Çocuğuma derslerindeki başarısızlığı nedeni ile götürdüğüm psikiyatr tarafından dikkat eksikliği tanısı konuldu.

Doktor ilaç tedavisi değil de görüşmeler yapmanın uygun olacağını söyledi; onun haricinde bizim yapabileceğimiz başka şeyler varmı?

Dikkatsizlik ve aşırı tepki verme ile kendini gösteren bir gelişime bozukluğu olarak tarif ediliyor ‘dikkat eksikliği bozukluğu’ en son tanı kriterlerine göre. Yalnız bu tarifin eskiye göre bir farkı var. Deniliyor ki; aşırı hareketlilikle birlikte olabilir yada olmayabilir. Daha önce ise en önemli belirtisi olarak aşırı hareketlilik gösterilirdi, ve hepimiz bu çocukları hiperaktif çocuklar diye bilirdik. Sebebi kesin olarak bilinmiyor, buna karşın biyokimyasal, fizyolojik, algılama farklılıklarına bağlı ve öğrenme ile ilgili nedenleri temel alan teoriler kuruluyor. Sinir ileti bozuklukları muhtemel sebepler arasında başı çekiyor. Zaman zaman toksinler, sinirsel gelişme gerilikleri, mikrobik hastalıkları ve çevreyle ilgili nedenler de çeşitli teorilere temel teşkil edebiliyor. Sebep ve tarif bu kadar karışık olunca tedavi yaklaşımları da o kadar farklılık gösteriyor. Bazı yazarlar, uyarıcıdan baskılayıcıya, ilaç tedavisine en büyük payı ayırırken diğerleri sadece davranışları düzeltmeye yönelik tedaviye itibar ediyor.

Size diğerlerine göre değişik bir yaklaşımdan söz edeceğim şimdi. 1973 yılında Feingold yayınladığı bir makalede o zamanki söylenişi ile çocuklardaki Hiperkinezi’ nin gıdalarla alınan salisilatlar ve boya veya yapay tat vericiler gibi katkı maddeleri ile direk ilgisi olduğunu yazıyor ve bu maddelerden arındırılmış rejimler ile hastalarının %30-50’sini tedavi ettiğini belirtiyor. Başlarda bu görüş fazla kabul görmüyor hatta yazar alaya alınıyor. Daha sonra migrene de sebep olabilen alerjik yapıları kuvvetli gıdaların ve katkı maddelerinin, çocuklarda da dikkat eksikliğine sebep olabileceği düşüncesi ile çalışmalar yapılıyor ve sonucunda bunu destekleyen kanıtlar bulunuyor. Örneğin 1994’de Boris ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada deniliyor ki, diyetten yapay tat verici-boya ve alerjen gıdaların çıkarılması dikkat eksikliği bozukluğunda fayda sağlamaktadır. Buna karşın uygulamanın tecrübe ve yoğun bilgi istemesi, aksi halde beslenme bozukluğuna yol açabilme riski nedeni ile sadece ciddi vakalara öneriliyor. Sorununuza değişik bir bakış açısı oluşturabilmek için bunları yazdım; ama pratikte uygulamanın o kadar kolay olmadığını farkındayım.

Sağlık dileklerimle

KUDUZ AŞISI

Doktor Eren Bey,

Ben bir hayvan severim ama anladığım kadarı ile hayvanlar beni çok sevmiyor. Geçen sene bir sokak köpeği tarafından ısırıldım. Tam doz aşı yaptırdım. Geçen hafta bir tanesi daha ısırıp kaçtı. Galiba tıraş losyonumu sevmiyorlar. Kuduz merkezinde aşıya dair farklı şeyler söylediler ama ben yinede aşı yaptırmak istedim. Doğrumu yapmışım?
Can K.- Beyoğlu

Kuduz aşısı uygulamaları, coğrafi bölgeye, yapılan aşının türüne ve klinik tecrübelere göre farklılıklar olmasına rağmen, kabaca HDCV denilen tür için tablo şöyledir. Hayvan şüpheli ve kayıpsa 0, 3, 7, 14 ve 28 günlerde birer doz aşı yapılır. Dünya Sağlık Örgütü 90. günde bir doz daha önermektedir. Bir yıl öncesine kadar aşılanmış kişilerde tekrar şüpheli bir temas olur ise 0 ve 3. günlerde iki doz aşı daha önerilmektedir. Başlanılan aşı programı basit şikayetler ile kesinlikle kesilmemelidir. Aşılama konudaki uygulama ve kararlar bu konuda tecrübeli bir hekim tarafından verilmelidir.
Sağlık dileklerim ile.



[email protected]