Önce “Cumhuriyet” mitingleri, ardından Anayasa mahkemesinin cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin kararı... En son ise siyasi partilerin yıldırım aşkıyla gerçekleşen nişan ve evlilikler...

Kimi daha ilk görüşte aşık olup zaman kaybetmeden nikah masasına oturmayı tercih ederken, kimi de yıllardır devam eden karasevdasına bir de başarısız kız istemeyi ekledi...

Ama ne yıldırım nikahlar ne de birden gelişen ani kız isteme provalarının nedeni anlaşılamadı..

Kimine göre konjonktür, kimine göre eşyanın tabiatı olsa da benim gözlemlediğim kadarıyla bir sistem düzenlemesi yapılıyor Türkiye’de. Ya da rektefiye.... Hani ömrü biten motorlara yapılan bir tür yeniden hayat verme operasyonu.

Yılardır bölünmüş siyaset ve 2-3 partili koalisyonlarla yönetilen Türkiye’de tek partili iktidarın tadı pek bir güzel gelmiş olmalı ki, yeni siyasetin iki kutuplu bir dengeye oturtulmasına çalışılıyor.

Amerikan vari bir yaklaşımla denge tahtasının bir tarafına milliyetçi muhafazakarlar, diğer tarafına ise devletçi laik kesim oturtulmaya çalışılıyor. Şu an görünen isimleriyle bir tarafta Akparti tarzı bir siyasi hareket, diğerinde ise CHP önderliğinde bir yaklaşım..

Ancak sistemi oluşturanlar da biliyor ki terazinin milli muhafazakar kefesi her zaman ağırdır. Bu büyüklüğü dengelemek için terazinin diğer kefesine fazladan bir ağırlık gerekmektedir. Bu ise silahlı güç dediğimiz şeydir.yani Ordu...

Önce mitingler ardından anayasa mahkemesi kararı.

Seçim ortaya çıkınca yıllardır yapılamayanlar birkaç günde olup bitti. Sol birleşti, gizli bir el iki partiyi adeta birbirine itekledi. Ecevit’in ölümüyle boşta kalan DSP, CHP’nin güdümüne sokuldu. Bu arada sol oyları bölmesi muhtemel tüm partiler sistem dışına itildi. SHP gibi Alevilerin ilgi gösterdiği muhtemel partiler sopa gücüyle engellenerek seçim dışı yapıldı. Mıknatıs gibi aynı kutuplar birbirini itse de soldaki iki parti zorla bağlandı, seçim sonrasında serbest bırakılmak vaadiyle..

Bu arada kutbu genişletmek için yılların ülkücüsü Yaşar Okuyan enjekte edildi, gazetelere sağın “baba”sının CHP saflarından adaya olacağı haberleri verildi...

Hemen arkasından merkez sağın eritilmesi operasyonu yürütüldü. Zaten merkez sağ Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP safında yer alarak terazinin hangi kefesinde olduğunu göstermişti. Bu bakımdan artık eritilmeleri ve madem sağ kefede değiller terazinin sol kefesinden de atılmaları gerekti.

Önce birleşmeleri için baskı yapıldı. Ardından ayrılmaları için. Sonunda iki partide kendi darağaçlarına çıktı, tabureyi kendi ayakları ile itekledi. Son anda akıllar başa geldiyse de yapılan manevralar işe yaramadı. Artık merkez sağa taşınacak tek parti kaldı; Akparti...

Bir anlamda Hürriyet genel yayın yönetmeni E. Özkök’ün dediği oldu. Ak Parti’nin merkeze gelmesine yardım edildi...

Marjinal partiler ise sistem sibobu olarak beklemeye alındı. Milliyetçi unsurlara baskı için oluşturulan MHP, terör olayları artırılarak geliştirildi. Bu arada iki tarafında istemediği denge unsurları “bağımsız” adıyla Meclis yoluna koyuldu...

Seçimlere yeni bir Türkiye sloganıyla girmek çok da anlamsız değil artık. Çünkü hiç birşey eskisi gibi olmayacak...

Bunu görmek için de çok beklemek gerekmeyecek...

MEHMET KIVANÇ / HABER-YORUM / cafesiyaset.com