Subay bir babanın oğlu idi. Babasının görevi dolayısı ile birkaç şehir
gezdikten sonra, ailecek Ankara’ya gelip yerleşirler.
Oğul sanat okulunu bitirdikten sonra, Ankara’da motor yenileme
atölyesinde çalışmaya başlar. Devir motorlu araçlardan, motor işinden
anlayanın az olduğu bir devirdir.
Yıllar sonra, çalıştıkları motor yenileme atölyesinin sahibi olurlar. Sadece
Ankara’nın değil, tüm Türkiye’den atölyelerine motor gelir.
Çok iyi iş yapar, iyide para kazanırlar. Çok az kişinin binebildiği arabaya
biner, keyiflerince hayat sürdürürler.
Babası emekliliğinden sonra, memleketi olan Maraş’ta ikamet etmektedir.
Oğluna mektup yazarak- “ Ayın şu günü şu saatte tren ile Ankara’ya
geleceğim. Tren garına gelip beni karşıla.” Der.
Oğul babasının mektubunda bahsettiği gün otomobili ile tren garına
gelerek babasını beklemeye başlar.
Nihayet beklediği tren gelir. Babası trenden iner ve bavullarını orada
bulunan hamalın tekerlekli arabasına koyarlar.
Baba oğul önden gider, hamal onları arabası ile arkadan takip eder.
Hep birlikte, Oğlun otomobilini park ettiği yere gelirler. Otomobilin arka
bagajına bavullar yerleştirilir, bagaj kapatılır.
Baba prensipli birisidir. Oğluna para verdirmez. Cüzdanından iki tane 25
kuruş çıkararak hamala uzatır.
Hamal uzatılan 50 kuruşa itiraz edecekken, babasının arkasında duran
oğlu hamala sus ve bekle işareti yapar. Babasını otomobilin arka koltuğa
oturtur kapısını kapatır.
Hamalın yanına giderek eline 10 lira sıkıştırır. Hamal eline konulan parayı
görünce sevinir, sağ ol ağabey der ve gider.
Oğul otomobiline biner, babası ile birlikte evinin yolunu tutar. Arkadan
babası oğluna seslenir- “ Hamala iki bavula elli kuruş verdim, teşekkür bile
etmedi.” Der.
Babasının parasının geçtiği zamanlarda elli kuruş büyük paraydı.
Büyükler anlatırlar-“Oğlum bizim zamanımızda etin kilosu bir lira idi.
Şuradaki arsayı iki bin liraya aldım. En iyi daire üç bin liraydı.”
Enflasyonun yüksek olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Ekonomik istikrarın
olmadığı ülkemizde, enflasyon ile yaşayacağız.
Yılbaşını kimileri, ücretine zam yapılması için, kimileri de etiketine fiyat
artışı yapmak için bekliyor. Bunun bir orta noktası yok.

Daha çok çalışıp, daha kalitelisini üretmemiz gerekirken köşe dönmek, bir
an önce zengin olmak beklentisi içine giriyoruz. Böyle olunca da,
ülkemizde fiyat istikrarı olmuyor.
Önceki kuşaklar ile sonraki kuşaklar arasında para konusunda uyumsuzluk
yaşanıyor.
Hamal parasında olduğu gibi, elli kuruş baba için hala büyük paradır. İki
bavul için hamala elli kuruş vermiştir ama, hamal teşekkür bile
etmemiştir.
Mustafa Yolcu