Siyasetin klasik ‘ben yaptım’ söylemi, son dönemlerde ‘biz yaptık’a dönüşünce, Kahramanmaraş hayal bile edemeyeceği kazanımları elde etmeye başladı.


Son genel seçimlerde AK Parti listesine Kahramanmaraş’tan 3’üncü sıra adayı olan Mahir Ünal ile 4’üncü sıra adayı olan Yıldırım Mehmet Ramazanoğlu, 5’inci sıra adayı olan Sevde Bayazıt Kaçar getirildiğinde kamuoyunda küçümsenmeyecek bir tepki oluşuyordu. Çünkü üç isimde Kahramanmaraşlı olmalarına rağmen, uzun yıllardır il dışında olmalarından dolayı çok fazla tanınmıyorlardı. Nitekim tepkilerin kaynağı da zaten bu yönde olmuş, seçmenin çoğu “Bunlar dışarıdan geliyor, bizim sorunlarımızı nereden bilecek? Yıllardır dışarıdalar, biz bu insanlara nasıl ulaşacağız?” sorularını yöneltiyordu.


Bugün gelinen noktada bu düşüncenin yanlış olduğu, ön yargılı bir davranış olduğu da ortaya çıkıyor. Nitekim, 6 Ağustos 2012 tarihli “Tam bir hayal kırıklığı: Ünal ve Ramazanoğlu” başlıklı yazımda adı geçen iki vekil ile ilgili “hayal kırıklığı” tanımlaması yaparken; şu ifadeleri yazmıştım:


6 AĞUSTOS 2012’DE YAZDIKLARIM…


“... AK Parti’nin listesine giren Mahir Ünal ve Yıldırım Mehmet Ramazanoğlu, seçmen için, kamuoyu için tam bir hayal kırıklığı oldu. Ünal için de Ramazanoğlu için de Başbakan’ın en yakınlarından propagandası yapılmıştı. Hatta daha ileri gidilerek Ünal’ın bakan olacağından bahsedildi. Elbette kamuoyu gibi biz de umutlandık.


… Yeni OSB’lerin hayata geçirilmesini bekleniyor. Serbest bölgenin oluşturulması bekleniyor. Enerji problemlerinin çözümü bekleniyor. Doğalgaz sorunlarının çözümü bekleniyor. İmar planı ve kentsel dönüşüm için start bekliyor. Tamamlanamayan barajların, sulama kanallarının tamamlanması bekleniyor. Yayla turizmi için hareket bekleniyor. Bölgesel havalimanın yapılması bekleniyor. Hızlı tren seferleri isteniyor. İnanç turizmi için hareket bekleniyor.


…Eylem planını baştan aşağı inceledim. Çok olumlu buldum. Ama netice ‘bana göre yok’. Sadece laf. İcraat nerede. Bizzat Başbakan’ın talimat verdiği OSB için adım atılamadı. Eylem planındaki özet şu: Yapılacak. Yapılacak. Yapılacak. Ne zaman yapılacak? 2013’te. 2014’te. 2015’te. Sürekli. Olur mu dersiniz? Bana göre “olur mu olur”


Gerçekte bu cümleleri yazana değil, yazılmasına neden olanlara bakmak lazım. Onlar, yaptıklarını anlattıkça biz yanıldığımızı anlıyoruz. Onlar, gelen hizmetleri kamuoyu ile paylaştıkça kamuoyundaki olumsuz hava da yerini çok daha fazla umuda bağlıyor. 14 Ocak 2013 tarihli “Siyasetin farklılaştığını görmek ve önemsenmek” başlıklı yazımda ise şunları yazmışım:


14 OCAK 2013’TE YAZDIKLARIM


“… Cumartesi günü MADO Evindeyiz. AK Parti İl Başkanı Fatih M. Erkoç’un ev sahipliğinde bir akşam yemeği veriliyor. AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Milletvekilleri Yıldırım M. Ramazanoğlu ve Sıtkı Güvenç, İl Genel Meclisi Başkanı Mustafa Özsoy, Merkez İlçe Başkanı Necati Okay da ordaydı. Hatta bazı ilçe belediye başkanları, milletvekili adayları, ilçe başkanları, il ve ilçe yönetim kurulu üyeleri de vardı. Ama gün bizim olduğu için, biz daha çoğunluktaydık.


… Sayın Ünal’ın hitabeti ve sorunlara çözümcü yaklaşımı karşısında etkilenmediğimi söylesem, yalan olur. Kendimi inkar etmiş olurum. Özellikle yerel basının sorunlarını çözmek için hazır olduğunu ifade etmesi, yıllardır bir kenara itilen bizleri sevindirdi. En azından ben öyle düşünüyorum.


… Sayın Mahir Ünal’ın cümleleri dikkatli seçmesi, espri ile karışık sert uyarıları, orada bulunan bütün ‘gazetecilerin’ bir şeyler söylemesini istemesi, söylenen her sözü çok dikkatle dinlemesi geleceğimiz açısından umut verdi. Kendi sorunumuzu onların sorunu değil, onların sorununu kendi sorunumuz gibi görmeliyiz.


Siyaset farklılaşıyor. İktidar toplumun her kesiminin sorununu çözmek için gayret gösteriyor. Peki, biz ne yapıyoruz? “Kişisel sorunlarımızı ön plana çıkartarak mevcut sorunları çözümlenemez hale getirmek için gayret gösteriyoruz.” Sanırım bu teşhisimde yanılmıyorum. Ama yine de şunu söylüyorum: Zaman her şeyin ilacıdır.”


VE SİYASETİN ‘BEN’İ ‘BİZ’E TERCİHİ


Cumartesi (10 Ağustos 2013) günü, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Dr. Yıldırım Mehmet Ramazanoğlu’nun daveti ile Teras Cafe’ye çıktık. Ramazanoğlu, hem bayramlaşmak hem de kentin sorunları ve gelişmeleri konuşmak istediğini söyledi. Akif Arslan, Yener Atlı, Bekir Doğan, Kemal Sayın, Mehmet Taş, Abid Vanlı, Neşe Yıldızhan oradaydık (soyisim alfabetisine göre yazdım, yanlış anlaşılmasın). Bildiğim kadarı ile Davetli olan Cüneyt Beyit, Mehmet Fiskeci, Erol Öner, Mustafa Şirin de mazeretleri nedeniyle katılamadılar.


Sayın milletvekili, gönlümüzü fethetti, önceliği basının sorunlarına çözüm aradığını ifade etti. Sonra da Kahramanmaraş’ın bölgesel havaalanı, ikinci organize sanayi bölgesi, polis meslek yüksek okulu, polis eğitim merkezi, Kahramanmaraş-Göksun bölünmüş karayolu, Göksun tünelleri, bölgesel kalkınma gibi bir çok konuda yapılanları, yapılması düşünülenleri anlattı. Sözlerinin sonunda “Arkadaşlar, biz yaptıklarımızı anlatamıyoruz galiba. Kamuoyuna yeterince lanse edemiyoruz” diyerek bu konudaki eksikliklerini dile getirdi. Ama daha önemlisi “AK Parti olarak ‘ben’ değil, ‘biz’ diyoruz. İşin takipçisi ben de olsam, diğer vekil arkadaşlarım da olsa ‘ben yaptım’ cümlesi yerine ‘biz yaptık’ cümlesini tercih ediyoruz” sözleri oldu.


Gerçekten de ‘ben’cilikten ‘biz’ciliğe geçmek gerçekleşen işin her kademesindeki insanları mutlu ediyor, motive ediyor. Çünkü, ‘ben yaptım’ da her şeyin mimarıymış gibi ortaya çıkan tablo, işin kademesindeki insanların yüreğinde istemeseniz de bir ‘olumsuz’luk götürüyor. Ama ‘biz’ deyince yapılan işin başındaki organgizatörden, il müdüründen, teşkilattan, mühendis-mimardan tutunda ilçe başkanı, il başkanı, milletvekiline kadar her kademede ‘iş anlayışını’ önemsetiyor.


RAMAZANOĞLU “BEN YOK BİZ VARIZ”


Teras Cafe’de akşamın ilk karanlığı çöktükten sonra milletvekilimiz Yıldırım Mehmet Ramazanoğlu ile sohbet ediyoruz. Konu öncelikle basının sorunları oldu. Kendisi “Ben de sizlerin sorunlarına bir çare bulabilmenin gayreti içerisindeyim. İnşallah el birliği ile bu sorunları çözeceğiz” dedi. Bir çalışmasından örnek verdi.


Ardından Bölgesel Havaalanı ile ilgili konu açıldı. Ramazanoğlu, bu konuyla ilgili çalışmaları anlattı. Narlı Bölgesi’nde bir bölümü de Gaziantep ili sınırları içerisinde olan arazinin bu iş için biçilmiş kaftan olduğunu dile getirdi. Üst bürokratların Narlı Bölgesel Havaalanına sıcak bakmadığı fikrinin ortaya çıkması üzerine, Kahramanmaraşlı işadamlarının bu işi yap-işlet-devret formülü ile yapmaya hazır olduğu fikri ortaya çıktı. Ardından Gaziantepliler devreye alındı. Kahramanmaraş ve Gaziantep Valileri başkanlığında bir heyet toplantı yaptı. İş tatlıya bağlandı gibi…


Ramazanoğlu, bu gelişmelerin yanı sıra polis meslek yüksek okulu, polis eğitim merkezi gibi çalışmaları da anlattı. Ama her anlatışından ‘ben yaptım’ demedi, ‘biz yaptık’ dedi. Bu biz basın mensupları için de alışık bir durum değildi doğrusu. Nitekim, vekilimiz durumdan vazife çıkarıp anlatmaya başladı: “Arkadaşlar biz yeni bir strateji geliştirdik. Artık ‘ben yaptım’ demiyoruz. ‘Biz yaptık’ diyoruz. Ben de yapsam ‘biz’, sen de yapsan ‘biz’, o da yapsa ‘biz’. Üstelik bu strateji çok önemli bir ivme kazandırıyor.”


Peki iyi de ‘biz’ kim? Ramazanoğlu anlattığına göre; “Biz milletvekiliyiz. Biz partinin merkez teşkilatıyız. Biz partinin yerel teşkilatıyız. Biz bakanız. Biz bakan yardımcısıyız. Biz müsteşarız. Biz genel müdürüz. Biz başkentteki bürokratız. Biz yereldeki bürokratız. Biz valiyiz, biz daire müdürüyüz. Çünkü biz dediğimiz zaman bir sinerji de oluşuyor. Çalışmalar da tıkır tıkır işliyor. Yaptıklarımızı anlatamadığımızdan, kamuoyuna yansıtamadığımızdan bir şey yapmıyor gibi görünüyoruz. Biz bu konuda eksik kaldık…”


ENERJİ ALIP ENERJİ VERİYOR


“Bizde Köy gezileri ve yoğun program yorgunluğuna rağmen çıkıp geldik, güzel de oldu Sayın Dr. Yıldırım Mehmet Ramazanoğlu’un çok yakından tanıma imkanı bulduk.. İçindeki enerjiyi ve Kahramanmaraş için ne yapabilirim mücadelesine şahit olduk..” diyor, gazeteci Bekir Doğan. Ve şunları yazıyor:


“Benim gözümde Dr. Yıldırım Mehmet Ramazanoğlu, içi enerji dolu, heyecanlı sürekli bir şey yapmaya çalışıyor..Hep koşarak gitmek istiyor.. İlk defa böyle heyecanlı bir vekil tanıyorum... İçindeki bu enerjiyi Kahramanmaraş’a yatırıma çevirmek bizlerin elinde... Mahir Ünal bey AK Parti Gurup Başkan vekili olarak, Ramazanoğlu ise bir milletvekili olarak biraz destek verelim, Kahramanmaraş için yapılmayacak hizmet yoktur.. Ama biz kişisel işlerimizin takibi yerine: Kahramanmaraş işleri için koşturmamız gerekir o zaman kazanan Kahramanmaraş olacaktır...


Sayın Ramazanoğlu içi enerji dolu, Kahramanmaraş için sürekli çalışan, tanımaya çalıştığı Kahramanmaraş için ne yapa bilirim sorusunu cevabını sürekli arayan bir insan... Teklifimiz üzerine ‘Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya, Kilis , Hatay, Osmaniye illerinin desteğini almamız, buralardaki sanayi ve ticaret odalarının bu hava alanına ortak etmemiz gerekmektedir.. Bu fikrinize katılıyorum, Kahramanmaraş’ta bu illerin valileri, belediye başkanları, sivil toplum kuruluşu başkanlarının katılması ile bir toplantı yapılarak hava alanı yerini göstermemiz gerekiyor.. Bunu organize edeceğiz’ dedi.”


BİZ SORUNUMUZU BİLİYOR MUYUZ?


Galiba biz ‘seçmen’ olarak, ‘vatandaş’ olarak ‘seçilmişten’ ne istediğimizi tam anlamı ile ifade edemiyoruz. Kahramanmaraş’ın öncelikli sorunları olabilir ama bunların içindeki en öncelikliden başlamak üzere sorunların üzerine gidilirse, Kahramanmaraş bu seçim döneminin sonunda tam anlamı ile uçar. Yeter ki, sorunumuzu iyi tespit edelim mevcut siyasi iradeye bunu iyi anlatalım.


Bakınız, 24 Temmuz 2013 günü AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Mahir Ünal, gazetecilerle bir araya geldiği toplantıda şöyle diyor: “Bakanlık önemli değil. Bakansınız sadece o konuyla ilgili sorunları çözersiniz. Ama şimdi bütün bakanlarla ilişki içerisindeyiz. Sorunumuz hangi bakanlıkla ilgiliyse, ilgili bakana anlatıyoruz. Çözüyoruz. Ulaştırma, sağlık, milli eğitim, tarım, orman, ekonomi, kalkınma alanlarındaki çalışmaların nasıl yoğunlaştığına şahit oluyoruz. Yaptığımız çalıştayın sonuçlarını takip ediyoruz. Önümüzdeki günlerde ‘neler yapıldı, nelerde eksik kaldık’ları açıklayacağız. Kahramanmaraş’ın sorunlarının takipçiyiz.”


Ünal’ın söylemlerinin hemen ardından uçak seferleri ile ilgili yaptığı çalışmaların kamuoyuna yansıması ‘siyasetin’ çok farklılaştığını ve ‘ben’den ‘biz’e doğru dönüşün hızlı bir şekilde geliştiğini gösteriyor. Elbette uçak seferleri sorununun çözümü, diğer çözümlenen sorunların yanında ‘bir hiç’ olarak görünüyor. Yazamadıklarımız, anlatamadıklarımız var.
Diyeceğimiz şu ki: Siyasetin “ben” yerine “biz” söylemleri, Kahramanmaraş’a çok şey kazandırıyor!
AKİF ARSLAN
KAHRAMANMARAŞ’TA BUGÜN