Yıkılan, yanan, virane olmuş şehirler, bunu avantaj olarak kullanıp küllerinden doğmuş

Bazıları ise kaderine teslim olup, eski parlaklığını kaybetmiş

★★★

Bizim için iki yol var, afeti avantaj olarak kullanıp şehrimizi daha iyi hale getirmek, ya da vurdumduymaz olup kaderimize boyun eğmek.

Yani şehrimizin bundan sonraki gidişatı yerel yöneticilerimizin bilgi, beceri ve gayretlerine bağlı...

★★★

Öncelikle şehirde büyük bir bilgisizlik ve karamsarlık hâkim, yetkililer her hafta bilgi trafiğini yöneterek bilgilendirme yapmalılar.

Şehrimizin yeniden ihyası konuşulup, diğer tarafta da kısa, orta ve uzun vadede planlanması gerekir.

Damdan düşenin halini damdan düşen anlar misali planlamayı yaparken de deprem geçirmiş diğer il ve ilçeler incelenmeli...

★★★

Örneğin 1995’te 40 bin nüfuslu iken deprem olan Dinar deprem sonrası 18 bine düşmüş, bugün ise nüfusu 25 binlerde. 28 yıl önceki nüfusunu hala yakalayamamış.

Sanayi ilçesi olan Gölcük 1999’da deprem oldu, tersaneler ve Ford’un fabrikası olmasına rağmen nüfusunu 11 yılda ancak toplayabilmiş.

Yani deprem sonrası kendi şehrimizden de büyük bir nüfus göç ediyor ve bu göçün bir an önce durdurulması lazım.

Ticaret ve Sanayi Odamızın bu işe lokomotiflik yapması lazım.

Fakat 3 aydır Meclis toplantısı yapılmıyor, odamızda mı havlu attı.

Meclis toplantısı iş dünyasının istişare etmesi, yol gösterilmesi, beyin jimnastiği açısından çok önemli.

Sanayi odamız diğer odaların faaliyetlerini de irdelemeli, deprem kıskacında, dünyadan bi haber kalmamalı.

★★★

Ayrıca Üniversitemizle iş birliği yapıp deprem geçirmiş il ve ilçelere bir akademik ve ticaret bir heyet göndermeli.

O yerleşim yerlerinin depremin ardından neler yaptığını, ticaretlerinin nasıl geliştiğini, sosyolojik ve ekonomik tüm göstergeleri incelemeli, rapor haline getirip büyük bir yol haritası hazırlamalı.

Bu şehirden göçü durduramazsak, bu şehirde kimse kalmaz, virane bir şehir görüntüsünden de çıkamayız.

Gölcük’te büyük bir nüfus depremin ardından belirsizlik sürünce terk etmiş, yerine ise Doğu ve Güneydoğu’dan binlerce insan gelmiş, yerleşmiş.

★★★

İlçenin demografik yapısı değişmiş

Her bölgenin insanı kendi milletimizdir fakat bunların önlemi diğer deprem geçirmiş ve bunu avantaja çevirmiş yerleşim yerlerini inceleyerek alınır.

Evi, iş yeri yıkılıp yakınlarını kaybedenleri de bir yere bırakmamamız lazım, bir an önce toparlanalım…

Hemen KMTSO ve Üniversitemiz bir heyet oluşturup, konusunda uzmanlar gidip o bölgeleri, ekonomik olarak, sosyolojik olarak, demografik olarak, yapısal ve imar olarak incelemeli ve hazırladığı raporu kamuoyuna sunarak yol haritasını hazırlamalı.

Yoksa bu kentten göçü durduramazsanız, yarın selam verecek kimseyi bırakmazsınız.