Kahramanmaraş Muhtarlar Dernek Başkanı Vedat Paköz, Muhtarlar, devlet ile vatandaşı buluşturandır. Kısacası muhtarlar, tonajı ölçülemeyecek kadar ağır yüklerin taşıyıcılarıdır. Diyerek, belediyemizin muhtarlara gereken samimiyeti ve ilgiliyi göstermesi gerektiğini söyledi.


 Kahramanmaraş Muhtarlar Dernek Başkanı Vedat Paköz, muhtarlarla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:     


“Çok değerli müntaz okuyucular. Muhtarların görev süresi içinde, yaptıkları çalışmalar ve çektikleri çileleri aşağıda, anlatım tarzımla sunuyorum. Takdir sizlerindir…


Muhtarlar demokrasinin temsilcileri, devletin ilk kapısı, devletin acil servisleri. Hizmetin öncüsüdür. Devletin eli, kolu, gözü ve kulağı’dır. Muhtarlar siyasetin çekirdeğidir.


Muhtarlar, devlet ile vatandaşı buluşturandır. Kısacası muhtarlar, tonajı ölçülemeyecek kadar ağır yüklerin taşıyıcılarıdır. Gerçekten toplumun en ağır yükünü taşıyan, biz muhtarlar neden arka planda, tutuluyor ve haklarımız verilmiyor? Bunu bir türlü anlayamıyorum.


Köyde veya mahallede var olan sorunlar, acil servis misali ilk önce biz muhtarlara iletilir. Sular akmaz, çöp toplanmaz, sokak lambaları yanmaz, yollarda çukur oluşur, asfalt yapılacak muhtar aranır… Kanalizasyon tıkanır, yol açılacak, Yeşil Kart’ı çıkmaz, yolda kalır, evde hanımı ile kavga eder, yetiş muhtar… Maliyeci gelir, borçluyu arar. Postacı gelir, evde olmayanların ve almayanların, tebligatlarını verir. Emniyet gelir, kanun ve asker kaçaklarını arar. Gece 03 ila 05 arası Evin zili veya telefonu acı acı çalar, korkarsın bir yakınım, mı öldü diye. Bir bakarsın karşında polis memuru, hazırlan aramaya gideceğiz der. Muhtarların görevleri saymakla bitmez. Üstüne üstlük yanlış bir evrak imzalarız, ondan sonra mahkeme mahkeme sürünür ve hapis cezası alırız.


Özlük hakları dersen yok. Aldığımız ödenek 380. Türk lirası, Bağ-Kur pirimi, kırtasiye, telefon, internet, su, elektirik ve misafirin çay parasına yetmez. Üstelik de cebimizden harcarız.


Vatandaş ister ki; akmayan suyu hemen aksın, açılmayan yolu açılsın, toplanmayan çöpü günlük alınsın, yanmayan sokak lambası hemen yansın, asfaltı yapılsın, yolda oluşan çukurlar hemen asfaltla kapansın; elbette ki bu sorunlar, aciliyet isteyen sorunlardır. Yapılması gereken hizmetlerin en başıdır, iyi de kardeşim; muhtarların kepçesi, kamyonu, asfalt şantiyesi küreği, kazması, işcisi, bitmeyen bütçesi yok ki, hemen müdahale etsin. Muhtar cebinde asfalt taşımıyor ki, açılan çukuru hemen doldursun. Elbette muhtar olarak isteriz ki mahallemizdeki sorunlar bir an önce çözülsün. Muhtarlar da vatandaş adına kimi zaman valiliğe, çoğu zaman da belediyeyi, suyolu ederiz. Köy muhtarlarımız valilikle, merkez mahalle muhtarlarımızda belediye ile iletişim kurarız. Muhtar belediye başkanına ve diğer yetkililere zamanında ulaşması lazım ki sorunlar anında giderilsin; belediyeden randevu isteriz, onun canı istediği zaman, randevu saati verir; acil durumumuz, hemen giderilmez. Muhtar belediye başkanı ve diğer yetkililerle acilen görüşmesi gerek ki, sorunlar giderilsin. Bazen yarın geliriz denir, maalesef gelinmez ve dertler büyür. Muhtarlığımız yerin dibine batar, mahalle sakinlerine karşı mahcup oluruz. Yaptığımız hizmetten bir şey anlamayız, günler hizmet arayışı içinde geçer gider… 


 İşte bu nedenle belediyemiz muhtarlara gereken samimiyeti ve ilgiliyi göstermelidir ki yaptığımız, hizmetten gurur duyalım. Muhtarlarımızın yükleri çok ağır, çözmeleri gereken sorunlar dağ gibidir. Maalesef eritmek için aracımız da yoktur. Ne yapalım?..


 Mahalle sakinleri seçimden sonra gelir: “Ben sana oy verdim; benim kömürüm çıkmadı, belediyeden yiyeceğim ve odunum gelmedi, niçin benim işime bakmıyorsun?” diye sitem eder. Hâlbuki kömürün ve yiyeceğin, muhtarlarla bir ilgisi yok. Kömürü Sosyal Yardımlaşma ve dayanışma vakfı (Fakir fukara Fonu)verir. Yiyeceği de ramazan ayında, belediye başkanlığı dağıtır. Bütün yük muhtarın, bu yükü taşımamız mümkün değildir. Herkes görevinin bilinci içinde olursa problem de kalmaz. Maalesef vatandaş kendi işine geleni konuşur; senin sıkıntını bilmez, o hep haklı olur. Her şeyi senden bilir, seni karalar, seçim zamanı geldiğin de oy istersin, hemen bu meseleyi konuşur, sana sırtını döner; muhtarı oyla sindirmeye çalışırlar.


Belki vatandaş diyecek ki, “Biz mi muhtar olun?”, dedik. “Kendileri isteyerek aday oldular, muhtar seçildiler.” Biz muhtarlar da kendimizi mahcup ettirmemek için, çok çalışmamız gerektiğine inanarak, canla başla çalışırız. Mahallelerimizin sorunlarını çözmek için, ellerimizi taşın altına koyarak, ailelerimizin zamanından çalarak, sosyal hayatımızdan fedakârlık ederek, gecemizi gündüzümüze katarak, ilgililere sorunları iletiriz. Köy ve mahalle muhtarları olarak görevimizi tam manası ile yapmaya çalıştığımızı, bazen de engellerle karşılaşırız, bunları da tek tek aşmak için ilgilileri sürekli rahatsız ederiz. Çünkü sorunları ilgili makamlara anında iletiriz ki hemen yapılsın diye. Bunda kimsenin şüphesi olmasın, görevimizi en iyi şekilde ifa ettiğimize inanmaktayız.


Köy ve mahalle muhtarları olarak, köy muhtarı kendisi ile çalışan birimlerle, mahalle muhtarları olarak da, kendi bağlı olduğumuz birimlerle hizmetin gelmesi açısından, birer köprü vazifesi yapıyoruz. Bu köprülerinin yıkılmaması için, büyük caba içinde oluruz. Köprü yıkıldığı takdirde, karşıya geçme imkânı da kalmaz, hep birlikte boğulur gideriz.


Muhtarlık kurumunun yıpratıldığı, bölük pörçük haline getirildiği, seslerinin çıkartılmadığı ve haklarımızın verilmediği, bir ortamda görevimizi sürdürmekteyiz


Muhtarların rencide edildiği, küçük düşürüldüğü, kendi arkadaşına tuzak kurduğu bir dönem yaşamaktayız. Muhtarların susturulduğu, özgürlüklerinin elinden alındığı, yok sayıldığı, muhtarların haklı olduğu konularda işlemlerinin bazen yapılmadığına şahit olmaktayız. Böyle davranılmasına da çok üzülüyoruz. Yetkilerimizin elimizden alındığı (kısıtlandığı) kurum ve kuruluşlarca, muhtarlara öz güvenin kalmadığını da biliyoruz. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün adrese kayıt sistemini hayata geçirdikten sonra, muhtarlık kurumunu işlemez hale getirdiler. Mahalleye gelenleri bilmiyor, gidenlerin de nereye gittiğini bilmiyoruz. Bu sistem hayata geçirilmeden, muhtar olarak vatandaşın nereye gittiğini ve nereden geldiğini, nakil ilmühaberi düzenlemesi ile biliyorduk. Şimdi ise gidenlerin nereye gittiğini bilmiyoruz. Naklini de aldırmıyor, uzun süre mahallelerimizde kalıyorlar, işleri düştüğü an muhtara gelmiyor, nüfus ve vatandaşlık müdürlüğüne gidip ikamet belgelerini alıyorlar. Muhtara gelse ikamet alamayacak, çünkü orada oturmuyor. Bu işlerin düzelmesi için, nakil ilmühaberi yeniden hayata geçirilmelidir. İlgilileri bu konuda göreve davet ediyorum. Kanun kaçağı, icralık olanlar yer değişikliği yapmalarına rağmen, adreslerini değiştirmiyorlar. Adrese dayalı kayıt sistemi sanki bu kişilere özel yapılmış, bulunmaz bir sistem gibi gözüküyor. Bu bağlamda zorluk çekiyoruz.  


 Muhtar arkadaşlarımıza bazı hatırlatma, yapmak istiyorum. Muhtarların güçlü olmasını istemeyen bazı güçlerin, gücümüzü engellemek adına karıştırıcılara, oynaklara, yalancılara, yağcılara, ilgi gösterip, güç birliğini yok etmek için, uğraş verdiklerini, açık şekilde görüyoruz. Bunlara yakın olanları da biliyoruz. Bilgili, şuurlu, ilkeli, dürüst ve kültürlü ne konuştuğunu, oturduğu yeri ve kalktığı, yeri bilen ve konuşma becerisi olan, muhtarlar istenmiyor. Değerli muhtar arkadaşlarım artık bilgili, şuurlu, ilkeli, dürüst ve kültürlü, ne konuştuğunu bilenlerle birlikte olalım. Bizleri dilenci durumuna düşürüp, ondan bundan, para toplayanların, toplum içinde yerleri olmamalı. Muhtar dilenci değildir. Muhtar onurludur, haysiyetlidir, şereflidir. Konuşmak için ayağa kalkıp da, konuşmasını bilmeyenlerle birlikte hareket etmeyelim ki, mahcup duruma düşmeyelim. Muhtar dürüsttür, çalışkandır, toplumun aynasıdır. Muhtarların azarlandığı, sözlerinin dinlenmediği, birlikteliğimizin kalmadığı, hiçe sayıldığımız, bir dönemden geçiyoruz. Bu utanç verici tabloyu silmek elimizdedir. Tutsaklıktan kendimizi kurtararak asıl görevimize dönmeliyiz. Görevimiz, haysiyet ve şerefimizi ayaklar altına aldırmamak, seçilmişliğimizi her kesime, hatırlatmak olmalı.


Sayın muhtar arkadaşlarım, Dernekler niçin kurulur? Amaç; birlik ve beraberliğin pekişmesini sağlamak, kendi mahalle ve köy sorunlarımızı aramızda konuşup, dertlerimize çare bulunması için, mahalle ve köy sorunlarımızı ilgili mercilere götürmektir. Kahramanmaraş Muhtarlar Derneğimiz bir “öcü” değildir. Asıl öcü olan derneğimize karşı cephe alanlardır. Fikirden ve bilgiden yoksun, kişiler derneğin ne olduğunu bilmeyenlerdir. Bana bilmediklerini sorup, bilgi sahibi olanlar, “derneğimiz çok iyi çalışıyor, cebimize para giriyor”, diyenler şimdi neredesiniz?!. Muhtarlar Derneğini kullanıp, kendi adına çıkar sağlayanlar, muhtarların yüz karasıdır. Muhtar insanlara hizmet götüren saygın bir kurumdur. Muhtarlık kurumunda karıştırıcılık olmaz. Bu gibi muhtarların, hangi ortamda, yetiştiklerine bakma lazım. İlkeli ve dürüst ve kültürlü muhtarları dışlayabilir ve silebilirsiniz. Ya, ALLAH’I (c.c) ALLAH (c.c) hep doğruların yanında yer almıştır. Karıştırıcılar, oynaklar, yalancılar ve yağcıların sayesinde, saygınlığını, kaybeden kurum haline geldik. Seçimle işbaşına gelen kuruma leke düşürmek, onursuzluktur. 


Dürüst ve ilkeli olmak, başımızın tacı olmalı. İnsan onurunu zedelemeden, görevimizi haysiyetli yapmalıyız ki, yoksa seçilmişliğimizi, bir kenara atmış oluruz. Aksi takdirde toplumun aynası olamayız.”