Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kaplan, kentsel dönüşümde sadece depremi değil, her tür afet riskini dikkate alarak yapılar yapılması gerektiğini söyledi.


Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde (KSÜ) düzenlenen “Deprem ve Kentsel Dönüşüm” Panelinde konuşan Kaplan, depremden korunmanın özünün bilgilenme ve kurallara uymaktan geçtiğini söyledi. Depreme karşı, risk olan her bölgede dayanıklı yapılar yapılması gerektiğini vurgulayan Kaplan, şunları söyledi:


“Öncelikli olarak yapı stoku gözden geçirilmeli. Birinci derecede deprem bölgelerinde halkın yoğun olduğu yerleşim yerleri incelenmeli ve deprem olması halinde başına ne gelecek bunu bilmemiz lazım. Bunun için yapı stokunun öncelikli olarak gözden geçirilmesi gerekiyor. Şu anda deprem bölgelerinde olan yapıların yüzde 30’u dayanıksız. Yine ülkemizin yüzde 50 oranındaki yığma yapılarının çok önemli bir oranı mühendislik mimarlık kurallarına göre inşa edilmemiştir. Birinci derecede deprem bölgesinde olan tüm yığma yapıların hepsinin bir depremde yıkılacağını hasar göreceğini söyleyebiliriz.”


Sinevizyon eşliğinde kentsel dönüşüm konusunda da sunum yapan Kaplan, “Kentsel dönüşümde her tür afeti dikkate alarak yapılar yapmalıyız. Yani sadece deprem değil, sel gibi afetleri de dikkate alarak binalar yapmalıyız. 4 aşamadan oluşan afete hazırlık dönemini gözden geçirmeliyiz. Afet olmadan önce önleme iyileştirme evresi, afetten hemen önce hazırlıklı olma, afet esnasında tetkik, afetten sonra da geri dönüşüm olmak üzere 4 evre var. Şu anda biz önleme iyileştirme evresindeyiz. Bu aşamada çok güzel çalışmalar yapabiliriz. Bunun için zamanımız var. Bu nedenle afet önleme açısından kentsel dönüşümün bir fırsat olduğunu düşünüyorum.” diye konuştu.


Panelistlerden Gazi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Kemal Görmez ise kentsel dönüşüm konusunun yasal ve yönetimsel boyutu hakkında bilgiler verdi. Türkiye’deki merkeziyetçi yapının kırılması gerektiğini ve şehirleşme konularının yerel yönetimlere bırakılmasını savunan Görmez, şöyle konuştu:


“Bana göre Türkiye’deki 100 yıllık bir merkeziyetçi devlet geleneği var ve bu gelenek Türkiye kentlerini bu hale getirmiştir. Tarih tekerrürden ibarettir ve Türkiye bu tekerrürü yeniden yaşıyor. Ben Özellikle 2000’lerden sonra devletin yerelleşmesi konusunda ümitlenmiştim. Ama maalesef Menderes döneminin 58’den sonrası gibi, Özal döneminin 87’den sonrasında olduğu gibi şu anda da 2002’den sonra tam bir yerel demokrasi beklerken merkeziyetçi bir yapı ortaya çıktı. Tüm yetkilerin merkezde toplanmasıyla bu iş çözülmez. Kentsel dönüşüme ilişkin bir yasa çıkartıp belediyelerden yetkileri alıp tamamıyla TOKİ kafalı bir yönetimin idaresine bırakırsanız, bu iş kentsel dönüşüm olmaz, rantsal dönüşüm olur. Bu işler belediyelerin işidir, imar işi dünyanın her yerinde belediyelerin işidir, merkezi idareye bırakılmayacak kadar büyük bir iştir. Çünkü yerel demokrasi ancak imar üzerinden geçer.”


KSÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hanifi Binici’nin moderatörlüğünde Cahit Zarifoğlu Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen panelde daha sonra Doç. Dr. Ferhat Kenter, Yrd. Doç. Dr. Alev Erkilet, Melike Özdemir ve Enver Erdal, konularıyla ilgili sunumlar yaparak katılımcıları bilgilendirdiler. Panel soru cevap bölümüyle son buldu. İHA

Editör: TE Bilisim