Kızılötesi Astronomik Uydu (IRAS) tarafından 1983'te toplanan verilerin bir analizini yapan İngiliz Londra Kraliyet Koleji’nden gökbilimci Michael Rowan-Robinson, Dokuzuncu Gezegen2i keşfetmiş olabilir!

Rowan-Robinson'ın basılmayı bekleyen makalesinde, bunun gerçek bir tespit olma ihtimalinin oldukça düşük olduğu, ancak bu bilgilerin nihai tespiti yapabilecek daha bilinçli bir arama çabası için gezegenin şu anda nerede olabileceğinin modelini çıkarmak için kullanılabileceği sonucuna varılıyor.

Makalede "IRAS’ın görüntülerinin kalitesinin düşük olduğu ve araştırma kabiliyetinin en uç sınırındaki gökyüzünün çok zor bir bölümünde uzak kızılötesi algılamalar için kullanıldığı göz önüne alındığında, bu adayın gerçek olma olasılığı çok büyük görünmüyor, ancak, Dokuzuncu Gezegen hipotezinin ne kadar ilgi gördüğü göz önüne alındığında, önerilen parametrelere sahip ve önerilen gökyüzü bölgesinde bir nesnenin gezegensel gözlemlerle tutarsız olup olmadığının kontrol edilmesi faydalı olacaktır." ifadelerine yer veriliyor.

UZUN YILLARDIR TARTIŞILAN BİR KONU

Güneş Sistemi'nin dış bölgelerinde görülmeyen bir gezegenin varlığına dair spekülasyonlar uzun yıldır yapılmakta ancak 2016'da yeni kanıtlar öne süren bir makalenin yayınlanmasıyla tartışma yeni bir boyuta taşındı. Caltech'ten gökbilimciler Mike Brown ve Konstantin Batygin, Güneş Sistemi'nin dışında bulunan Kuiper Kuşağı'ndaki küçük nesnelerin, sanki büyük bir şeyin yerçekimi etkisi altında bir kalıba itilmiş gibi garip bir şekilde yörüngede döndüklerini buldular.

Öte yandan 'o şeyi' bulmak, göründüğünden çok daha karmaşık bir iş. Eğer o şey gerçekten varsa, 400 ila 800 astronomik birim arasında bir mesafede yörüngede dönen, Dünya kütlesinin beş ila on katı bir nesne olmalı (1 astronomik birim, Dünya ile Güneş arasındaki ortalama mesafedir; örneğin, Plüton’la Güneş arasında 40 astronomik birim mesafe bulunur).

Bu nesne ise çok uzakta, oldukça küçük, soğuk ve muhtemelen güneş ışığını pek yansıtmıyor olmalı. Üstelik, çok geniş olan gökyüzünde tam olarak nerede olduğunu bilmiyoruz. Bu yüzden gerçekten var olup olmadığına konusunda kesin bir fikir birliğine ulaşılamadı. Yıllar içinde Dokuzuncu Gezegen tartışması astronominin ilginç ve kapsamlı tartışmalardan birine dönüştü.

IRAS NEDİR? TESPİT NİYE ŞİMDİ YAPILIYOR?

IRAS, Ocak 1983'ten itibaren 10 ay boyunca göğün yüzde 96'sının uzak kızılötesi araştırmasını yapan bir projeydi. Kullanılan bu dalga boyunda, Dokuzuncu Gezegen gibi küçük, soğuk nesnelerin tespit edilebileceği düşünülüyor. Rowan-Robinson, bu nedenle verileri Dokuzuncu Gezegen ile tutarlı parametreleri kullanarak yeniden analiz etmeye karar verdi.

Uydu tarafından tespit edilen yaklaşık 250.000 nokta kaynağından sadece üçü, Dokuzuncu Gezegen adayı olarak ilgi çekiyor. Haziran, Temmuz ve Eylül 1983'te uydu, gökyüzünde hareket eden bir nesne gibi görünen şeyi tespit etti.

PARAZİT OLMA İHTİMALİ VAR

Ancak tüm bunlar kesin bir tespit olmaktan çok uzak. Kaynağın göründüğü gökyüzü bölgesi, düşük galaktik enlemde, yani galaksinin düzlemine yakındı. Bu da uzak kızılötesinde parlayan filamentli bulutları barındıran galaktik sirrusun güçlü bir şekilde araya girmesi anlamına geliyor. Dolayısıyla tespit edilen kaynakların bu bulutlardan gelen parazit olması olasılığı da var.

Rowan-Robinson da, 2008'den beri faaliyette olan bir başka son derece hassas araştırma projesi olan Panoramik Tarama Teleskobu ve Hızlı Müdahale Sistemi'nin (Pan-STARRS) bu adayı desteklemediğini belirtiyor.

Ancak adayın gerçek olduğunu varsayarsak, Dokuzuncu Gezegen’e dair bazı çıkarımlar yapabiliriz. IRAS verilerine göre, bu gezegen yaklaşık 225 astronomik birim yörünge mesafede, Dünya kütlesinin üç ila beş katı arasında.

Kaynağın gökyüzündeki hareketi bize potansiyel gezegenin yörüngesi hakkında bir fikir verir ve bize şu anda gökyüzünde nereye bakmamız gerektiğini, Pan-STARRS'dan alınanlar gibi diğer verilerde nereye odaklanmamız gerektiğini söyler.

Rowan-Robinson makalesinde, “Böyle bir nesnenin diğer Güneş Sistemi nesnelerinin gözlenmesiyle tutarlı olup olmadığını ve bu nesnenin Kuiper Kuşağı cüce gezegenlerinin yörüngelerinin kümelenmesini açıklayıp açıklayamayacağını kontrol etmek için dinamik çalışmalara ihtiyaç var. Radyo veya diğer gözlemler, IRAS kaynaklarının 1983 pozisyonlarındaki gerçekliğini (ve durağanlığını) doğrularsa, bu aday reddedilebilir,” sonucuna vardı.

Kaynak: Hürriyet 

Editör: TE Bilisim