Kahramanmaraş'a dış politika konusunda konferans vermek üzere 17 Mart günü gelen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Kuzey Irak'ta yaşanan gelişmelerin Türkiye'nin güvenliğini yakından ilgilendirdiğini belirterek, sınır güvenliğinin korunması için Meclis'ten yetki alınarak, Irak tarafına asker gönderilmesini istediklerini söyledi.

Partisinin davetlisi olarak Kahramanmaraş'a gelen Öymen, Arsan Center'da sabah düzenlediği basın toplantısında, dış politika üzerine değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin gerçekten son derece önemli bir dönemeçten geçtiğini ifade eden Öymen, "Dış politikada Kuzey Irak'taki gelişmeler, ülkemizin güvenliğini çok yakından ilgilendirmektedir. Orada şimdiye kadar terörle mücadele konusunda verilen sözlerin yerine getirilmediğini gördük. Bu konuda mutlaka etkili tedbir alınmasını bekliyoruz. Şu ana kadar maalesef bu tedbirler alınamamıştır. Sınırımızın ötesindeki terör faaliyetleri engellenememiştir. Bu konuda hükümetten ciddi girişimlerde bulunmasını bekliyoruz" dedi.


Gerektiğinde Meclis'ten yetki alınarak, sınır güvenliğinin korunması için daha önceki hükümetlerin yaptığı gibi Irak tarafına asker gönderilmesini istediklerini belirten Öymen, "Bu Irak'a karşı bir askeri operasyon anlamına gelmiyor. Irak halkına karşı bir hareket değildir. Ama Türkiye'nin sınır güvenliğinin korunması için zorunlu olan bir önlemdir. Hükümet daha önce iki defa Meclis'ten böyle bir yetkiyi aldı ama uygulayamadı. Şu anda böyle bir yetkiyi bir an önce almasını bekliyoruz" şeklinde konuştu.

Kıbrıs konusuna da değinen Öymen, Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'ye Kıbrıs konusunda ciddi baskılar yaptığına işaret etti. Kıbrıs'ı hiçbir şekilde feda etmeye razı olamayacaklarını vurgulayan Öymen, "Kıbrıslı Rumlar, adanın etrafındaki bütün kıta sahanlığına fiilen el koymaya çalışıyorlar. 'Bütün ada bizimdir, onun altındaki petrol de bizimdir' diyerek 15 Şubat tarihinde uluslararası ihale açtılar. Türkiye'nin itirazları bir işe yaramadı. Ciddiye de almadılar. Bir Norveç ve Çin şirketinin yaptığı araştırmalar bu kıta sahanlığında 8 milyar varillik petrol rezervi olduğunu gösteriyor. Bunun değeri 450 milyar dolardır. Kıbrıs Rum Kesimi bu servete el koymak için AB ve ABD'yi arkasına alarak fiili durum oluşturmaya çalışıyor" dedi.



Kıbrıs Rum yönetimini gayri meşru olarak nitelendiren Öymen, gayri meşru saydıkları bir hükümetin Kıbrıs'ın kıta sahanlığında böyle araştırmalar yapmasını kabul etmeyeceklerini dile getirdi. Öymen, "Türkiye, Ege'de iradesini Yunanistan'a kabul ettirebilmiştir. Yunanlılar şimdi araştırma yapamıyor. Fakat Kıbrıslı Rumlar'ın yapmasına engel olamıyoruz. Olacak iş değildir. Türkiye mutlaka etkinliğini göstererek bunu durdurmalıdır. Rumlar aynı şekilde bütün Doğu Akdeniz'de, Türkiye dahil hava sahasını izleyecek, denetleyecek bir hava kontrol merkezi inşa ediyor şu sırada. İşin tuhaf tarafı da Türkiye'nin de üyesi bulunduğu Euro Control ile anlaşma yapmışlar. Bu anlaşma Kıbrıslı Rumlar'a çok geniş imkanlar yaratacaktır. Türkiye'nin nasıl olup da buna onay verdiğini anlamış değiliz" şeklinde konuştu.

Yeni çıkan petrol yasasının, Türkiye hesabına utanç verici bir yasa olduğunu öne süren Öymen, şöyle devam etti:

"Dünyanın diğer yasalarıyla kıyasladık. Bu yasa kadar teslimiyetçi bir petrol yasasına rastlayamadık. ABD'nin işgali altında bulunan Irak'ta çıkarılan petrol yasasından bile geridedir bizim yasa. Ama edindiğimiz bilgilere göre bu yasa, yabancı petrol şirketlerinin baskısı ile çıkarılmıştır. Tarihte ilk belki. İlk defa hükümet bir yasasında 'Ulusal çıkarlar korunacaktır' cümlesini çıkartmıştır. Bu gerçekten utanç verici bir durumdur. Ulusal çıkarları korumaktan vazgeçen bir hükümetin iş başında kalması akla aykırıdır. Vatandaşımız buna tahammül edemeyecektir. Biz inanıyoruz ki, ülkemizde Türkiye'nin ihtiyacına yetecek kadar petrol vardır. Bu petrolün çıkarılması için yabancı şirketler yeni yasanın çıkarılmasını şart koşuyorlar. CHP olarak biz bunlara karşıyız. Bu yasa çıkar çıkmaz derhal Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz".


AB sürecine de değinen Öymen, "Eğer Türkiye'yi tam üye yapmayacaksanız o zaman biz de kendi yolumuzu bulmasını biliriz. Türkiye belirsizlik içerisinde 15-20 sene Avrupa'nın bekleme odasında bekleyemez. Eğer Türkiye'yi üye yapmayacaksanız bunu açıkça resmi politikanız olarak şimdiden söyleyeceksiniz. O zaman biz de AB'ye verdiğimiz taahhütleri gözden geçireceğiz başta Gümrük Birliği olmak üzere" dedi.

Daha sonra gazetecilerin sorularını cevaplandıran Öymen, Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili soruya ise şöyle cevap verdi: "Cumhurbaşkanlığı için Türkiye'de çok yetenekli insanlar vardır. CHP olarak Cumhurbaşkanı'nın uzlaşmayla seçilmesini öneriyoruz. Her iki partinin üzerinde mutabık olacağı, tercihen Meclis'in dışından bir adayın tespit edilebileceğine inanıyoruz. Sayın Ahmet Necdet Sezer nasıl Meclis dışından seçilmiş ve son derece başarılı bir Cumhurbaşkanı olmuşsa, biz inanıyoruz ki yine uzlaşmayla bulunacak. Bütün partilerin uzlaşması ile bulunacak bir aday, aynı şekilde başarılı olacaktır. Cumhurbaşkanlığı seçimini çekişme konusu yapmamak lazım."