Siyasetten önce de basına yakınlığı ile bilinen, espri küpü, dost canlısı milletvekili Dr.Cafer Tatlıbal, yaptığı basın toplantısında medyanın gelişmesine katkı sağladığını (Birlik TV) söyleyerek, basının iktidara yanlısı olmaması gerektiğini vurguladı, özgür olmasının en tabi davranış biçimi olduğunu söyleyerek, dün gazetecilerin bir kez daha kalbini kazandı.

“Basınsız, muhalefetsiz demokrasi olmaz” derken de, aksinin padişahlığa giden yol olduğunu cesurca söyleyen oydu.

“Gazeteciliği, gazetecileri de çok seviyorum!” dediğinde, gazeteci arkadaşlarımın yüzünde çiçekler açtı sanki. “Demek ki basını seven, basına önem veren siyasetçi de varmış!” dediler.

Ben bu itirafta Tatlıbal’ın samimi olduğuna inanmak istedim.

Tatlıbal’a zaman zaman kızarım, eleştiririm. Hadi itiraf etmem gerekirse, bazen ölçüyü kaçırdığım da oldu. Ama kişisel hiçbir hesabım-kitabım olmadığı için, (çünkü benim arkadaşım, dostum) sıra dışı ve yersiz açıklamalarından ötürü eleştirdim, biraz daha itinalı ve tehennili hareket etmesi gerektiğini hatırlattım, yani ağzından çıkanı kulağının duyması yönünde nasihatta bulundum. Nasıl olsa en ucuz, en kolay şey, nasihat… Beleş…

AK Parti milletvekili içerisinde, bugüne kadar basın toplantısı yapan (Mahçiçek’i sayamazsak) tek cesur yürek Tatlıbal. O’nu, dobra dobra konuşmaları ile biliriz, tanırız. Öyle pek de lafını esirgemeyen, korkan biri değil. Bu basın toplantısına, hem kendilerinin, hem biz gazetecilerin, hem de kamuoyunun ihtiyacı vardı. Kamuoyu beklenti içindeydi bizler gibi. Herkes bir şeyler yazıyor, söylüyordu ama, bir vekilin ağzından çıkacak kelimeyi de duymak istiyordu. Muhatap oydu çünkü.

Biraz da özeleştiride bulundu, “Bazen kendimizi aynada göremiyoruz. Hep doğru yaptığımızı sanırız, ama biz de insanız, bizim de görmediğimiz, yapamadığımız şeyler oluyor.”Bu yiğitliği kimse yapmaz, kimse kendini ele vermez. Hele hele siyasetçi ise, asla!

Basın toplantısında, yanında; AK Parti il Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, merkez ilçe başkanı Necati Okay ve basından sorumlu il başkan yardımcısı Dr.İrfan Karadutlu da hazır bulunurken, Fatih Mehmet Erkoç zaman zaman Tatlıbal’ın açıklamalarına açıklık getirmek, kulvar değiştirmek için sözler aldı, bizleri bilgilendirdi. Ama Necati Okay’ın ağzından çıt çıkmadı.

İyi de etti. Yalnız, Tatlıbal bir yerde, açılım ve PKK’lıların ülkeye giriş yaptıklarında, DTP’lilerin yaptığı şovu kastederek, “DTP şerefsizlik yaptı” cümlesini kullanmayacaktı. Şu hassas dönemde, bir partiyi şerefsizlikle itham etmek, bilmiyorum ne kadar şık düştü, onu da kamuoyu değerlendirsin. Mecliste belli bir kesimi temsil eden partiye yersiz ve zamansız kelimeleri kullanırsanız, yarın aynı şeyi sizin için de kullandıklarında sesinizi çıkartmayacaksınız.

Ağzından kaçırıverdi, pot kırdı bize göre. Belki de sonradan pişman olmuştur ama, iş işten geçmiş, gazeteci arkadaşlarımın notları arasında yerini almıştı bile bu nahoş cümle.

Tatlıbal, dedik ya, dobra siyasetçi. Diline, ağzına geldiği gibi konuşur, kıvırmaz, lafı esirgemez. Bu doğru mu, değil. Siyasetçilerin kelimeleri tartarak, özenle seçerek kullanması gerekir. Yoksa başınız ağrır. Sonra, “dilim-dilim, başıma giydirir kilim” derler adama.

Yukarıda da söyledim, bu basın toplantısı gündeme ilaç gibi geldi. Suskun, sessiz gündem, bir günde Tatlıbal’ın açıklamaları ile ateşleniverdi, hareketlendi.

Sayın vekilim Tatlıbal’ı tebrik ediyorum. Delikanlıca çıkıp, il ve merkez ilçe başkanını da yanına alarak kamuoyunun merakla beklediği sorunlara, sorulara açıklık getirdiği için, açıklamalarda bulunduğu için.

Lakin, o dobra bildiğimiz, lafını esirgemeyen biri olarak tanıdığımız Tatlıbal, zaman-zaman gazetecilerin soruları karşısında adeta terledi, zor ve sıkıntılı dakikalar yaşadı. Özellikle Mustafa Şirin, Mehmet Taş ve Mehmet Fiskeci’nin soruları karşısında, öyle anlık dakikalarda ne diyeceğini bilemedi, şaşırdı, yutkundu, bu yüzden de ara ara araya Erkoç girerek, havayı ve konuları yumuşatmaya çalıştı ki, bunu da ziyadesiyle başardı.

Her ne olursa olsun, bu toplantı gerekliydi, ilaç gibi geldi.

Teşekkürler sayın vekilim, teşekkürler ve merkez ilçe başkanım. Ve de Karadutlu dostum.


KONUK YAZAR:
MEHMET FİSKECİ

Editör: TE Bilisim