Dokuz Eylül Üniversitesi'nde rektörlük seçiminde oyların yüzde 47'sini alan Prof. Dr. Sedef Gidener'in YÖK'ün Çankaya Köşkü'ne gönderdiği listede ilk sırada olmasına karşın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün oyların yüzde 15'ini alan ve ikinci sırada bulunan Prof.Dr. Mehmet Füzün'ü rektör atamasında mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Prof. Dr. Gidener, Cumhurbaşkanı Gül'ün Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü görevine getirdiği Prof. Dr. Mehmet Füzün'ün atanmasının hem ‘demokratik olmadığı', hem de ‘kısmi statüde' çalıştığı için ‘yasal olmadığı' gerekçesiyle yargıya taşımıştı. Ankara 15'inci İdare Mahkemesi'nin, yürütmeyi durdurma kararıyla Prof. Dr. Gidener ilk raundu kazanırken, Türkiye ilk kez böyle bir olayla karşı karşıya kaldı. 30 gün içinde kararın tebliğ edilip Prof.Dr. Füzün'ün rektörlükten alınması gerektiğini söyleyen Prof.Dr. Gidener, “Çok mutluyum, çok sevinçliyim” dedi.

Prof.Dr. Sedef Gidener, geçen 18 Haziran'da Dokuz Eylül Üniversitesi'nde yapılan rektör seçiminde rakiplerine ezici üstünlük sağlamasına karşın Köşk'ün tercihi ikinci sıradaki Prof. Dr. Mehmet Füzün oldu. Bu tercih üzerine Prof.Dr. Gidener, yürütmenin durdurulması istemiyle 3 Eylül'de Nöbetçi İdare Mahkemesi'ne başvurdu. Ankara 15'inci İdare Mahkamesi'nde görülen davadan Prof.Dr. Gidener'in talebi olan yürütmeyi durdurma kararı çıktı.

“TAKDİR HAKKI KEYFİ KULLANILMAMALI”

Kararla ilgili kendisine henüz yazılı evrak gelmediğini ancak mahkeme kaleminden kararı öğrendiğini belirten Prof.Dr. Gidener, çok mutlu olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kendisini atamamasının bir gerekçesinin olması gerektiğini, bunun açıklanması gerektiğini belirten Prof.Dr. Gidener, şunları söyledi:

“18 Haziran'da üniversite olarak rektörlük seçimlerimizi yaptık. Ben de adaydım. 564 oy aldım. Seçimde ikinci olan, 181 oy alan hoca atandı. Ben de en azından demokrasi uğruna böyle olmaması gerektiğini düşünüp, 564 oya sahip olarak mahkemeye başvurmayı uygun gördüm. Birinci oldum, çok fazla oy farkım var. İkincinin tercih edilmesi için, benim tercih edilmememi gerektiren bir gerekçe olmalıdır. Öyle de bir şey de yok. Benim atanmam gerekiyordu. Takdir hakkını keyfi kullanmamak gerekiyor. Hem takdir hakkının kullanılmasında gerekçelerin olmasını düşündüğüm için, hem de atanan Füzün Hoca ‘kısmi statüde' olduğu için atama sakat bir atama diye mahkemeye başvurdum. İki gerekçem vardı, ancak yürütmeyi durdurma kararının hangi gerekçeden, birinden mi ikisi birlikte mi verildi bilmiyorum. Ama mahkemeden böyle bir sonuç umuyor, bekliyordum. Umduğum çıktı.”