POLİTİKA GÜNLÜĞÜ<br /> Derin Devlet-Derin Millet!..<br /> <br /> Hrant Dink cinayetinin ilk duruşmasında sanık avukatı Fuat Turgut 'un sözleri, Yasin Hayal 'in savcıya gönderdiği mektup Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu yansıtıyor...<br /> <br /> 12 Eylül 1980 sonrası "Türk-İslam Sentezi" ni Atatürkçülük olarak yansıtan "cuntacı düşünce" 17-18 yaşındaki gençlerin beynini yıkadı ; dinci-İslamcı kadrolar tarikat yuvalarında yetiştirildi...<br /> <br /> Tarikat şeyhlerinin denetiminde yetiştirilen gençler savcı, yargıç, polis, vali, kaymakam, emniyet müdürü oldular...<br /> <br /> İşsizlik ve yoksulluk ise lümpen bir sınıfı doğurdu...<br /> Sanık avukatı Fuat Turgut ne diyordu yargı kapısında:<br /> "Devletin bekası için çarpışanlar suçlanmamalı..."<br /> Hrant Dink davası sanıklarından Yasin Hayal'in savcıya yazdığı mektubu okurken de tüylerim diken diken oldu...<br /> <br /> Başım döndü, midem bulandı...<br /> <br /> Hayal, mektubunda "Sayın Savcım, ben bu derin devlet, derin millet kavramlarını pek kavrayabilmiş değilim" diyor ve ekliyordu:<br /> "Ama ortada kesin bir şey var ki, o da emniyet içinde legal mi, illegal mi bilmiyorum, bir grup bizi kumanda etti. Bu aşikârdır. Siz bunu gördünüz. Şimdi soruyorum: Eğer devlet görevlerinde kullanıldıysak bizim haklarımızı korumak devlete düşmez mi?"<br /> Hayal'in savcıya yazdığı mektubun son cümlesi ise çok önemliydi:<br /> "Bu ülkede Türk bayrağını açanlar artık terörist mi oldu?"<br /> <br /> ***<br /> <br /> Aklıma faili meçhul cinayetler geldi. Uğur Mumcu 'dan Ahmet Taner Kışlalı 'ya; Abdi İpekçi 'den Çetin Emeç 'e; Muammer Aksoy 'dan Bahriye Üçok 'a dek uzanan faili meçhul cinayetleri düşündüm.<br /> Kimdi bu cinayetlerin arkasındaki büyük patron? Neden ortaya çıkarılmıyordu?<br /> 2 Temmuz 1993 Madımak yangını... Gazi Mahallesi olayları...<br /> 30 yıl önceye gideyim...<br /> Kanlı 1 Mayıs, Kahramanmaraş vahşeti... Çorum baskını...<br /> Madımak yangınını çoktan unuttuk, Behçet Aysan 'ın dizelerindeki "sakız beyaz düşleri" anımsamaz olduk:<br /> "Ne söylersen söyle bu aşk ikimizindi<br /> ikimizindi bir zamanlar aynı gökyüzü<br /> bir samanın tutuşması gibi olan şey<br /> biraz erzurumdu biraz rize biraz mardin<br /> geniş, dingin, sürekli yurt gibi."<br /> <br /> Anımsamaz olduk Metin Altıok 'u da:<br /> "Şimdi sen öldün ya<br /> Yumuşacık bir çizgi<br /> Ediniyor avuçlarına<br /> Yeni doğan çocuklar<br /> Artık sevda yazgılarını<br /> O çizgiden okuyacaklar."<br /> <br /> Maraş'ı unuttuk Sıvas oldu!..<br /> Uğur Mumcu'yu unuttuk Hrant Dink öldürüldü...<br /> Beyinlerini yıkadılar gençlerin. Ellerine silah verip cinayet işlettiler...<br /> Vatan için, bayrak için!..<br /> O ay-yıldızlı bayrağımız bağımsızlığın simgesi değil miydi? Denizler, Yusuflar, Hüseyinler o bayrakla Samsun'dan Ankara'ya yürümemişler miydi?<br /> <br /> ***<br /> <br /> 12 Mart faşizmi onları idam sehpasına götürdü 20'li yaşlarda...<br /> Yasin Hayal açık açık "Bizi polis kullandı" diyor ve ekliyor:<br /> "Devlet bizim cinayetlerimize destek vermeli, cezaevlerinden salıvermeli..."<br /> Devletin tüm kurum ve kuruluşları siyasal erkin elinde...<br /> <br /> Peki Başbakan ne yapıyor bu konuda?<br /> O alanlarda tapu dağıtıyor, tek başına iktidara gelmek için çırpınıyor.<br /> <br /> 1994 yılında TBMM 'nin Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Raporu vardı... Bu rapor TBMM Genel Kurulu'na getirilmedi, engellendi.<br /> Eğer o rapor TBMM 'de tartışılsaydı, siyasal erk raporu ciddiye alsaydı Ahmet Taner Kışlalı, Gaffar Okkan, Hrant Dink ve öteki faili meçhul cinayetlere kurban giden tüm insanlarımız bugün yaşıyor olacaktı...<br /> <br /> <br /> <br /> Hikmet ÇETİNKAYA / Cumhuriyet / 05.07.2007<br /> hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr<br />