CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, merkez sağda yaşanan bütünleşme için, “helal olsun, kutluyorum onları” değerlendirmesinde bulundu. Baykal, sıranın CHP ve DSP'de olduğunu kaydetti.

Baykal, parti olarak üzerlerine düşeni yaptıklarının söylerken, DSP'den “tamam” yanıtı beklediklerini kaydetti. Baykal, DSP ile yürütülen bir müzakerenin olmadığının altını çizerken, DSP'den açıklama beklediklerini ifade etti. CHP Lideri Baykal, partisinin grup toplantısında konuştu. Galatasaraylı olan Baykal, konuşmasına, Türkcell Süper Lig Şampiyonu Fenerbahçe ve Fortis Türkiye Kupası Şampiyonu Beşiktaş'ı kutlayarak başladı. Baykal, konuşmasında güncel siyasi gelişmeler ve solda işbirliği konusunda açıklamalarda bulundu.

DSP'yi bekliyoruz

Baykal, konuşmasında CHP-DSP arasında yürütülen işbirliği çalışmalarına değindi. İşbirliği konusunda toplumun büyük bir beklentisi olduğunu vurgulayan Baykal, seçim işbirliği konusunun Türkiye'nin gündemine kendilerinin getirmediğini kaydetti. Baykal, şöyle dedi:

“Seçim konusunda partiler arasında ister birleşme deyin ister işbirliği deyin bu konuyu Türkiye'nin siyasi gündeme biz taşımadık. Niye taşımadık? Bu konudaki geçmiş tecrübeleri çok iyi bildiğimiz için yüksek bir umut beklemiyorduk ve halkımızı ve milletimizi de gereksiz yere bir umuda yöneltmenin yanlış olacağını düşünüyorduk ve bu konuda. Geçmişte son süreç başlamadan önce bu konuda hiçbir şey söylemedik. Tam tersine bize yönelik olarak ısrarla birleşme önerildi. Bu önerilerin çok genel bir davetten ibaret kaldığını altında somut bir şey göremediğimizi düşünerek uzak durmaya çalıştık. Ama o kadar ciddi bir şekilde toplumsal talep haline dönüştürüldü ki onun üzerine bizde bu konuya eğilme gereği duyduk. Bizim dışımızdan bize yönelik olarak yapılan çağrılar dolayısıyla. Çağrıyı biz yapmadık, çağrı bize yapıldı. Biz dinledik, fazla güven duymadan dinledik. Çok ciddi bir talep ortaya çıkınca biz de o zaman böyle bir temasa açık olduğumuzu belirttik.”

Tezlerinin, “iki siyasi partinin aynı çatı altında birleşmesi” olduğunu hatırlatan Baykal, “Dünyanın gerçeği budur, kalıcı olan budur, inandırıcı olan budur, samimi olan budur, sonuç verecek olan budur” diye konuştu.

Helal olsun, kutluyorum

Merkez sağda yaşanan Anavatan ve DYP birleşmesine değinen Baykal, iki siyasi partiyi kutladığını belirtti. Baykal, şunları söyledi:

“El ele verdiler birleşmelerini başardılar. Hayırlı olsun. Kutluyorum. Çok memnun oldum. Tek çatı altında birleşmeyi her iki parti de içine sindirdi. Gerekirse yeni bir çatı kuracaklar ya da iki partiden birisinin çatısı altında birleşecekler. Seçim işbirliği orada gündemde değil, böyle bir şeyi kimse aklından geçirmiyor. Birleşme diyorlar, birleşmeyi kastediyorlar, birleşmeyi de uyguluyorlar. Helal olsun onlara yürekten kutluyorum onları. Bizim de böyle yapmamız lazım. Benim inancım bu.”

DSP, kardeş parti

Kardeş parti olarak tanımladığı DSP'nin birleşmeyi uygun görmediğini ifade eden Baykal, “Böyle bir birleşmeyi içine sindirmiyor. Böyle bir birleşmemeyi içine sindirmemesi kendi partisine olan bağlılıktan, saygıdan, kendi partisinin temsil ettiğini düşündüğü değerlere olan bağlılıktan kaynaklanabilir. Bunu saygıyla karşılayabilirim. Bu çok doğaldır, çok saygıdeğerdir. Ya da bu, birleşilmesi söz konusu olan partiye karşı duygusal direnişten, tepkiden kaynaklanıyor olabilir. Eğer öyle ise bunun aşılması lazım. Bunun mutlaka aşılması lazımdır. Eğer birincisi ise mesele yok. Onun çaresini hep beraber aramak lazım. Biz öyle düşündük ve onun çaresini aramak için girişimlerde bulunduk. Yani, partilerine olan bağlılığı, saygıyı temel alarak nasıl partimizi tek bir çatı altında birleştiririz diye düşündük ve onun için önerilerde bulundu” dedi.

Merhum Başbakan Bülent Ecevit'in, her iki partinin ortak bir kesişme noktası olduğunu anlatan Baykal, “Biz bundan büyük bir mutluluk duyarız, sevinç duyarız, sadece DSP ile değil, CHP'yi Ecevit'le de bütünleştirmek isteriz. Ecevit'in bütün kimliğini, siyasi kimliğini CHP aracılığıyla gelecek kuşaklara taşımaya hazırız. Ecevit'in siyasi damgasını, siyasi ahlakını, siyasi yaklaşımının CHP'nin kimliğinin bir parçası haline dönüşmesi için her şeyi yaparız” dediklerini anımsattı. Gerekirse tek çatı altında birleşebilmek için DSP'nin simgesi olan barış güvercinini altı okun yanına getirmeyi bile söylediklerini ifade eden Baykal, “Gerekirse, kurultayımızı toplarız. Kurultayımızda DSP ilkelerinden ortak partiye taşınması gereken ne varsa onu da birlikte kararlaştırır, onu da CHP kimliğine ayrılmaz bir parça olarak getiririz dedik. Yani biz kimseye kapatın partinizi gelin diye kişisel bir davet yapmadık” dedi.

Kurumsal bütünleşme önerdik

Baykal, parti olarak işbirliği yerine kurumsal bir bütünleşme önerdiklerini ve buna hazır olduklarını söylediklerinin altını çizerken, DSP'den “Hayır buna hazır değiliz” yanıtı aldıklarını kaydetti. DSP'nin seçim işbirliği istediğini ifade eden Baykal, kendilerinin bu konuya evet demesinin “şok” olarak algılandığını kaydetti. Baykal, “Kimse bizim seçim işbirliğine razı olabileceğimize inanmıyordu. Tek çatı altında bütünleşme önerimizin ne kadar ciddi, ne kadar haklı ne kadar gerçekçi olduğunu herkes görüyor. Ama bunun uygulanamaz olmasından kaynaklanan bir üzüntü içinde insanlar. Bu sıkıntı ah bir aşılabilsin diye bakıyordu. Bizde peki biz vazgeçtik bu isteğimizden seçim işbirliği yapalım dedik” diye konuştu.

Müzakereler sona erdi, yanıt bekliyoruz

İşbirliği konusunda iki parti heyetlerinin bir araya geldiklerini ve ortak bir çalışma yaptıklarını anlatan Baykal, CHP ve DSP'nin seçim işbirliğinin nasıl gerçekleştirileceğine ilişkin mutabakatta anlaştıklarını söyledi. Baykal, şöyle konuştu:

“Buna ister anlaşma, ister uzlaşma deyin, Ne yapmamız gerektiğini iki parti arasındaki arayışların ortak noktasını arkadaşlarımız belirlediler. Ondan sonra bunu hayata geçirmesi için onların DSP olarak bizim CHP olarak yapmamız için bir süre verildi. Bu çerçeve içinde biz Parti Meclisimizi topladık. Parti Meclisi'nden bu konudaki mutabakatın oy birliği ile en küçük bir itiraz olmadan en küçük bir tartışma, en küçük bir suçlama olmadan, DSP'ye en küçük bir saygısızlık sevgisizlik sergilemeden tam bir kardeş parti duygusu içinde sevinçle mutlulukla oy birliği ile bu kararın alındığını gördük. Şimdi biz o mutabakatın DSP'nin yetkili organlarında da karara bağlandığının bize duyurulmasını bekliyoruz.”

İki parti arasında yapılan bir müzakerenin bulunmadığının altını çizen Baykal, “O müzakere yapılmıştır. O müzakere sonuçlanmıştır. Müzakerenin sonucunun parti kararı haline dönüşmesini sağlamak ihtiyacı vardır. Biz onu kendi içimizde yaptık. DSP'de bu konuyla ilgili tartışmalar olabilir. Çok doğaldır, anlayışla karşılamak da fayda vardır. Ama ben güveniyorum. Sayın Genel Başkan Sezer ve çalışma arkadaşları o mutabakatı partisine kabul ettirme çalışmasını, çabasını iyi niyetiyle sürdürdüğü bu gayreti başarıyla noktalayacaktır, noktalamasını diliyorum. Bu konuda çalışmalarını kolaylaştırmak için üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız. Her türlü iyi niyeti, katkıyı vermeyi şu ana kadar verdik, şimdi de veririz. Çünkü biz, DSP'yi bir hasım, bir düşman, hatta bir rakip parti gibi görmüyoruz. DSP'yi bir kardeş parti diye görüyoruz” dedi.

Ecevit, bizim de liderimiz

DSP'nin kurucu Genel başkanı merhum Bülent Ecevit'i de kendi liderleri olarak kabul ettiklerinin altını çizen Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sayın Sezer'i de kardeş bir siyasi partinin bir lideri olarak görüyoruz. Ona karşı hiçbir olumsuzluk duygusu ne benim ne de partililerden geçmez, geçemez. DSP'ye karşı, husumet, düşmanlık telkin etmek ya da DSP'ye karşı bir çalışma yapmak bizim aklımızdan geçmez, uygulamamızda da yoktur biz samimiyiz, samimi. Sosyal demokratlar birleşsin istiyoruz, bütünleşsin istiyoruz. Bu çalışmanın hızla olumlu bir sonuca ulaştırılması bütün toplumun beklentisi. Hepimiz çok ağır bir sorumluluk altındayız. Ben o sorumluluk bilinciyle çok doğru olduğuna inanmadığım halde, doğru olduğuna inandığım bütünleşme modelini bıraktım. Sırf bu toplumun duyarlılığına saygı sonucu.”

İzmir mitingi

“Artık gün, partiler arasında hele kardeş partiler arasında bir caka satma, birbirine tuzak kurma, birbiriyle uğraşma günü değil” diyen Baykal, konuşmasına şöyle devam etti:

“El ele vermek zorundayız ve Türkiye'ye sahip çıkmak zorundayız. Bu duygu ve sorumluluk anlayışı içinde ben İzmir'e gittim. İzmir'deki o 1 buçuk milyon insanın içine girdim, kürsünün karşısına geçtim yerimi aldım. Oraya kim gelirse kucaklaşmaya hazır olarak gittim. Çünkü bunun görevimiz olduğunu biliyorum. Bir görev ihmali içinde olduğumuzu kimse bize söyleyemez. Türkiye'nin bu ortamında da DSP ve CHP bütünleşmesini Türkiye'de hiç kimse benim kadar istiyor olamaz. Eğer böyle bir birleşme ve işbirliği gerçekleşmese de hiç kimse bundan dolayı benim kadar üzüntü duyuyor olamaz. Bu tablo içinde hepimiz görevimizi yapıyoruz. Ben sayın Sezer'in ve arkadaşlarının bu ortamda gereken kararlığı sergileyeceklerine yürekten inanıyorum, onlarla el ele birlikte çalışmak istiyorum. Parlamentoda birlikte çalışmak istiyorum. Gerekirse hükümette birlikte çalışmak istiyorum. Eğer, birleşme değil işbirliği olarak gerçekleşecekse bu işbirliğinin ayrışma konusunda bir karar dayalı bir birleşme olmamalıdır. Sürekli bir birleşme bekleyişi ve umudu ve anlayışı içinde birleşme olmasını istiyorum. Yani yola çıkarken, ayrışmak üzere yola çıkmayalım. Bu aşamada bu kadar birleştik. Çıkalım yola daha ileri birleşmeye açığız, hazırız diye bakmamız lazım. Ayrışmak üzere değil, çözülmek üzere değil, dağılmak üzere değil kaynaşmak üzere birleşmek üzere, bütünleşmek üzere işbirliği yapalım diyoruz. Bu konuda umudumu koruyorum. Sadece iyimser bir insan olduğum için değil, gerçeklerin hepimize gerekli anlayışı vereceğini halkımızın kamuoyumuzun duyarlılığın hepimizin gözünde en temel dayanak noktası olduğuna inandığım için hepimizin halkımızın özlemleri doğrultusunda hele hele ve son onda Bunlar beceremediler, yapamadılar, yüzlerine gözlerine bulaştırdılar diyenlere son bir sosyal demokrat atılımıyla en güzel cevabı vereceğimize inanıyorum.”

Meclis derhal seçime gitmeli

Baykal, TBMM'nin Cumhurbaşkanını seçemediği için derhal seçime gitmesi gerektiği konusundaki görüşünü yinelerken, Anayasa değişikliklerinin de seçimler sonrasında oluşacak yeni parlamentoya bırakılmasını istedi. Baykal, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin de yeni sıkıntılar doğuracağı uyarısında bulundu.

Editör: TE Bilisim