvekili arkadaşınızın yaşadığı hezimet hâlâ hafızalarda canlılığını korurken, üstü kapalı cümleler bir vekile yakışmıyor.

Açıklayın; hangi sivil toplum kuruluşları kendi menfaati ve çevresinin menfaati için çalışmaktadır.

Milletvekilleri oda başkanlarını mı seçecek? Sizin yaptığınız seçimler ve daire müdürlerinin başarısı ortada.

Sizler daire müdürleri atamalarında aynı kıstasları mı aldınız yoksa (bana yakın olsun da gerisini boş verin) mi dediniz.. Şimdi kimi kime şikâyet edelim.

“Makamını korumak ve çevresini kollamak için oraya gelen insanları istemiyoruz”cümlesini kullanmışsınız.

Kamuoyunda hangi sivil toplum kuruluşu başkanı konuşsa başına gelecekleri tahmin edebilirsiniz. Biz de bu cümleye katılıyoruz.

O zaman önce siz örnek olun ve makamı korumak ve çevresini kollamak için hizmet eden daire müdürlerini görevden alarak bu anlayışı ne kadar benimsediğinizi topluma gösterin.

Burada farkı yorumlar ortaya çıkmaktadır.

Açıklayın; hangi sivil toplum kuruluşlarını kast ediyorsunuz!

Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KATSO) Başkanı Mehmet Balduk’u mu,

Kahramanmaraş Ticaret Borsası (KTB) Başkanı Mahmut Arıkan'ı mı,

Kahramanmaraş Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (KMESOB) Başkanı Ahmet Kuybu’yu mu?

TEMA Kahramanmaraş İl Temsilcisi Cafer Kalalı’yı mı?

Kahramanmaraş Sanayici ve İşadamları Derneği (KASİAD) Başkanı A.Kadir Kurtul’u mu,

Kahramanmaraş Eczacılar Odası Başkanı Mustafa Hüdayioğlu’ nu mu,

Kahramanmaraş Baro Başkanı İsmail Kahveci’yi mi,

Kahramanmaraş Lider İşadamları Derneği (KALİDA) Başkanı Osman Gemci’yi mi?

Kahramanmaraş Tabipler Odası (KTO) Başkanı Mehmet Ali Düzkale’yi mi,

Kahramanmaraş Lale- Der'i mi?

Yoksa başka birini mi kast ediyorsunuz?

Kimi, kimi, kimi….

Kimleri kast ettiğinizi açıklamalısınız sayın vekil…

Sivil toplum kuruluşlarını töhmet altında bırakmamalısınız sayın vekil....

Yoksa siyasallaşmış sivil toplum kuruluşlarını mı tercih ederdiniz?

Onun için mi H. Mustafa Öz gibi bazı oda başkanlarını partinizde yönetime aldınız?

O zaman nasıl yanlışları eleştirecekler. Taleplerde bulunacaklar?

Yönetiminde yer aldıkları partilerini elbette eleştiremezler.

Şoförler Odası, Fırıncılar Odası, Bakkallar, Bayiler ve Şekerciler Odası, Kuyumcular Odası, Attarlar Odası, Ayakkabıcılar Odası, Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği, Kasaplar Odası, Eczacılar Odası, Tabipler Odası, Diş Hekimler Odası, Tema Vakfı, Makine Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası, Ziraat Mühendisleri Odası.

Hangi sivil toplum kuruluşunu kast ettiniz sayın vekil?

Hâlbuki sivil toplum kuruluşları demokrasinin direğidir.

Demokrasi bugün sivil toplum kuruluşlarında parti seçimlerinden daha kolay sağlanmaktadır.

Örneğin; Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Hacı Datlı bu görevinden seçimle ayrıldı. Ama siz tartışmalı bir tayin olmasına rağmen tebrik ziyaretine yanına kadar giderek olayı sahiplendiniz.

Sayın vekil; akrabalarınızı il genel ve belediye meclislerinde, il müdürlüklerinde, başhekimliklerde, genel sekreter yardımcılıklarında, il yönetiminde ve başkan danışmanlıkları ile diğer bilumum yerlerde yer kalmayınca şimdi de sivil toplum kuruluşlarına mı yerleştirmeye karar verdiniz?

Ya da sivil toplum kuruluşlarında olanların sayılarına yenilerini mi eklemek istiyorsunuz?

Sizin demokrasi anlayışınız bu mu?

Kahramanmaraş’a döndüğünüzde bunlarla ilgili bir açıklamada bulunursanız çok memnun olacağız.

Baki selam ederiz….

Yeniden görüşmek üzere…

EDİTÖR