AK Parti Meclis Anayasa Komisyonu’na sunduğu metinle ‘tam başkanlık’ sistemine geçiş isteyerek, büyük bir tartışma başlattı.


Diğer yandan Büyükşehir Kanunu Tasarısı Meclis Genel Kurulu gündemine getirildi. Şimdi akıllardaki soru şu: Başkanlık tartışılırken, ‘özerklik’ şeklinde yorumlanan tasarı sessiz sedasız Meclis’ten geçirilecek mi?


Üzerinde büyük bir titizlikle durulması gereken Büyükşehir Kanun Tasarısı'yla yerel yönetimlerde “devlet iradesi” zayıflatılırken, “siyasi belediye iradesi” güçlendiriliyor. Peki bu ne anlama geliyor?

STK'lar, muhalefet partileri ve en önemlisi terör uzmanlarının tasarıya dair kaygılarını sizler için derledik…

Tasarının hayata geçmesi halinde bunun en fazla BDP ve PKK'ya hizmet edeceği ve uzun vadede AK Parti'nin aleyhine kullanılacağı ifade ediliyor...

İşte tasarının öngördükleri ve bunların ne anlama geldiğine dair görüşler:

*Tasarı “Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazın Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasını” öngörüyor.

*Kamuoyunda bilinen adıyla “yeni Büyükşehir” tasarısı.

*Tasarıya göre, evet, 13 yeni Büyükşehir Belediyesi kuruluyor. Mevcut Büyükşehir belediyelerine; Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van Büyükşehir belediyeleri ekleniyor.

İP BURADA KOPUYOR

*Mevcut ve yeni Büyükşehir Belediyeleri'nin sınırları, il mülki sınırı olarak belirleniyor.

YABANA ATILAMAYACAK KAYGILAR

*Büyükşehirlerin sınırlarının il sınırını kapsayacak şekilde genişletilmesi ilerde il idaresi sistemi ve mülki idarenin ortadan kaldırılmasının yolunu açacak.

*İl idaresi sisteminin aşındırılması taşrada “devletin tarafsızlığını ve hukukun üstünlüğünü” uygulayacak makamların zayıflamasına ve zaman içerisinde ortadan kalkmasına yol açacak. İl idaresi sisteminin aşınması kamu düzeninin sağlanmasında güçlüklere sebebiyet verecek. Halbuki il idaresi sistemi yerel demokrasinin sağlıklı işlemesinin en büyük teminatı.

BÖLGESEL YÖNETİMLER İHDAS EDİLMİŞ OLACAK

*Büyükşehir belediye sınırlarının il sınırlarına çıkarılmasıyla kendiliğinden bölgesel yönetimler ihdas edilmiş olacak. Yerel yönetim düzeyinde ortaya çıkan bu yapılanma bölgesel otonomiyi gündeme getirecek.

*Büyükşehir sınırlarının il sınırını kapsayacak şekilde genişletilmesi yerelleşme eğilimleriyle tezatlık oluşturmakta. Bu uygulama ihtiyaçların en yakın yönetim birimleri tarafından karşılanması ilkesine de aykırı.

*Bu sistem demokratik bakımdan da sakıncalar barındırmakta. Vatandaşın seçilmiş kişilere yakınlığı ortadan kalkacak. Karar mekanizmalarına vatandaşın katılımı söz konusu olmayacak.


*Belediyecilik anlayışı geniş kırsal alanlara hizmet vermeye uygun değil. Yerel yönetimlerin dünyada gelişim seyrine bakıldığı zaman kırsal alanları içine alan belediyecilik anlayışının hiçbir zaman gelişmediği görülmekte. Kırsal alanlar için hep özel yerel yönetim modelleri geliştirilmiş.

*Büyükşehir belediye başkanıyla hükümetin farklı siyasal partilerden olması durumunda il genelinde kamu hizmetlerinin aksaması söz konusu olabilecek. İl sınırları ile örtüşen büyükşehirlerde güçlü belediye başkanlığı yapısı ile birleşince politik olarak karşı konulamaz güç odakları oluşacak. Bu sebeple Avrupa ülkelerinde merkezi hükümet büyükşehirlerde uygulayacağı büyük projeleri valilikler aracılığı ile uygulamaya koymakta, büyükşehirlerde merkezi hükümetin temsilcisi olan valinin rol ve fonksiyonunu artırmakta.

*İl idaresi sisteminin aşındırılması taşrada “devletin tarafsızlığını ve hukukun üstünlüğünü” uygulayacak makamın ortadan kalkmasına yol açacak.

*İl idaresi sisteminin aşınması kamu düzeninin sağlanmasında güçlüklere sebebiyet verebilecek.

*Mevcut büyükşehirlerin kullandıkları kaynaklara oranla ne ölçüde etkin ve verimli hizmet sundukları tartışmalı. Bu birimlerin görev alanlarının il sınırlarını kapsayacak şekilde genişletilmesi etkinlik ve verimlilik açısından yeni sorunları ortaya çıkacak.

*Büyükşehir olarak kurulması benimsenen illerin neden büyükşehir yapıldığı, benzer durumda olanların neden seçilmediğiyle ilgili rasyonel bir gerekçe yok.

*Büyükşehir belediyelerinin görevlerini “il” sınırıyla tanımlamanın yerinden yönetiminin bir uzantısı olan il idaresi ilkesine aykırılık oluşturacak. Bu birimlerin birçok alanda görev üstlenmesi, merkezden yönetim-yerinden yönetim ilkesiyle getirilen dengeyi sarsacak, yerinden yönetim ilkesi hem “yerel yönetimler”, hem de bu birimler içinde yer alan belediyeler lehine bozulacak.

*Anayasanın “Mahallî idareler; il, belediye veya köy halkının mahallî müşterek ihtiyaçlarını” ifadesinde yer alan “il”, “belediye” ve “köy” halklarının iç içe girmesine meydan verecek. “Belediye” halkının görevini üstlenen birimlerin Anayasaya aykırı olarak “il” ve “köy” halkının görevini üstlenen idarelerin görev ve yetkilerine el atması anlamına gelecek.

*“Mahallî müşterek ihtiyaçları” karşılamak üzere kurulmuş kamu tüzel kişileri olan yerel yönetimlerin güçlenmesi il idare sisteminde ortaya çıkacak bu boşluğu dolduramayacak. Çünkü yerel yönetimlerin devleti temsil etme gibi bir görev ve kaygıları yok. Organları seçimle geldikleri için güçlerini devletten değil, yerel halktan alıyorlar. Sürekli güçlenen yerel yönetimlerin halkın ihtiyacı deyip doğrudan milli egemenlik alanına giren konulara el atmaları sürecin doğal sonucu. Seçimle göreve gelen valiler için de aynı durum söz konusu. Bu durum, federal yapı, otonomi, özerklik gibi tartışmaları beraberinde getirecek. Taşrada devlet otoritesinin kaybolması, tartışmaları daha da alevlendirecek.

2 YENİ OSMAN BAYDEMİR'İMİZ OLACAK!

*Madem büyükşehir kurulması ve sınırlarının il sınırlarına çıkarılması hizmet açısından verimli ve etkin bir düzenleme kabul ediliyorsa, bu uygulamanın neden ülke geneline yapılmadığı da ayrıca cevapsız bir soru olarak ortada durmakta.


Bu konuda ilave edilmesi gereken bir başka konu da bölgenin siyasi haritası. Bilindiği üzere merkez sağ bir siyasal partinin en yüksek oranda oy aldığı seçimlerden biri olan 2011 milletvekili seçimlerinde AK Parti'nin yeni büyükşehir olacak illerden Van ve Mardin'de aldığı oy oranları sırasıyla % 40 ve % 32. Bu oran Diyarbakır'da % 33. Bölgesel yapıyı çağrıştıran yeni düzenlemenin etnik milliyetçilikle birleştiğinde oluşacak atmosferde bu vilayetlerde etnik merkezli siyasal partilerin dışında seçim kazanmayı imkansız hale getireceği orta. Oysa yakın dönemde Van Belediyesi ve hali hazırda Mardin Belediyesi AK Parti tarafından kazanılabilmiş. Bu düzenlemeyle terör örgütüyle içli dışlı bir görüntü arzeden, terörün finansmanı hususunda çıbanbaşı konumunda olan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ne iki büyükşehir belediyesi daha ilave edilmiş olacak.



KAYNAK: Habervaktim.com


http://www.habervaktim.com/haber/bu-tasari-ne-anlama-geliyor-271711.html

Editör: TE Bilisim