ASGARİ ÜCRET NE KADAR OLACAK? 

Asgari ücret ne kadar olacak sorusu, toplantıların başlaması ile birlikte gündemde yer almaya başladı. Geçtiğimiz yıl 417 liralık zam alan asgari ücretliler, aralık ayının sonunda belirlenecek olan yeni zam oranı ile ilk zamlı maaşlarını şubat ayında alacak.

Mevcut sistemde 2 bin 20 liralık bir asgari ücret alan çalışanlar, şubat ayından itibaren zamlı maaşlarını alabilecek. Zamlı maaşlar için Türk-İş'in talebi 2 bin 578 lira olacak.

HAK-İŞ GENEL BAŞKANINDAN AÇIKLAMALAR 

HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Türkiye'de asgari ücret belirlenirken, bir asgari ücret belirlemiyor Türkiye'nin en büyük toplu sözleşmesini yapıyoruz." dedi.

HAK-İŞ Konfederasyonuna bağlı Öz Büro İş Sendikasının Nevşehir Temsilciliğini ziyaret eden Arslan, burada yaptığı açıklamada, HAK-İŞ'in asgari ücretin olması gereken miktarı, belirlenmesi gereken kriterlerle ilgili geniş çaplı bir rapor hazırladıklarını belirtti.

Farklı konfederasyonların ortak bir rakam üzerinde mutabık kalması halinde kamuoyuna ortak bir açıklama ile duyurulması konusunda hassas davrandıklarını kaydeden Arslan, asgari ücretin belirlenmesi çalışmasının Türkiye'nin en büyük toplu iş sözleşmesi olduğunu ifade etti.

"Biz asgari ücretin bir çalışan adına değil, evli ve iki çocuğu olan bir işçi ailesi adına belirlenmesini istiyoruz. Türkiye'de asgari ücret Batılı, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi istisnai bir ücret değil. Toplam çalışanların yüzde 45'inin asgari ücretten çalıştığı bir ülkeden bahsediyoruz. Aileleriyle beraber düşünüldüğü zaman yaklaşık 25 milyonluk bir kitleden bahsediyoruz. Avrupa Birliği ülkelerinde asgari ücretli çalışanların oranı yüzde 8 ile yüzde 15arasında değişiyor. Asgari ücretle çalışanlara Batı'da ilave sosyal haklarveriyorlar. Bizdeki asgari ücret geçim ücreti olarak algılanıyor.

Türkiye'de asgari ücret belirlenirken, bir asgari ücret belirlemiyor Türkiye'nin en büyük toplu sözleşmesini yapıyoruz. Bu toplu iş sözleşmesinin taraflarının da sadece en büyük işçi sendikasının konfederasyonu değil, diğer konfederasyonların da içinde yer aldığı sistemi oluşturmamız gerekiyor. Bu sene TÜRK-İŞ'in yapmış olduğu çağrı ve atmış olduğu adım bu sistem için bir başlangıçtır. 3 konfederasyonun birlikte hazırladığı, birlikte belirledikleri ve birlikte mücadele ettikleri bir asgari ücret mücadelesi gerçek bir toplu sözleşme mücadelesine dönüştürülebilir. HAK-İŞ, TÜRK-İŞ ve DİSK olarak birlikte hareket ederek, ortak bir asgari ücret tespiti hususunda irademizi ortaya koyunca ortak olarak bir rakam belirlersek o rakamı esas kabul edelim, kendi belirlediğimiz rakamları değil, 3 konfederasyonla birlikte belirlediğimiz rakamları kamuoyu ile paylaşmayı daha doğru buluyorum."

İŞVEREN SENDİKASI TİSK'TEN AÇIKLAMA 

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genel Sekreteri Akansel Koç, "Asgari ücretin, ekonomik verileri ve ülke gerçeklerini dikkate almayan siyasi polemiklere malzeme edilmemesini temenni ediyoruz." dedi.

Koç, 2020'de geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Reşat Moralı Salonu'nda yapılan Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısındaki konuşmasında, ekonomik ve konjonktürel dalgalanmalara rağmen hükümet tarafından istihdamın korunması ve artırılması için verilen destek ve teşviklerin önemine değindi.

Asgari ücretin, çalışanların "geçim ücretini" değil, çalışanlara ödenebilecek "en alt limiti" ifade eden bir gösterge olduğunu belirten Koç, şöyle konuştu:

"Bu doğrultuda belirlenecek ücrette, ülkenin ekonomik durumu ve işletmelere olan etkisi de göz önünde bulundurulmalıdır. Unutulmamalıdır ki işletmelere yansıyacak olumsuz etkiler çalışanlarımızı da aynı yönde etkileyecektir. Asgari ücret sadece bu ücretle çalışanların ücretini değil aynı zamanda, diğer tüm çalışanların ücretini etkileyen bir gösterge, iş arayışında olan işsizlerimizin potansiyel ücreti, yeni yatırımcıların ise yatırım kararlarını etkileyen en temel kriterdir."

Son 5 yılda asgari ücrete dört kez enflasyon üzerinde artış yapıldığını anımsatan Koç, şu bilgileri verdi:

"Kümülatif asgari ücret artışı 2015-2019 yılları arasında yüzde 113 olarak gerçekleşirken, aynı dönem için TÜFE oranındaki toplam değişim yaklaşık yüzde 74 seviyesinde olmuştur. Bu artışlar sonrası, sanılanın aksine, Türkiye'de asgari ücret satın alma gücü açısından, rekabet içinde olunan ülkelere göre en yüksek düzeye gelmiştir. Öte yandan, rekabet içinde olduğumuz ülkelere göre göreceli olarak yüksek kalan asgari ücret, işveren maliyetlerini artırarak rekabetçiliğimizi olumsuz etkilemektedir. Gönül ister ki tüm ücretler yükselsin. Ancak gerçekçi ve stratejik bakış açısı ile yeni yatırım çekmemiz için, yanı başımızdaki ülkelere yatırım kaptırmamak için, rekor seviyeye gelen işsizliği indirebilmek için, zor günler geçiren sektörlerin toparlanabilmesi için makul ve dengeli bir asgari ücretin tespit edilmesi elzemdir."

TÜİK'in iş gücü verilerine göre son 5 yılda işsizlik oranının yüzde 9,9'dan yüzde 14'e, genç işsizliğinin ise yüzde 17,9'dan yüzde 27,4 seviyelerine çıktığına dikkati çeken Koç, "Güncel durumda 1,5 milyon genç işsizimiz vardır. Asgari ücretin iş arayan bu gençlerimizin istihdamının üzerindeki baskıyı rahatlatacak düzeyde belirlenmesi önem arz etmektedir." dedi.

Koç, "Ayrıca belirlenecek yeni asgari ücret, 2. Yeni Ekonomik Program'da yer alan yüzde 11,8'lik 2020 işsizlik hedefine ulaşılması için de önemlidir. Asgari ücretin enflasyonun üzerinde artış gösterdiği son yıllarda, kayıt dışılık oranı da hızla artmış, 2019 Ağustos ayında yüzde 36,1 ile 2014 yılı seviyesinin de üzerine çıkmıştır. Asgari ücretin artışı ile kayıt dışılık paralel yükseliş trendindedir. Kayıt dışı istihdamın bir puan düşürülmesinin bile ülke ekonomisine, işletmelerimizin rekabet gücüne ve dolayısıyla istihdama çok ciddi katkısı olduğunun altını çizmek isterim." ifadelerini kullandı.

"TÜİK'in salt gıda harcaması hesaplamasından yola çıkmak yanlış"

Çalışma barışının güçlü ekonominin en önemli belirleyicilerinden olduğunu ve kendilerinin çalışma hayatındaki uyumu siyaset üstü gördüklerini anlatan Koç, şunları kaydetti:

"Bu anlamda asgari ücretin, ekonomik verileri ve ülke gerçeklerini dikkate almayan siyasi polemiklere malzeme edilmemesini temenni ediyoruz. Belirttiğim tüm bu hususlardan hareketle özetleyecek olursak, geçtiğimiz yıl yaptığımız toplantıda da belirttiğimiz üzere, TÜİK'in yapmış olduğu salt gıda harcaması hesaplamasından yola çıkarak Komisyona asgari ücret hesaplaması sunmasının son derece yanlış olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim.

Asgari ücret tespitinde, Anayasamızın 55. maddesinde de yer aldığı üzere, ülkemizin ekonomik durumunun yani iş gücü maliyetleri, rekabet gücü, yatırımlar, hedef işsizlik ve hedef enflasyonun topyekün dikkate alınmasını, TÜİK'in Komisyona hesaplama değil, bu konularla ilgili veriler sunmasını, Asgari Ücret Desteği'nin, 2020'de 200 lira olarak ve tüm işletmeleri eşit şekilde kapsayarak devam etmesini, destekten yararlanma koşulları kapsamında, toplu iş sözleşmeli işyerleri için uygulanan prime esas günlük kazançtaki üst limitin artırılarak devamını, yüzde 2 olan İşsizlik Sigortası İşveren Payı'nın 2020 yılı için alınmamasını, SGK İşveren Desteği'nin yüzde 5'ten yüzde 6'ya yükseltilmesini ve bu oranın toplu iş sözleşmeli iş yerlerinde yüzde 7 olarak uygulanmasını, sosyal yardımların istihdamı destekleyecek şekilde yeniden değerlendirilmesini, rekabet içerisinde olduğumuz çoğu ülkeden ve OECD ortalamasından oldukça yüksek olan ücret üzerindeki vergi yüklerinin tekrar gözden geçirilmesini bekliyor ve talep ediyoruz."

 

DİSK'TEN 'EN AZ 3 BİN 200 TL' TALEBİ 

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, hem geçim ücreti hem de milli gelir artış dikkate alındığında 2020 yılı asgari ücretinin en az net 3 bin 200 TL olması gerektiğini söyledi.

Çerkezoğlu, DİSK Genel Sekreteri Cafer Konca ve DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Kamber Saygılı ile TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi'nde asgari ücret konusunda basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda DİSK Yönetim Kurulu adına konuşan Çerkezoğlu, asgari ücretin Türkiye'de sadece asgari ücret ve yakın bir ücretle çalışan 10 milyon işçi ve ailesinin değil, emeğiyle geçinen herkesin çalışma ve yaşam koşullarını belirleyen temel parametre olduğunu belirtti.

Asgari ücretin Türkiye'de giderek ortalama ücrete dönüştüğünü dile getiren Çerkezoğlu, "2020 yılı asgari ücret pazarlığının zorlu geçeceği kimse için sır değildir. Şirket kurtarmalara, işveren teşviklerine devasa kaynakların ayrıldığı bir ortamda kimse işçilere fedakarlık tavsiyesinde bulunmasın. Ülkemizde asgari ücret tespit süreci ekonomik değildir. Asgari ücret, hükümetin ve işverenlerin çoğunlukta olduğu Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından saptanıyor, karar oy çokluğu ile alınıyor. DİSK, asgari ücret pazarlığını bütün işçi konfederasyonları tarafından yürütülmesi gereken bir mücadele olarak görmekte." diye konuştu.

Konuşmasında DİSK-AR'ın hazırladığı "İnsan Onuruna Yaraşır Asgari Ücret" başlıklı rapora ilişkin bilgi veren Çerkezoğlu, "Türkiye'de asgari ücretin tespitinde uluslararası standartlara uyulmamaktadır. Uluslararası normların hesaplarına göre asgari ücretin tespitinde işçinin ailesi dikkate alınırken. Türkiye'de Asgari Ücret Tespit Yönetmeliği'nde yer alan tanımda işçinin ailesi asgari ücretin dışında bırakılmıştır." dedi.

Asgari ücretin ortalama ücret haline geldiğini söyleyen Çerkezoğlu, "1,8 milyon işçi asgari ücrete bile erişemiyor. Türkiye, Avrupa'nın en düşük asgari ücretli ülkeleri arasında yer almaktadır. Asgari ücret maliyetinin yarısı vergi ve kesintilere gitmektedir. 2019'da ilk vergi dilimi tarifesi, asgari ücretin 7 katına indi. Asgari ücret döviz karşısında da hızla eridi. Asgari ücretli 11 cumhuriyet altını kaybetti. Türkiye ile Çin'deki ortalama asgari ücretler birbirine yaklaşıyor. Asgari ücret artışı, son 20 yılda kişi başına gayrisafi yurt içi hasıla artışının gerisinde kaldı. Asgari ücret, Asgari Geçim İndirimi (AGİ) hariç ve net olarak saptanmalıdır." ifadelerini kullandı.

Çerkezoğlu, DİSK'in 2020 yılı asgari ücretine dair taleplerini şöyle sıraladı:

"Asgari ücret hesabında uluslararası standartlara uyulmalı ve işçinin ailesi de dikkate alınmalıdır. Asgari ücret toplu pazarlık yoluyla hesaplanmalıdır. Asgari ücret tespitine ilişkin 131 Sayılı ILO Sözleşmesi onaylanmalı, Avrupa Sosyal Şartı’na asgari ücretle ilgili konan çekince kaldırılmalıdır. Asgari Ücret Tespit Komisyonunda kadın temsili sağlanmalıdır. TÜİK hesabı asgari ücret saptanmasında alt sınır olmalıdır.

Asgari ücret net ve AGİ hariç hesaplanmalıdır. Bütün işçi ve memurlar için tek asgari ücret saptanmalıdır. Asgari ücret geçim ücreti olmalıdır. Yeniden değerleme artış oranından daha az asgari ücret artışı olamaz. Asgari ücret artışında hedeflenen enflasyon oranları esas alınamaz. Asgari ücret tespitinde geçim koşulları ve milli gelir artışı dikkate alınmalıdır. Asgari ücret yıllık olarak hesaplanmalı, tümüyle vergi dışı bırakılmalıdır. Asgari ücretin tespitinde bütün işçi konfederasyonlarına katılım hakkı sağlanmalı, asgari ücret ulusal ölçekli bir toplu pazarlıkla belirlenmeli ve uyuşmazlık durumunda grev hakkını da içermelidir."

DİSK'in yıllardır düzenli asgari ücret raporları hazırladığını ve asgari ücret talebini bilimsel temele dayandırmaya çalıştığını belirten Çerkezoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Nitekim bu çerçevede DİSK 2017 yılı için net 2000 TL, 2018 yılı için net 2300 TL, 2019 yılı için 2800 TL asgari ücret talep etmişti. Asgari ücret düzeyini çeşitli yöntemlere göre hesaplamak mümkündür. DİSK’in asgari ücret talebi ayrıntıları raporumuzda iki esasa dayalıdır. Birinci esas, asgari ücretin asgari geçim ücreti olmasıdır. Burada yoksulluk sınırı dikkate alınmalıdır. DİSK de TÜRK-İŞ de yoksulluk sınırı hesaplamaktadır.

Bu hesapları dikkate aldık. Ailede iki kişinin çalıştığı varsayımı ile asgari ücret yoksulluk sınırının yarısından az olmamalıdır. DİSK ve TÜRK-İŞ'in yoksulluk sınırı verilerinin ortalamasının yarısı esas alındığında 3 bin 485 TL altında asgari ücret yoksulluk sınırı altında kalmak anlamına gelecektir.Asgari ücret talebinde dikkate aldığımız ikinci esas, Kişi Başına Milli Gelir artışıdır. Cumhurbaşkanlığı 2020 Yıllık Programı'ndaki kişi başına milli gelir hesabı dikkate alındığında asgari ücretin 2020'de en az net 2 bin 600 TL olarak saptanması gerekir. Bu iki yönetim ortalamasını, hem geçim ücretini hem de milli gelir artışını dikkate aldığımızda asgari ücret talebimiz en az net 3 bin 200 TL'dir."

Çerkezoğlu, rakam konusunda konfederasyonların farklı hesaplamalarının olabileceğini aktararak, rakamın masadaki pazarlık sürecinde şekilleneceğini ifade etti.