Şimdi geldik, fındık kabuğunu doldurmayan son tartışma konusuna, "Başbakan da, türbanın siyasi simge olduğunu kabul etmiş"miş, yaklaşımına!

Hay sizin anlayışınıza da, mantığınıza da, Türkçe bilginize de..

Ama haklısınız, Türk okullarından birisinden değil, büyük ihtimalle azınlık okullarından birisinden mezun olmuşsunuzdur. Lisede bile yabancı dille eğitim görünce de, Türkçe bilgi kıtlığınız, böyle anlamsız laflar ettiriyor size işte!

Yani; "Türban velev ki siyasi simge olsun.. Yasaklanması mı gerekir?" cümlesini alıp da, "Türban siyasi simgedir" ifadesine nasıl çevirirsiniz?

Gerçekten, ahlâksızlıkta sınır tanımıyor bu kartel yazarları!
Onlar, yasakçılıkta öyle kaskatı kesilmişler ki; önlerine konulan her türlü açılımı, yeni büyük tartışmaların sebebi olan ifadeler olarak takdim edip, kaldıkları yerden kavgaya devam ediyorlar!

Oysa tamamen kilitlendiklerinin farkında değiller.
Ne diyorlar: "Başbakan da kabul etti ki; türban siyasi simgedir!"
Öyle mi?
Peki o zaman, ben de kabul edeyim: "Türban serbest olmasın!"

Ben de size destek vereyim..
Türban siyasi simge ya..
Dolayısı ile, o siyasi simge yine yasak olsun!
Sizinle bu konuda anlaştık.

Peki; türban "siyasi simge" olduğuna ve "siyasi simge" olduğu için türbana karşı çıktığınıza göre, artık türban dışındaki başı örten giysilere "siyasi simge" diyemezsiniz değil mi?
Örneğin çarşaf!
Türban ile uzaktan yakından bir ilgisi yok.

Türban "siyasi simge" olduğuna göre, herşey sizin dediğiniz gibi olsun; "Türban yine yasak olsun, ama isteyenler çarşaf giyebilsinler!"
Oturduğunuz yerden, homur homur homurdanmayın canım, "simge" dediğiniz şey, otuz tane olmaz ki..
Sizin düşüncelerinize saygı gösteriyoruz işte.. "Simge" dediniz diye, sözünüzü dinleyip, "Biz böyle bir simge bilmiyoruz ama, onlar direniyorlar, biz de kabul edelim simge olduğunu" deyip, alternatif üretiyoruz işte..
Türban yasak, çarşaf serbest olsun!

Böylece, "Türban son kırk yılın icadı. Eskiden türban yoktu ki!" şeklindeki itirazlarınızı da dikkate almış oluruz.
Gerçekten son 40 yıl içinde geliştirilen bir giysi değil, yüzyıllardır Anadolu'da, hatta Trakya'da çok yaygın olarak annelerimizin kullandığı çarşafla, yani yerli bir giysi ile bu sorunu çözmüş oluruz!

"Bre ham yobaz, biz türbana bile karşı çıkıyoruz, sen kalktın bir de başımıza çarşafı mı bela edeceksin" diyerek, laikçilerin hepten sinirlendiklerinin farkındayım..
O zaman, düşüncelerini sağlam temeller üzerine oturtsunlar..
"Siyasi simge" diye türbanı yasaklıyorlarsa, türbanın dışındaki giysilerin serbest olması da,"biz simge olduğu için karşı çıkıyoruz" şeklindeki yasak gerekçesinin doğal sonucu olduğunu, bir zahmet anlasınlar artık..

Aslında insanların inançlarına, başını örtmelerine bir itiraz yok da, sadece siyasi anlamı olan "türban"a karşı çıkıyorlarsa, zorunlu olarak yüzyıllarca öncesinden gelen "çarşaf"a da peki demeleri gerekir..
Neyse, çarşaf laikçileri çok kızdırdığına göre, gelin orta yerde buluşalım: "Başörtü"de karar kılalım..

Hani diyorsunuz ya, "Ananevi olarak annelerimizin örtüsü ile ilgili bir sorunumuz yok" diye..
Yasakçıbaşılar; yarından tezi yok, üniversitelerin kapısına gidip beklesinler..
Başörtü ile gelenlerin içeri alınması, türban ile gelenlerin geri çevrilmesi uygulamasını başlatsınlar!
Fikirlerinde samimi iseler tabii!

Yoksa, adam kandırmak için, "Başörtüye bir şey demiyoruz, türban yasak" diyorlarsa, "Haydi oradan sahtekârlar, haydi oradan hokkabazlar" deme hakkım doğar benim de!
Öyle ya, mütedeyyin kızlarımızın amacı, sadece başlarını örtmek..

Ha başörtü olmuş, ha çarşaf olmuş, ha türban.. Birine "siyasi simge" diyorsanız, diğerini serbest bırakın. Diğerine başka bir itirazınız varsa, öbürünü serbest bırakın..

"Ama, bunların hepsi siyasi simge; başörtü de, çarşaf da, türban da" diyorsanız, o zaman da, sizin derdinizin "siyasi simge" falan olmadığı, derdinizin Kur'an-ı Kerim'de emredilen bir farzın yerine getirilmesinin engellenmesi olduğunu söylerim size..

Öyle ya.. Biz iyiniyetle, birden fazla giysi öneriyoruz size..
Ona da "olmaz", buna da "olmaz", şuna da "hayır" diyorsanız, "Canınız cehenneme" deyip, yolumuza devam etmek de, bizim hakkımız olsa gerek!
Öyle değil mi, Sayın yasakçılar!


A.İhsan Karahasanoğlu
Vakit