CANLIYMIŞ GİBİ GİYDİRDİLER

Ertesi sabah radyoda kayıp dört yaşındaki bir kız hakkında bir haber duydu. Dün gördüğü çocuk radyoda bahsedilen kişi miydi? Birkaç kişiye danıştıktan sonra sonunda polisi aradı. Radyoda bahsedilen kız olmasa da tahmin ettiği gibi kutudaki çocuk, oyuncak bebek değildi. Ucuz bir pazen battaniyeye sarılmış çıplak, ağır yaralı bir çocuktu. Polis, çocuğun dört ila altı yaşında olduğunu tahmin etti. Ölüm nedeninin kafaya aldığı ağır darbe olduğu belirlendi ancak vücudunda yıllarca istismara uğradığını gösteren izler görülüyordu. Yetersiz beslenmişti, vücudu çürüklerle kaplıydı, çenesinin altında L şeklinde bir yara izi, ayak bileği ve kasıklarında da ameliyat izleri vardı.

İniş takımları açılmayan kargo uçağı İstanbul Havalimanı'na gövdesi üstü indi İniş takımları açılmayan kargo uçağı İstanbul Havalimanı'na gövdesi üstü indi

Vaka trajik olmasına rağmen polis oldukça hızlı bir şekilde çözüleceğini düşündü. En azından çocuğun çabucak teşhis edileceğini sandılar. Ancak günler ve haftalar geçtikçe, kimse cesedi almak veya çocuğu teşhis etmek için polise başvurmadı. Çocuğun bulunmasının ardından yüzlerce polis ormanı didik didik aradı. Yerel gazeteler 200 binden fazla broşür dağıttı. Polis, çocuğun canlıymış gibi giyinip poz verdiği fotoğraflarını bile yayınladı.

KİM OLDUĞU BULUNAMIYORDU

Biri çocuğun bir göçmen olduğunu öne sürdü ancak o dönemlerde tüm göçmenlerin aşılanması gerekiyordu. Fakat bulunan çocukta herhangi bir aşı izine rastlanmadı. Ardından birçok kişi çocuğun New Jersey'deki bir çatı ustasının oğlu olduğunu düşündü. Çatı ustası nihayet bulunduğunda oğlu bir sandviç yiyor ve televizyon izliyordu. Başka bir olasılık da çocuğun 1955'te Cadılar Bayramı'nda New Jersey'de kaybolan Steven Damman olmasıydı. Marilyn Damman, bakkala giderken iki çocuğunu dışarıda bıraktı. Döndüğünde gitmişlerdi. Bebek Pamela bir blok ötede bulundu, hâlâ arabasına bağlıydı fakat Steven hiçbir yerde bulunamadı. Hemen hemen aynı yaşta, kutudaki çocuk gibi sarı saçlı, mavi gözlü olacaktı. Çenesinin altında da kutudaki çocukla benzer bir yara izi vardı. Ancak Damman kolunu kırmıştı ancak kutudaki çocuğun kolu kırık değildi. 1998 yapılan DNA testi kutudaki çocuğun asla bulunamayan Steven Damman olmadığını doğruladı.

Bu ihtimal de çürürken bir muhbir, yolun kenarında bir kadın ve bir çocuğu arabalarının bagajından bir kutu indirirken gördüğünü hatırladı. Yardım etmek için durduğunda ona bir şey söylemediler, kimliklerini ve arabanın plakasını gizlemek için hareket ediyor gibiydiler. Ancak polis ne kadının ne de çocuğun yerini tespit edemedi.

GİZEMLİ KADIN

1961'de polis, Kenneth Dudley ve karısı Irene Dudley'i, kutudaki çocuğun 10 çocuklarından biri olup olmadığını belirlemek için sorgulamıştı. Kutudaki çocuk, ormanda battaniyeye sarılmış halde bulunan ve yetersiz beslenmeden ölen kızları olabilir miydi? Çiftin 10 çocuğu vardı ve birçoğu kayıptı. Bu soruşturmanın sonunda diğer çocuklarından dördünün ihmal ve istismar nedeniyle öldüğü de ortaya çıktı. Ancak çocukların hiçbiri kutudaki çocuk değildi.

HİKÂYEYLE ÖRTÜŞÜYORDU AMA...

Şubat 2002'de, sadece M olarak bilinen bir kadının adına arayan bir psikiyatristten çok umut verici bir ipucu geldi. Üç saatlik bir görüşme sırasında M, çocukluğundan bahsetti. Annesi 1954'te biyolojik ailesinden bir erkek çocuk satın almıştı. Annesi de M'ye yaptığı gibi çocuğa fiziksel ve cinsel tacizde bulundu. Çocuk hastalandıktan sonra annesi öfkelendi ve onu öldüresiye dövdü. Çocuğu bir battaniyeye sardı, arabaya koydu ve M'yi ortadan kaldırmak için yanına aldı. M'ye göre, bir adam da kendilerine yardım teklif etmişti. M'nin hikâyesi muhbirin hikâyesiyle çok yakından örtüşüyor gibiydi. Ancak M, kendisini güvenilmez bir tanık haline getiren ciddi zihinsel sağlık sorunlarından muzdaripti ve halka açık hale gelebilecek herhangi bir bilgi veremezdi. Polisler, M'nin eskiden yaşadığı evi incelediler ancak hiçbir kanıt bulamadılar.

MEDYUMDAN TAVSİYE İSTEDİ

Adli tabip ofisindeki bir müfettiş olan Remington Bristow, davadan vazgeçmedi. Sonunda New Jersey'deki bir medyumdan tavsiye bile istedi. Medyum hiç gitmemiş olmasına rağmen çocuğun Philadelphia'da ayrıntılı olarak tarif ettiği bir evden geldiğini söyledi. Medyumun tarif ettiği ev çocuğun bulunduğu yerden birkaç kilometre uzaktı. Burası Arthur ve Catherine Nicoletti tarafından işletilen bir koruyucu aile eviydi. Herhangi bir zamanda, çiftin onlarla birlikte yaşayan yirmi kadar koruyucu çocuğu ve Catherine'in önceki evliliğinden yirmi yaşındaki kızı Anna Marie vardı. İşyeri kapandığında, Bristow çocuğun içinde bulunduğu kutunun markasında bir beşik ve çocuğun sarıldığına benzer battaniyeler buldu.

AMERİKA'NIN BİLİNMEYEN ÇOCUĞU

Bristow, Nicoletti'nin kutudaki çocukla bir ilgisi olduğuna ikna olmuştu. Polis, ilk soruşturma sırasında koruyucu aileyi araştırdı ve hiçbir bağlantı bulamadı. Ancak Bristow kararlıydı ve 1984'te polisi Arthur'la tekrar görüşmeye ikna etti. Yine, hiçbir bağlantı bulamadılar. Arthur yalan makinesi testine girmeyi reddettiğinde Bristow işin içinde olduğuna daha da ikna oldu. Bristow 1993'te bir çözüme yaklaşamadan öldü. Dedektif Tom Augustine, Bristow'un davasını devraldı ve 1998'de tekrar Arthur ile görüştü. Bir kez daha, Nicoletti'leri suçla ilişkilendirecek hiçbir şey bulamadı. Başka bir teori ise kutudaki çocuğun aslında bir kız olarak yetiştirldiğini söylüyordu.

Bu ihtimal de çürürken bir muhbir, yolun kenarında bir kadın ve bir çocuğu arabalarının bagajından bir kutu indirirken gördüğünü hatırladı. Yardım etmek için durduğunda ona bir şey söylemediler, kimliklerini ve arabanın plakasını gizlemek için hareket ediyor gibiydiler. Ancak polis ne kadının ne de çocuğun yerini tespit edemedi.

Hâlâ kim olduğu bulunamamış bir çocuğun, kim olduğunu bulabilmek için insanlara bilmeceyi çözebileceği bilgileri sunan bir web sitesi kuruldu. 11 Kasım 2020'de Amerika'nın Bilinmeyen Çocuğu' için bir anma töreni gerçekleştirildi. Suç çözme kulübü olan Vidocq Derneği'nden Howard Lebofsky, "Son altı ay içinde tüm dünyadaki kaynaklar sayesinde olağanüstü ilerleme kaydedildi" dese de çocuğun kim olduğu hâlâ gün yüzüne çıkabilmiş değil.

Kaynak: Milliyet

Editör: TE Bilisim