Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, hükümetin ekonomi politikalarını eleştirdi. Döviz kurundaki dengesiz artışın, iktidar tarafından kurgulanan bir kur oyunu olduğunu ifade eden Ali Öztunç, 20 Aralık’ta Türkiye’nin bir rkonomi vurgunu yaşadığını söyledi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, partisinin bugün Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen İl Danışma Kurulu Toplantısında konuştu. Konuşmasında iktidarın ekonomi üzerinden “Büyüyen Türkiye” algısı yapmaya çalıştığını ancak vatandaşın bu algılara inanmadığını aktardı. Döviz kurundaki dengesiz artışın iktidar yandaşları için yapıldığını ileri süren Öztunç, yandaşların bu durumdan dolar milyoneri olduğunu kaydetti. Öztunç, “Bu yıl 20 Aralık'ta 7 lira, 8 lira olan dolar; 17-18’lere çıkartıldı. Doğal akışında 12-13 lirayı bulmuştu. Sonra birileri müdahale etti ve doları 17-18’e kadar çıkarttılar. Ve bir gün içerisinde 18 lira olan doları hemen 11-12’ye indirdiler. Doları 18 liradan kim sattı, 12 liradan kim aldı? Akşam sattılar 18 liradan. Sabah aldılar 11-12 liradan. Yüzde 50’nin üzerinde para kazandılar. AKP'ye yakın kaynaklar malı götürdü” dedi.

Öztunç’un konuşmasından satırbaşları şöyle:

“Türkiye büyük sıkıntılı günlerden geçiyor. Çok sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Yaşanan kriz ortada, ekonomik kriz ortada. Yurttaşlarımız maalesef geçinemiyorlar. Evlerine ekmek dahi götüremez hale geldiler. Kahramanmaraş'tan da görüntüler yansıdı. Halk Ekmeği büfeleri önünde metrelerce neredeyse kilometreye varacak kadar kuyruklar oluşuyor. Niye? Biraz daha ucuz ekmek alabileyim diye. Neden? Çünkü her şeyin fiyatı çok arttı. Döviz kurunu izlediniz, gördünüz. Arttıkça arttı, arttıkça arttı. Ama birileri alttan aldılar, üstten sattılar. Öyle değil mi? Türkiye'de 12 Eylül darbesi var mı? Var. 28 Şubat Postmodern darbesi var mı? Var. 15 Temmuz darbesi var mı? Var. Bir de 20 Aralık Ekonomi Darbesi oldu. Türkiye 20 Aralık'ta bir ekonomi vurgunu yaşadı, ekonomi vurgunu. Bu yıl 20 Aralık'ta 7 lira, 8 lira olan dolar; 17-18’lere çıkartıldı. Doğal akışında 12-13 lirayı bulmuştu. Sonra birileri müdahale etti ve doları 17-18’e kadar çıkarttılar. Ve bir gün içerisinde 18 lira olan doları hemen 11-12’ye indirdiler. Doları 18 liradan kim sattı, 12 liradan kim aldı? Akşam sattılar 18 liradan. Sabah aldılar 11-12 liradan. Yüzde 50’nin üzerinde para kazandılar. AKP'ye yakın kaynaklar malı götürdü. AKP'den tüyo alanlar, saraydan bilgi alanlar 5’li çete, müteahhitleri, yandaşları, gariban vatandaşın cebindeki parayı bir kez daha çaldılar. 17-18’den doları satıp 11-12’den aldılar. Dolar milyoneri oldular yine birileri. Ama ahdımız olsun ki; 20 Aralık günü doları yüksekten satıp sabahında ucuzdan alan kim ise onları belirlemek bizim namus borcumuz. Araştıracağız, bulacağız. İktidarımızda bu vurgunu kim yaptıysa ondan hesap soracağız. Burnundan fitil fitil getireceğiz. Sözümüz söz olsun. Bakın net söylüyoruz. Hazinenin 128 milyar doları eridiği zaman buharlaştırıldığı zaman o 128 milyar doların peşine düştük. 128 milyar doların peşine nasıl düştüysek; 20 Aralık günü vatandaşın cebinden parayı çalan o hırsızların da peşine düşmek bizim boynumuzun borcu, namus borcumuzdur. Bir defa bunu herkes bilecek.”

“DOLAR DÜŞTÜ, MARKETTEKİ HİÇBİR ŞEYİN FİYATI DÜŞMEDİ!”

Peki, dolar düştü de marketteki yağın fiyatı düştü mü? Hayır. Sevgili Kahramanmaraşlılar, dolar düştü, benzinin fiyatı düştü mü? Hayır. Doğalgaz fiyatı düştü mü? Hayır. Elektrik fiyatı düştü mü? Zeytinyağı, ayçiçeği yağının fiyatı düştü mü? Çayın şekerin fiyatı düştü mü? Hayır. Marketteki hiçbir şeyin fiyatı düşmedi. Bu nasıl düşme ya? Üre gübrenin ton fiyatı bu sene Haziran ayında 4 bin 500 liraydı. Bugün tonu 16-17 bin lira, vicdanınız kurusun sizin. Eee dolar düştü, bu gübrenin fiyatı niye düşmüyor? Birileri dolar düştü diye halay çekiyor, davul-zurna çalıyor. Bakıyoruz kim bunlar? AK Parti'nin yöneticileri. AK Partilileri ayarlamışlar. Urfa'da, Malatya'da. Onlara davul çaldırıyorlar, algı yaratmaya çalışıyorlar.

“HANİ FAİZ SEBEP, ENFLASYON SONUÇTU?”

3 gün önce Afşin'deydim. Halkımıza gittik esnafa. Çiftçiye, köylüye… Yine Elbistan, Narlı ve Maraş merkezde esnafımızı ziyaret ettim. Gittiğim her yerde insanlar söylüyorlar. Bir tiyatro oynanıyor. Bu tiyatroda akıllarınca bizi kandıracaklar zannediyorlar. Kimse kanmıyor Tayyip Erdoğan artık. Bu algılarınıza, bu yalanlarınıza millet inanmıyor. Bu milletin karnı AKP'nin yalanlarına doymuş durumda. Artık AKP'nin yalanlarını bu millet yemiyor kardeşim yemiyor. Ama öbür taraftan akıllarınca sürdürmeye devam ediyorlar. Peki, yaptığı uygulama ne? Hazine garantisi veriyor. Türkiye'de bankalardaki mevduatın yüzde 65’i döviz, yüzde 35’i Türk parasıydı. Ne yaptı? Hazine garantisi ile yüzde 100’ünü dolara çevirdi. Bu örtülü faiz. Madem örtülü faiz getirecektin arkadaş sen niye faizi düşürmeye çalışıyordun sürekli? Hani faiz sebep, enflasyon sonuçtu? Ne oldu? Şimdi örtülü faiz getirdi. Peki, bunun da acısını kim çekecek? Yine biz çekeceğiz. Millet çekecek. Sen çekeceksin sevgili hemşehrim, sen! Çünkü bir grup tefeciye, parası olan bir grup faizciye, o faizi senin cebinden alıp verecekler. Çocuk eve gidiyormuş. Yolda bakmış; bir hırsız elinde demir testeresi dükkanın kilidini kesiyor. Çocuk, Amca ne yapıyorsun, demiş. Keman çalıyorum, demiş hırsız. Amca bu nasıl keman, sesi gelmiyor, demiş. Hırsız da sabah duyarsın evladım sesini, demiş. Onun hikayesi gibi. Şimdi bu örtülü faizi getirdiler ya; o kemanın sesi çıkmıyor görünüyor. İşte 2 ay sonra o sesi duyacağız. Cebimizden paralar gidince duyacağız. Her şeyin fiyatı artmaya devam edince göreceğiz. Gübrenin fiyatı düşmeyince; mazotun, benzinin, doğal gazın, elektriğin fiyatı düşmeyince göreceğiz sevgili hemşehrilerim. Bunları yaşayacağız.

“MÜTEAHHİTLERİNE SÖYLE DE HAZİNE GARANTİSİNİ TÜRK LİRASINA ÇEVİRSİNLER!”

Bakıyorsun beyefendi dün açıklama yapmış. Demiş ki Tayyip Erdoğan dün. Dolarla, avroyla ne işimiz var? Bizim paramız Türk Lirası, demiş. Vay be! Ey Tayyip Erdoğan! Bizim paramız Türk lirası, doğru. Dolarla, avroyla bizim işimiz yok; ama senin müteahhitlerinin işi var. Madem dolarla avroyla ne işimiz var, diye millete söylüyorsun. Hadi şu 5’li çeteye, şu müteahhitlere de söyle sene. Hazine garantili, otoyollar, köprüler, tüneller için dolarla veriyorsun parayı. Onlara söyle onlara. Madem dolarla avroyla işimiz yok. O müteahhitlerine söyle de hazine garantisini Türk Lirasına çevirsinler. Milleti kandırıyor. Damat da demiş ki, dolarla mı maaş alıyorsunuz, diye.

“HEPİNİZ MALİYE BAKANI OLABİLİRSİNİZ”

Bir Maliye Bakanı getirdiler şimdi. Sürekli Maliye Bakanı değiştiği için ismini de bilmiyoruz. Bu arada sevgili hemşehrilerim, hepiniz Maliye Bakanı olabilirsiniz. Maliye Bakanı olmanın kriteri ekonomi bilgisi falan olmak değil. Bu Nurettin Nebati Maliye Bakanı olduğuna göre hepiniz olabilirsiniz ha. Vallahi billahi. Tek yapmanız gereken bir şey var: Vatandaşın karşısına geçeceksiniz, gözlerime bak, diyeceksiniz. Yarın, pazara gidin. Pazarda alışveriş yaparken, pazarcı esnaf kardeşimize deyin ki, üç kilo domates ver, işte gerçi üç kilo da alamaz ya, AKP'li diyor ya iki tane domates alın diye. Domates, salatalık, neyse, patlıcan alın. Pazarcı para isteyince deyin ki; gözlerime bak. Öyle değil mi? Gözlerime bak, diyor. Maliye Bakanı Nurettin Nebati dün; ‘Geliyor Gelmekte Olan’ demiş. Yani Maliyenin Sopası Geliyor, demiş. Şimdi bir defa bu bizim; ‘Geliyor gelmekte olan’ sloganımızı kabullendiler. Güzel. Bütçe görüşmelerinde Süleyman Soylu da çıkmıştı, ‘Geliyor Gelmekte Olan’ demişti. Şimdi de Maliye Bakanları çıktı; ‘Geliyor Gelmekte Olan’ diyor. Evet. Geliyor gelmekte olan. Ama ne geliyor biliyor musun? Milletin sopası geliyor ey AKP! Milletin sandıkta size sopası geliyor.

“MİLLETİNE NANKÖR DİYEN BİR CUMHURBAŞKANI VAR!”

Yine Tayyip Erdoğan dün coşmuş. Nankör demiş gene. Millete nankör, demiş. Demişler ki işsizlik var. Ne işsizliği kardeşim demiş. Aynen şöyle söylemiş Tayyip Erdoğan: Nankör bunlar, nankör. Yan gelip yatarak para kazanmak istiyorlar. İş arayana ekmek var demiş. Milletine nankör diyen bir Cumhurbaşkanı var. Ama ben de buradan Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkan yardımcısı olarak Tayyip Erdoğan'a diyorum ki, Sayın Tayyip Erdoğan bu memlekette bir tane nankör varsa o da sensin, sen! Millete kim nankör derse nankör kendisidir. Evet, Tayyip Erdoğan! 20 yıldır bu millet sana oy verdi. Sen millete nankör diyorsun ya. Yazıklar olsun sana. Bir cumhurbaşkanı milletine nankör der mi? Nankör arıyorsan aynaya bakacaksın Sayın Tayyip Erdoğan aynaya. Aynaya bak. Nankörü görürsün.

“DİYANET İŞLERİ BAŞKANI DÜN BİR AÇIKLAMA YAPMIŞ: ARABA ALAMIYORUZ!”

Bir de bir Diyanet İşleri Başkanı var. Çok üzüldüm. Diyanet İşleri Başkanı dün bir açıklama yapmış: Araba alamıyoruz milletin korkusundan, demiş. Makam arabalarımız eskidi de milletin korkusundan araba alamıyoruz, demiş. Yazık. Vallahi yazık. Çok üzüldüm. Garibim araba alamıyormuş. Niye? Milletten korkuyormuş. Millet laf ediyormuş. Allah'tan korkmuyor ha. Diyanet İşleri Başkanının Allah'tan korkusu yok. Milletten korktuğu için alamıyormuş. Ya israf israf! Allah'tan korktuğun için almayacaksın o arabayı sen. Sosyal medyanın korkusuyla, milletin korkusuyla arabaya binmeyen, yeni bir araba alamıyorum diye feryat eden ağlayan bir Diyanet İşleri Başkanı var. Ben hep söylüyorum. Bunların Allah korkusu yok. Bunlar Allah ile aldatanlardır. Bunlar her sıkıştıklarında kutsal kitabımızın arkasında saklananlardır.

“BAKARA SURESİNİN HİÇBİR YERİNDE KUL HAKKINI AL DEMİYOR!”

Tayyip Erdoğan bu ara Bakara suresini okuyor. Bakara suresinden bahsediyor, değil mi? Nas diyor, Bakara diyor. Bir defa Bakara suresinden bahsediyorsan; yahu bu Bakara ne güzel Bakara'ymış diye dalga geçen Egemen Bağış’ı büyükelçi yaptın sen? Hiç mi vicdanın yok senin ya? Bakara suresinde kıtlık, yoksullukla sınanır diyor, doğru. Ama Bakara suresinin hiçbir yerinde saraylarda otur, millet açken demiyor. Uçan saraylara bin demiyor. Bir eli yağda, bir eli balda olsun demiyor. Bakara suresinin hiçbir yerinde binlerce korumayla gez demiyor. Lüks arabalara bin demiyor. Bakara suresinin hiçbir yerinde kul hakkını al demiyor. Yolsuzluk yap demiyor. Milleti yoksullaştır demiyor. Artık kutsal kitabımızın arkasına saklanmayın ve kutsal kitabımızı kullanmayın diyoruz.

“OYUNU KURAN DA BOZAN DA TAYYİP ERDOĞAN'DIR!”

Başka ne demiş Tayyip Erdoğan? Bugün gazetelerde yandaş gazetelerde var. Tayyip Erdoğan demiş ki; kur oyununu bir saatte bozduk, demiş. Bak bu doğru. Bu doğru. Niye biliyor musunuz? Oyunu kim bozar? Oyunu kuran bozar. İtiraf ediyor. Kur oyununu bir saatte bozduk, diyor. Çünkü bu kur oyununu kendisi kurguladı. Yandaşları zengin olsun, doları 18 liraya satsın 11 liradan alsın diye kendisi kurguladı. Bir saatte kendisi bozdu. Oyunu kim kurduysa bir saatte bozan odur. Oyunu kuran da bozan da Tayyip Erdoğan'dır. Milleti fakirleştiren, yoksulluğu artıran Tayyip Erdoğan'dır. Değerli arkadaşlar, had safhada büyüyerek devam ediyor. Ama bununla mücadele etmeye devam edeceğiz. İnanın, güvenin, Türkiye'nin her sorununun çözümü var. Türkiye'nin her sorunun çözümü de Millet İttifakı'nda, Cumhuriyet Halk Partisi'nde. Bunu görüyorlar, biliyorlar. Biz; genel başkanımız, milletvekillerimiz, örgütümüz, il başkanlarımız, eski il başkanlarımız, geçmiş dönem milletvekillerimiz hep beraber sahada çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz. Ben kendi adıma son bir yıl içerisinde 60 vilayette çalışma yapmışım. Bütün arkadaşlarım. Her yere gidiyoruz. 50’şerli milletvekili gruplarıyla, 40’lı milletvekili gruplarıyla. Gidiyoruz yurttaşlarımıza gerçekleri anlatıyoruz. Gördükleri için, oyları düşüyor. Oylar düştüğü için acziyete kapılıyorlar. Acizleştikleri zaman da saldırganlaşıyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar. Biz inandığımız yolda yürümeye devam edeceğiz. Biz Cumhuriyet Halk Partisi'ni iktidar yapmak için bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz.

“EMİN OLUN 2022 SEÇİM YILIDIR”

Şu anki anketlerde AKP, yüzde 25’lere kadar düştü. İttifakları MHP'yi zaten saymayın, yüzde 5-6’larda sürünüyor. İnşallah Millet İttifakı'nı 2022 yılında yapılacak bir seçimde inşallah iktidara getireceğiz. Seçimin zamanında yapılacak denmesine de aldanmayın ha! Diyor ya noktayı koydum virgül değil falan diye. Emin olun 2022 seçim yılıdır. 2022 yılında millet sandığa gidecek ve gereğini yapacak. Bu kapsamda Kahramanmaraş'ta çalışmalarımızı son sürat sürdürmeye devam edeceğiz. Benim size güvenim tam. Güvenim sonsuz. Biz burada geçmiş dönemdeki milletvekillerimiz, ilçe başkanlarımız, il başkanlarımız hepsinin desteğiyle mücadeleyi sürdürüyoruz. Nereden nereye? Geçmişte 1980 öncesi evet Cumhuriyet Halk Partisi'nin çok oyu vardı Kahramanmaraş'ta. Ama seksen sonrası göçler insanların başka şehirlere taşınması bir takım özel sebeplerden dolayı oyumuzun düştüğü oldu. Oy alamadığımız zamanlar oldu orada da hata bizde arkadaşlar. Eğer sen bir köye gitmezsen, bir yurttaşa dokunmazsan, vatandaşın derdini dinlemezsen, vatandaş sana niye oy versin? Neden versin? 710 mahallenin, 710’una da gidiyoruz. Ben 710 mahallenin 710’unda da arkadaşlarımızla hep beraber çalışıyoruz. Kimin ne sorunu varsa hiçbir parti ayrımı yapmadan; emek veriyoruz, çaba harcıyoruz.

“KAHRAMANMARAŞ’TA CUMHURİYET HALK PARTİSİ'NİN OY HEDEFİ 200 BİNDİR”

Yerel seçimlerde genel merkezin görevlendirmesiyle ittifak ortaklarımızın isteğiyle, İYİ Parti de dâhil, Kahramanmaraş'ta Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmuştum. Hemşerilerimiz 172 bin küsur oy verdiler. Sağ olsunlar başımızla beraber. O, oyları arttırmak için daha çok çalışacağız arkadaşlar. Bu milletvekilliği seçiminde Cumhuriyet Halk Partisi'nin oy hedefi 200 bindir. En az 200 bin, en az. İttifaksız. Yani ittifakın oyunu demiyorum, sadece CHP'nin oyunu diyorum. Bunun için daha çok çalışacağız, el ele vereceğiz, birlikte çalışacağız. Eksiğimiz olur mu? Olur. Yanlışımız hatamız olur mu? Olur. Hepimiz kuluz. Beşer şaşar. Eksiği olmayan kimse yoktur. Hatasız kul olmaz. Benim de hatam vardır. Sizlerin de hatası olabilir. Ama hatamızı kapatmak size düşer. Benim bir eksiğim varsa kapatmak sizde arkadaşlar. Sizin bir eksiğiniz varsa kapatmak bende. Bunu bir dayanışma duygusu içerisinde yapacağız. Çünkü Türkiye'nin Cumhuriyet Halk Partisi'ne ihtiyacı var ve Cumhuriyet Halk Partisi iktidara geliyor. İktidara yürürken de birbirimizin eksiğini aramayacağız, birbirimizin eksiğini kapatacağız.

“CUMHURİYET HALK PARTİSİ BENİM BABAMIN MALI DEĞİL!”

Pazarcık seçimleri içimde yara arkadaşlar, yara. Hata benimdir, başkasınındır, bilemem. Kiminse kimin? Herkese çağrı yapıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi benim babamın malı değil. Geçmişte Mehmet Parlak milletvekilimizdi, Cumhuriyet Halk Partisi Mehmet Parlakyiğit'in malı mıydı? Cumhuriyet Halk Partisi sizin, hepinizin, herkesin, tüm toplumun. Cumhuriyet Halk Partisi orada duruyor. Herkese sesleniyorum. Herkese çağrı yapıyorum. Ben Cumhuriyet Halk Partiliyim, bu AKP artık gitsin, ben sosyal demokratım, diyen herkese kapı açık. Parti orada, isteyen gitsin, üye olsun. Ama parti oradayken üye olmak istemeyip de üyelik konuşması yapanlar da sussun. Bak çok net açık çağrı bu! Genel başkan yardımcısı olarak söylüyorum. Parti orada. Kim gelip üye olmak istiyorsa buyursun gelsin partiye üye olsun. Başımızla beraber. Kaç kişi gelmek istiyorsa gelsinler buyursunlar. Kimse kimsenin elinden tutmuyor. Herkese kapı açıktır.

“KAHRAMANMARAŞ'IN BEŞ YILI HEBA OLDU”

Kahramanmaraş'a ilişkin birkaç söz söylemek istiyorum. Sevgili hemşehrilerim, müthiş bir belediye başkanınız var. Büyükşehirde. Çok başarılı adam. Sabah 09.00’da mesaiye başlıyor. 17.30’da bitiyor. İş, hikaye. İş yaptığı falan yok. Üç yıl oldu belediye başkanı neredeyse. Bir Arsan Kavşağını başlattılar. Hala Arslan Kavşağı'nı bitiremediler ya. Bir kavşağı yapamayan beceriksizler tarafından yönetiliyor Kahramanmaraş, değerli hemşehrilerim. Terminal binası… İstanbul'da İmamoğlu altı ayda devasa terminal binasını yaptı. Onun yüzde 1’i kadar olan Kahramanmaraş terminal binasını Hayrettin Güngör hala yapamaz. Bu kadar beceriksiz bir adam. Aksu çayı hala leş gibi akıyor. Hani ne oldu Hayrettin diyordu: İlk 100 günkü vaatlerim var. Ben belediye başkanı olsam Aksu Çay’ı temizlenecek. Tekke Kentsel dönüşüme girecek diye konuşuyordu. Ne oldu bu tekkenin kentsel dönüşümü? Hayrettin Güngör, ne oldu? Elinden tutan mı var? Hayrettin geldi; Maraş gün görmedi. Kahramanmaraş'ın beş yılı heba oldu, beş yılı. İnşallah ilk seçimde de gidecek Hayrettin Güngör. En büyük isteğim de AKP aday olarak onu çıkarsın. Hayrettin Güngör devam etsin büyükşehir adaylığına. Allah'tan onu istiyoruz. İnşallah getirdiler karşımıza aday olarak çıkar da görürüz hep beraber. Bakalım ne olacak.

“TRABZON BULVARINDA BAŞI DİK YÜRÜYEBİLİYORUZ!”

Değerli hemşehrilerim ben 24 saatin 20 saati çalışıyorum. İş konusunda çok talepler geliyor. Çözemiyoruz. Çünkü istihdamı iktidar yaratır, yaratamıyor. Türkiye'de istihdamı yaratmak gerekiyor. İlçelerimizin sıkıntıları oluyor, koşuyoruz, müdahale etmeye çalışıyoruz. Kimin ne sorunu varsa çözmeye çalışıyoruz. Bu kapsamda sizlerin desteğine ihtiyacımız var. Bu Danışma Kurulumuzda sizden bunu rica ediyorum. Lütfen hep beraber elimizi taşın altına koymaya devam edelim. Lütfen tuttuğunuz elimi bırakmayın. Hep beraber bu yolda yürüyelim. Bırakmayacağınızı da biliyorum. Bana hepiniz kapınızı açtınız. Hepiniz gönlünüzü açtınız. Zor şartlarda siyaset yaptık. Zor şartlarda geldik. Eski milletvekilimiz Sayın Mehmet Parlakyiğit hep derdi: Kahramanmaraş'ta CHP'li olmak zor derdi.

“KAHRAMANMARAŞ'TA SİYASET YAPMAYA DEVAM EDECEĞİM!”

Doğru. Ama biz o zoru aştık. Trabzon Bulvarında başı dik yürüyebiliyoruz. Sayımızı arttıracağız. Milletvekillerimiz olacak. Bunun için çalışıyoruz. Bunun için çalışmaya devam edeceğiz. Kişisel bir açıklama da yapmam gerekiyor. Tabii zaman zaman kulağıma geliyor. Ya işte Ali Öztunç Genel Başkan Yardımcısı belki İstanbul'dan aday olur efendim işte şuradan aday olur, buradan aday olur. Arkadaşlar ben Kahramanmaraş'tan siyaset yapıyorum, mutluyum, Kahramanmaraş'ta siyaset yapmaya devam edeceğim.

“BENİM HEDEFİM KAHRAMANMARAŞ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI KOLTUĞUNA OTURMAK”

Benim hedefim, Kahramanmaraş'ta milletvekili sayımızı arttırmak. Benim hedefim Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturmak arkadaşlar. Benim hedefim Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesini Cumhuriyet Halk Partili yapmak arkadaşlar. Ve hiçbir şekilde taviz vermeden de çalışmaya, mücadele etmeye devam edeceğim. Ben size hizmet için varım. Bu uğurda çalışmaya devam edeceğim. Bir kez daha söylüyorum. Maraş'ın hangi ilçesinde olursa olsun! Bir sebeple bir başka partiye gitmiş, birine küsmüş, bana küsmüş, ben gönlünü kırmışım, o bana laf etmiş, bir şey olmuş. Herhangi bir sebeple partiden ayrılmış ve yeni kurulan bu cücük partilerden birine gitmiş kim varsa baba ocağı Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Baba ocağınıza gelin. Kim evden kaçtıysa kaçan geri evine dönsün. İnanın ‘Geliyor Gelmekte Olan’ inşallah iktidar olacağız. İnşallah cumhurbaşkanını çıkartacağız. İnşallah bakanları çıkartacağız. Ve inşallah hep beraber o güzel, o büyük, o çağdaş Türkiye'yi yeniden getireceğiz.